Ezidilik ve Yezid? - Eren Erdem
Başbakan yaptığı bir konuşmada “Yezidilik” diye bir tabir kullanmış, bunun üzerine bir tartışma başlamıştı hatırlarsınız. Esasında bu tartışmanın kendisi, fazlaca niteliksiz bir tartışmaydı. Çünkü bölgenin tarihsel karakterine yabancılaşmış bir itham ile birlikte alevlenen tartışma, doğru bir eksende gelişmedi.
Ezidilik bir inançtır. Yeryüzünde 1 milyon kadar Ezidi olduğuna inanılır. Kendilerine Yezidi denmesinden hoşlanmıyorlar. Başbakan Ezidiliğin “Yezid’den geldiğini sanıyor galiba. ” Bu yanlış bir bilgi.
Ezidilik, Mushafun Reş ve Kitabul Cilve adlı iki ayrı kitabı olan bir yerel inançtır. Ezidilik ismi “bu kitaplarda adı geçen EZDA isimli bir tanrı adından türemiştir.” Ez-da, Kürtçede “ben verdim” manasına gelir. Ezda, Ezdilik ve Ezidilik şeklinde bir türeyiş söz konusudur.
Ezidiler, Hz.İbrahim, Hz.Musa , Hz.İsa ve Hz.Muhammed’e inanmazlar. Ekseriyetle “kürt gelenekleri, mithraizm, antik yunan felsefesi ve hint mistisizminin; bir takım sufistik öğelerle sentezlenmesi sonucunda oluşmuş bir inançtır.”
Ezidilik’te düşmüş melek (Melek Tavus) kutsaldır. Sembolik ve mistik bir inanıştır. Zerdüştlüğün yoğun etkisi altında kalmıştır.
Türkiye’de 100 binden fazla ezidi olduğu düşünülür. Lakin bölgede ” 1 milyon Ezidi kürdün olduğu” varsayılır.
Bölgenin tarihsel kültürel ikliminde çok eski bir inanç olarak var olmuştur. Çok eskidir ve yoğun bir Mazdakizm etkisi görülür. Mülkiyet görüşü açısından “Mazdek’ten etkilenmiştir.”
Bektaşilik nasıl Türkmen boyları ile anılıyorsa, Ezidi- lik’te kürd boyları ile anılır. Lakin aradaki temel fark, Bektaşilik İslam’ın “Türkmen yorumu” iken Ezidilik, kendisine özgü ve Zerdüştlüğü yorumlama üzerinden gelişmiştir.
Başbakan Zerdüştlüğe’de kafayı takmış durumda. Malum, Arapçada ki “zındık” kelimesinin kökenini incelediğimizde bu durumun nedenini göreceğiz.
Zerdüşt’ün yazıtlarına “zendeka” denir. Avesta’da yer alan metin ve bölümlere “zendeka” adı verilmektedir. Mazdek’in “mülkiyet ortaklığı” eksenindeki görüşleri “zendeka” olarak ifade edilir.
Zendeka, Arapçada zındık olarak dönüşmüş ve “çok kötü sözler” olarak tanımlanmıştır. Zerdüştlüğe karşı savaş açan ilk Müslüman topluluk “EMEVİLERDİR.”
Hz.Muhammed, inanç ve itikad açısından Zerdüştlüğü eleştirsede, sosyal ilişkiler açısından Zerdüştlüğe yönelik bir muhalefet yapmamıştır. Hatta Mazdek’in şu cümlesini aynen tekrar etmiştir;
“Su, ateş ve toprak, bunlar ortak mallardır, alınıp satılması haramdır.” (Mazdek)
Ebu Davud’da bu cümle Hz.Peygamber’in dilinde şöyle vücud bulur;
“Su, ateş ve toprak, Müslümanlar bu üçünde ortaktırlar. Bunlardan alınacak bedel de haramdır.” (Hz.Muhammed)
Zerdüştlük, en temelde varlığın birliği ilkesine dayanır. Lakin zamanla kendi içinde ruhban sınıfı üretmiştir ve yozlaşmıştır. Mazdek gibi çıkışlar bu yozlaşmayı doğru bir eksene çekme gayreti ihtiva etmiştir.
Başbakan Ezid’i Yezid sanıyor
Bu yönüyle bölgenin kapsayıcı inanışları arasında yer alır. Hz.Peygamber’in en yakın dostlarından Selman-ı Pak, eski bir Zerdüşt’tür.
Bu inanışların bölgenin eski inanışlarıdır. Bunlarla “Em- evi aklıyla” hareket ederek mücadele etme fikri, Muaviye’ce bir tutumdur. Oysaki bu inançlara “mensup olmayabilirsiniz.” Hatta karşı da olabilirsiniz, fakat hakaret edemez, aşağılayamazsınız.
Başbakan Ezidiliğin “Yezid’den geldiğini” sanıyor. Etrafında ki danışman ordusu işe yaramıyor belliki, bu kaçıncı pot kırma. Daha fazlası, zarar. Susmak lazım…
Hayırlı bayramlar.
Yorum Gönder