AKP Terör Üzerinden Siyaset Yapıyor
Erdal Sarızeybek, askerlik hayatının 12 yılını sınır bölgelerinde geçirdi. Terörün en azgın olduğu dönemde Şemdinli’de tabur komutanıydı. Tam 72 askerini Türkiye’nin değişik illerine şehit olarak gönderdi. Şehitlerle ilgili konuşulduğu zaman ağlayan, ağlatan bir komutan. Televizyon programlarında, konferanslarında AKP’nin izlediği politikayı şiddetle eleştiriyor. İşte o yüzdendir ki başına gelmedik kalmıyor.
Emekli albay Erdal Sarızeybek, hakkındaki “uyuşturucu kaçakçılığı”, “Ergenekon’un kasası” suçlamalarından sonra C.savcıları hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na, Adalet Bakanlığı’na defalarca suç duyurusunda bulundu. Ancakt sonuç alamadı. Sadrızeybek’le PKK’nın yeni taktikleri ve başına gelenleri okuduk. İşte anlattıkları:
AKP, terör üzerinden siyaset yapıyor
“Bölücü terör örgütü PKK, AKP siyasetinden ve dış desteklerden aldığı cüretle hiçbir engellele karşılaşmaksızın eylemlerini sürdürüyor. Aslında bu durum, AKP hükümetinin terörle mücadele değil, terör üzerinden siyaset yaptığının açık kanıtıdır. Habur olayı ile Anayasal suç işleyerek PKK’ya halk desteği vermiştir. PKK’lı teröristleri halkın içine koymuştur. Hatta, terörist elbsisesiyle otobüsün üstüne çıkartarak teröristlerin halka konuşma yapmasına zemin hazırlamakla PKK ile halkı bir araya getirmiştir.
Bunların üzerine AKP siyasetinin Irak kuzeyindeki ve Barzani bölgesindeki kamplarına da göz yumduğunu, buralara harekat yapılmasına izin vermediğini de eklerseniz, karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Türkiye’yi hedef almış bir küresel Kürdistan siyaseti vardır. Bu siyasetin gerçekleşmesi için AKP iyi polisi, PKK kötü polisi oynamaktadır. Dahada açıkçası Başbakan Erdoğan’ın son 10 yıldır izlediği siyaset, aldığı kararlar ve yaptığı uygulamalarla halkımıza ‘Ya AKP, ya PKK’ mesajı veriyor. Bunun anlamı bir zamanlar bir başka siyasetçinin deyimiyle ‘bu iş olacak, ama kanlı mı olacak, kansız mı?’ Daha da açıkçası Erdoğan siyaseti Anayasayı kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmez bütünlüğünü yani vatanın ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü değiştirme gayreti içindedir. PKK’da aynı amaca silahlı eylemleriyle yürüyen bir örgüttür. Dolyasıyılla sonuç açıktır.
AKP’nin boyunu aştı
Erdoğan bize demek istemektedir ki ‘ya bana oy vereceksiniz, ben Anayasayı değiştirerkek küresel siyasete hizmet edeceğim. Bana oy vermezseniz PKK iç savaşa sürükleyecek.’ Bu yapılan tespitlerimiz ışığında AKP hükümetinin uygulamaları doğrudan doğruya Anayasal suç teşkil etmektedir. Çünkü, hükümet de olsanız ülkenizin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden bir örgütle işbirliği yapamazsınız.
Türkiye’nin geldiği noktada bu mesele AKP siyasetinin de, bir cemaat veya tarikatın da boyunu aşmıştır. Mesele doğrudan doğruya vatan meselesine dönüşmüştür. Dolayısıyla halkımızın bu gerçeği görüp bir an önce bu siyaseti değiştirmek için elinden geleni yapması şarttır.
Bunları söylediğim için
Ben 2005 yılında emekliye ayrıldım. Yaklaşık 7 yıldır Türkiye’nin terörle mücadele siyasetini inceliyorum, araştırıyorum ve bu konuda konferanslar veriyorum. Türkiye’nin gücü adı PKK olan terörü bir fiskede yok edecek kadar güçlüdür. Eğer terör hala devam ediyorsa, bu AKP siyasetinin yanlışlığındandır. Ne acıdır ki bunu açık açık dile getirdiğim için 7 yıldır başıma gelmeyen kalmadı.
Şemdinli’de 1992-1994’de tabur komutanı olarak görev yapmıştım. Halkımızla omuzç omuza can pahasına terörle mücadele etmiştik. Hala orada yaşayanlarla gönül bağımız var. Oradaki bir kardeşimiz Ankara’ya gelmecekmiş. Bana bir isteğim olup olmadığını sordu. Ben de Şemdinli’nin karakovan balı ünlü olduğu için bir kilo bal istedim. Meğer, telefonlarım dinleniyormuş.
Van C.Savcvılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında bir gizli tanığa, ‘Erdal Sarızeybek’in istediği bal nedir?’ driye sormuş. O da, ‘olsa olsa PKK’nın uyuşturucusudur. Bu yüzden hakkımda iki yıl soruşturma yürütüldü. İki yıl sonra anladılar ki, bu uyuşturucu değil balmış. O bal da gelmed, yiyemedim. Bir kilo bal yüzünden iki yıl hakkımda soruşturma açılmış oldu.
Şimdi kasa olduğum suçlaması var
Bu arada, konferanslarımızda PKK’nın İsviçre’deki para kasalarını açıkladım ve hükümete çağrı yaptım: Allah rızası için bu kasalara el koyun, buradaki para silah ve cephane oluyor, bizi şehit ediyor, bunu engelleyin’ dedim. Onlar da ne yaptı biliyor musunuz: PKK’nın kasasana el koymak yerine benim hakkımda ‘Ergenekon terör örgütünün kasası’ olduğum iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Bankalara yazı gönderildi. Aslında ben emekli bir memurum. O soruşturma devam ediyor. İfademin alınması için defalarca dilekçe vermeme reğmen, Adalet Bakanlığı’na, HSYK’ya şikayetler etmeme rağmen cevap bile verilmedi. Bu soruşturma da 4 ylıldır devam ediyor.
Burada halmkımıza anlatmak istediğim şudur: Türkiyle’nin güvenlik alanında yetiştirdiği sayılı insanlardan biriyim. Hem yurtiçi hem de yurtdışında aldığım yüksek eğitim, Doğu ve Güneydoğu’da 10 yıl süren bir terörle mücadele yaşantım ve tecrübem var. Tek istediğimiz şudur: ülkemizi yönetenler bizim yaşadıklarımızdan ve tecrübemizden ders çıkarsın, daha iyi yönetsinler ve terör bitsin.
Beni, PKK itirafçısına sordular
Son olarak da başıma gelen şu: Bir yayın kuruluşu İsveç’e PKK’lı itirafçı Abdülkadir Aygan’ın yanına ekip gönderip, beni ona sormuşlar. Halbuki bizi bize sorsalar, omuz omuza mücadele ettiğimiz Şeldinli’deki halka sorsalar, yazdıklarımızı okusalar, söylediklerimizi dinleseler ne olduğumu daha iyi anlarlardı. Aygan da benim için ’Şemdinli’de karakollar basılmasın diye tabur komutanlığı bize ekmek gönderirdi’ demiş.
Bizim gibi ülkesini seven, hem terörle mücadele etmiş, hem teröre darbe vurmuş, hem terörün acılarıyla yaşamış insanları yıldırmak, sindirmek, korkutmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama söz konusu olan burada vatandır. Mücadelemi son nefesimize kadar sürdüreceğim. Bizden sonra da bu mücadeleyi çocuklarımıza devralacaktır.
Söylenmeyen, yazılmayanlar
Yeni kitabım ‘Nil’den Fırat’a Devlet Oyunları’ benim 9. kitabımdır. Bu kitapta, küresel terörden yola çıkarak küresel güçlerin ülkemizde ne yapmak istediklerini araştırdım. Silahla alamadıkları Anadolu’yu ve silahla yok edemedikleri Türk milleti tarihi ve varlığını terörden yola çıkarak elde etmeye çalıştıklarını gördüm. Ülkemize 30 yıldır bela olan PKK ve Ermeni Asala terör örgütünün bu amaçla küresel güçlere hizmet ettiklerini gördüm. Bu güçlere hizmet eden Türkiye’deki işbirlikçilerini de ortaya çıkardım. Halkımız bu kitabı okuduğunda söylenmeyen ve yazılmayanz gerçekleri görecektir.
Yorum Gönder