Hükümete yakın isimler bile yapılmak istenenlerden kaygılı
TBMM İçişleri Komisyonu 80 saat süren çalışma sonucu Aydın Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ,. Trabzon, Şanlıurfa ve Van’ın “büyükşehir” olmasını, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya, ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırlarının “il mülki sınırı” olarak kabul etti.
Hükümet, böyle bir düzenlemeyi yaparken kimseyi dinleme ihtiyacı duymadı. “Ben yaptım oldu” anlayışı bu önemli yasa için de geçerli oldu. Vali ve kaymakamların üyesi olduğu, Başkanlığını emekli vali Saffet Arıkan Bedük’ün yaptığı Türk İdareciler Derneği, yeni yapılanmanın “il özel idareleri ve il idare sistemine etkisi” konulu bir panel düzenledi.
Bedük: Bölgesel yönetime geçiştir
Saffet Arıkan Bedük, kaymakamlık, valilik, emniyet genel müdürlüğü, milletvekilliği yaptı. Türk İdareciler Derneği Genel Başkanı olarak, yeni yasa tasarısıyla ilgili kaygılarını dile getiriyor. İşte onlardan birkaç satır başı:
- “Büyükşehir belediyelerinin sayısını artırmak ve görev alanlarını il sınırlarına çıkarmak (İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir belediyelerinde olduğu gibi) yerel yönetimleri güçlendirmek değil, kelimenin tam anlamıyla organları seçimle gelen bölgesel yönetimler kurmaktır. Alanı çok büyüyen büyükşehir belediyelerinin tüm alana etkin ve verimli hizmet götürmeleri mümkün değildir. Bazı ülkelerde il sınırlarının büyükşehir belediye sınırları ile örtüştürüldüğü ülkelerde federal sistem uygulanıyor.
- Büyükşehir belediye başkanıyla hükümetin farklı siyasal partilerden olması durumunda il genelinde kamu hizmetlerinin aksaması söz konusu olabilecektir. Merkezi idarenin uygulaması gereken büyük projelerin uygulanmasında farklı siyasi partiye mensup belediye başkanları olduğu zaman merkezi idarenin uygulaması gereken projelerin uygulanmadığı görülmektedir. Ülkemizde siyasi parti farklılığı durumunda daha ciddi sorunların ortaya çıkması muhtemeldir.
Güzel: Bu, özerk bölge hazırlığıdır
Hasan Celal Güzel de kaymakamlık, Başbakanlık müsteşarlığı, bakanlık yaptı. İlk büyükşehirlerin kuruluşunda da görevdeydi. Hükümete yakın olduğu bilinen Güzel’in, nasıl bir tehlikeye dikkat çektiğine bakalım:
“Güneydoğu'dan başlayıp Türkiye'yi bölüp parçalayıp önce özerk yönetime, sonra federatif sisteme, sonra bağımsız devlete doğru giderken ve bunu da hepimizin gözünün önünde yaparken biz kalkıyoruz çok rahatlıkla Türkiye'nin milli bütünlüğünü sarsabilecek bir projeyi gündeme alıyoruz.
Diyarbakır yetmiyormuş gibi getirip Mardin'i, Van'ı , Şanlıurfa'yı koyuyorsunuz, orada bir çanak meydana getiriyorsunuz. Bu çanak bir bağımsız, özerk bölge hazırlığı. Bunu görmemek mümkün değil.
- 200 senedir oturmuş il idare sistemini değiştiriyorsunuz. Nereye geçiyorsunuz? Bu resmen bölge sistemine geçiştir, bölgesel sisteme geçiştir. Bölge sistemi zaten şimdiden herkes söyleyip duruyor, açıkçası Türkiye'nin bölgelere bölünmesi ve etnik ayrımcılığa yol açması demektir.
- Sadece Doğu, Güneydoğu bakımından değil, Karadeniz'de de, Marmara'da da, hiç ummadığınız, Kayseri, Sivas civarında bile başımıza iş çıkacaktır. Gizli bir ajandanız yoksa ki, onu pek zannetmiyorum yanlış iş yapıyorsunuz demektir. İl sınırına kadar hükümranlığı olan kişi zaten mahalli bir padişah olacaktır. Kendisine ulaşmak, maiyeti bakımından, asla mümkün olmayacaktır.”
Keçeciler: Ne olduğu belli olmayan sistem
Keçeciler de eski kaymakam, eski Konya Büyükşehir belediye başkanlığı, bakanlık yaptı. Yapılan düzenlemeye mülki idare amirlerinin. yerel yönetimlerde tamamen devreden çıkarılacağını ve özellikle güneydoğu’da büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınacağına değiniyor. Keçeciler devam ediyor:
“Gözümüzün önünde, göz göre göre milli birlik ve bütünlüğümüzün tartışıldığı bir dönemde bu kadar hata işlenir mi? Böyle bir şey yapılabilir mi? Fevkalade yanlış olur, sıkıntı olur. Türkiye'yi İstanbul ve Kocaeli'nden ibaret görmeyelim. Belediyelerin gelirini artırın, ona bir şey diyemeyiz. Ama sistemi bu kadar bozmaya hakkınız yok. Eğer niyet, üstü kapalı federalizme geçmek ise yolu bu değil. Bu yanlış, fevkalade yanlış bir iş. Böyle bir federalizme geçiş olmaz. Bu ne olduğu belli olmayan bir sistem.”
Prof. Dr. Akif Çukurçayır da “Bu düzenleme yapılırsa il idare sisteminin lağvedilmesi anlamına geliyor. Devlete olan temsil noktasında il idaresi çok önemlidir. Özellikle etnik siyaset yapan belediyelerden ve diğerlerinden de gördüğümüz gibi, vatandaşa bu güveni belediyeler verememektedir” diyor.
29 il büyükşehir yapılarak sözde kurtarılıyor. Peki kalan 52 ne olacak?
Yorum Gönder