ABD adına “yeni Türkiye” inşa etmeye soyunanların işe TSK’ye savaş açmakla başlaması sanırım tüm Cumhuriyet kuvvetleri için yeterince öğretici olmuştur.
Darbelerle hesaplaşma adına, Türk Ordusu nu Washington’un emrine sokma operasyonu sürüyor. Zira Pentagon belgelerinde de belirtildiği üzere 12 Eylül’de “bizim çocuklar1‘ denilen TSK, 28 Şubat’ta “hizadan çıkmıştı.”
Tabi bu süreç sapla samanın karışmasına neden oluyor. Zira “darbeci”‘ diye suçlananlar aslında darbe karşıtı ve geçmiş darbelerin mağdurudurlar. Suçlayanlar ise bugün kendilerini “demokrat” diye etiketleyen 12 Eylül’ün has çocuklarıdır.
Bu durum, ekranlara çıkıp da Türk Ordusu karşıtlığı sergilemesi gereken AKP kalemşorlarını hem zora sokuyor hem de gülünç duruma düşürüyor.
*** *** ***
28 Şubat, Erdoğan’ı doğurmadı!
İşi Turgut Özal 12 Eylül karşıtı diye savunmaya kadar götürdüler. Bu iddialarına dayanakları ise Özal’ın aldığı oy! Neymiş? Halk 12 Eylüle karşı duruşunu Özal‘a oy vererek göstermiş.
Kurulan bağın dayanıksızlığı bir yana, bu tür programlarda kendi kendilerini ağırlamış olduklarından, haliyle biri çıkıp da en basitinden “12 Eylül Anayasası’na verilen yüzde 92 oy nasıl açıklanır o zaman?” diye soramıyor elbette.
Bu gerçek olmayan bağı kuranlar, Tayyip Erdoğan‘ın yüksek oy almasını da halkın 28 Şubat a yanıtı olarak sunuyorlar. Kuşkusuz bu kozu ellerine “Erdoğan 28 Şubat’ın çocuğudur” diyen Y- CHP veriyor!
Yoksa aslında çok da iyi biliyorlar ki, 28 Şubat, Ecevit in görece milli olan hükümetini doğurdu, Erdoğan‘ı değil!
*** *** ***
TÜSİAD ilanını ÖZAL hazırladı!
Özal meselesi önemli… Çünkü Özal‘ın yerini doğru saptamak ABD-darbe ilişkisini ve darbe- ekonomi bağını kavramamızı sağlayacak.
Bu köşede daha önce birkaç kez yaptığımız saptamaya geçmeden, o saptamayı doğrulayan bir güncel örneği anımsatalım. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na çağrılan 12 Eylül öncesi Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Bilsay Kuruç çok kritik bir bilgi verdi. Kuruç. 1979′de Ecevit hükümetinin yıkılmasına neden olan TÜSİAD ilanlarını Turgut Özal‘ın hazırladığını açıkladı.
TÜSİAD’ın bu ilanı, 12 Eylül’e giden sürecin en önemli aşamalarından biriydi. Zira 24 Ocak kararlarını alacak Süleyman Demirel azınlık hükümetini kurdular, destekledirler…
Neydi 24 Ocak 1980 kararlan? Türkiye’yi serbest piyasa ekonomisine geçirmek, dünya ekonomileriyle bütünleştirmek daha doğrusu ABD operasyonlarına tam açık hale getirmek!
Bu kararları uygulayabilmek için de sopa gerekiyordu. İşte 12 Eylül, o sopaydı.
*** *** ***
Menderes’den Özal’a, aradaki bağlar!
TÜSİAD ilanıyla Ecevit hükümetinin yıkılmasında ve 24 Ocak kararlarının alınmasında üst sıralarda sorumluluğu olan Turgut Özal‘ın 12 Eylül’de önce başbakan yardımcısı sonra başbakan yapılması misyonu gereğidir. Ve elbette Erdoğan‘ın kendisini Özal‘ın mirasçısı ilan etmesi salt bir felsefi yakınlık değildir.
Bir dikkat çeken notu daha aktaralım. TÜSİAD’ın o dönemdeki başkanı olan Feyyaz Berter, Ecevit i düşüren TÜSİAD ilanlarını kendisi ile birlikte Prof. Memduh Yaşa ve Prof. Nevzat Yalçıntaş‘ın hazırladığını açıklamıştı. Pratik hazırlık elbette…
Kimdi Nevzat Yalçıntaş Şimdilerde oğlu Murat Yalçıntaş’tan dolayı ayrı düşseler de AKP’nin kurucusudur ve daha önemlisi Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül un hocasıdır!
Ya Memduh Yaşa İktisatçı Yaşa, 12 Eylül’den sonra milletvekili oldu. Ama daha önemlisi Yaşa, Başbakan Adnan Menderes‘in mali danışmanıydı!
*** *** ***
Erdoğan neden Bayar’ı ağzına almaz?
Bu dikkat çekici kesişmeler önemli… Zira Erdoğan, hem Özal’ın hem de Menderes‘in devamı olduğunu her fırsatta dile getirir.
Kıdemli siyasetçi Hüsamettin Cindoruk‘un bir saptamasıyla bitirelim. Cindoruk, 30 Eylül’de Ulusal Kanal’da, Kurtul Altuğ’un “Politikanın Nabzı” programında, Başbakan Erdoğan’ın AKP Kongresi konuşmasını değerlendirmiş ve sormuştu: “2,5 saat konuşan Başbakan Erdoğan, Menderes‘ten çokça söz etti ama Celal Bayar‘ı hiç ağzına almadı. Neden? Çünkü Bayar İttihatçıydı, Atatürkçüydü…’
Yorum Gönder