Bayram - Hodri Meydan! - Mehmet Halil Arık


BAYRAM…
*
HODRİ MEYDAN!...

Bre aymaz; bre gafil!...
Bayramlar; birkaç güne sıkışmış tatilden ibaret midir ki; vazgeçiliversin!..
Kişilerin insaf ve insiyatifinde midir ki
bir fermanlarla bitiriliversin!..
*
Coşkunun ve sevincin zirvesi… toplumsal değerleri paylaşma bilincinin doruğu…
Dostluğu ve kardeşliği hatırlamanın ve hatırlatmanın…adıdır bayramlar.
Paylaştıkça azalan acıların, paylaştıkça çoğalan sevinçlerin yaşama aktarılmasıdır!..
Milli bayramları da, dini bayramları kadar kutsal ve özeldir özgür ulusların…
Milli bayramlar kazanılmış bayramlardır… Bedellidir ve bedeli ödenmiştir…

*Dini bayramlar, inançları doyasıya yaşama adına, yüce bir güce ait olma bilincinin manevi göstergesi olması yönünden önemlidir... Bağışları ve lütufları için kulların bir teşekkürüdür. Bir ibadettir.. Kutsiyeti bundandır dini bayramların.
*Milli bayramlar ise; özgürlüğün ve bağımsızlığın tadına doyasıya varabilme adına, bir var olma, devlet-ulus bayrak gibi yüce değerlere ait olma bilincinin bir göstergesi olması açısından bir gerekliliktir. Kan ve can pahasına kazanılmış değerlerdir.. Kazanılmış her değer gibi milli bayramlar da kutsaldır!..
Dökülen kan; feda edilen can ve harcanan emek oranında da artmıştır kutsiyeti.

Kan ve can borcunun kutsiyetini bilmeyen, Kubilay artıkları, Kurtuluş Savaşı kaçkınları, emperyalizmin işbirlikçileri, din tacirleri, kutsiyeti yalnızca dini bayramlara yüklemek gafletindeler!..
İşte bayram…Sizce vicdanların aklandığı günler midir bu koşularda kutlanacak bayram?..
“Kusura bakma oğul; 30.000 liram yoktu, bu yüzden seni verdim bedel!..” diyerek gözyaşı döken ananın yüzüne bakmaya cesaret edemeyenlerin, korkularındandır bayramlara konulan kutlama engelleri!..
Bayramı bayram gibi kutlama hakkını halka layık göremeyenlerin yasaklar getirmelerinin asli nedenidir korku. Binlerce koruması ve keskin nişancılar olmadan, cami cemaati dışında, halkın karşısına çıkamamaları bundandır.. Demokratik hakların kullanımından duyulan korkudur. Deliğe süpürülme korkusudur.. hesap verme korkusudur..
Bu durumda; Eşbaşkanlık görevlerinin sadakatla yerine getirilme telaşı da, doğal sonuçtur!..

Bayramlar bağımsızlığın, ulusal özgür iradenin göstergesidir. Esaret altında bayram olmaz. Bağımsızlığı elinden alınmış bir ülkede öncelikle bayramlarından mahrum bırakılır halk.
Milli bayramları olmayan toplumların dini bayramları hiç olmaz!..
Ulusal Bayramlarından mahrum halk; vatansız demektir.. Esarette demektir!..

Dini, ya da milli… bayramlar, ulusların, tek bayrak altında, özgürlüklerinin bilincine varabilme, ulusal süreklilik adına birlik ve beraberliğin hatırlanma günleridir. Halk bu bilinçten mahrum bırakılmak istenmekteyse; ulusu esaret altında tutmak isteyenlerin, emperyalist güçlerle işbirlikçiliği içinde olmaları doğal bir sonuçtur!..
Her ne gerekçeyle olursa olsun, özellikle ulusal bayramların halkla beraber, coşkuyla kutlanmasına engeller koyan iradenin meşruiyeti sorgulanmalıdır… Niyetleri iyiye yorumlanamaz böylesi davranış sergileyenlerin!..

Hiçbir milli bayram var mıdır ki tarihte; bedelsiz kazanılmış olsun…
Ulusumuzun da; hangi milli bayramı; gereksiz ve gerekçesiz girmiştir yasalarımıza!?..
Hangi milli bayramımızın, hangi gerekçesi, kimlerin neresine batmış; hangi yarasına dokunmuştur ki bedelle kazanılmış bayramlar fermanlarla önemsizleştirilsin, ulusun tarihinden kaldırılmak istensin!?..
Ulusal bilincini kaybetmiş milletler, yalnızca ümmet olma duygularıyla bağımsızlığını yitirmeden, emperyalizme yem olmadan uzun süre ayakta kalamazlar.. Ulusal bayramlarını kaybedenlerin, dini bayramlarını da kaybedeceklerini öngörmek için bir parça izan yeter!..
*
Milli bayramlarını hep birlikte, coşkuyla kutlamak isteyenlerin karşısına polis gücü çıkaranları; en büyük bayram Cumhuriyet Bayramı’nı bir pastanede kutlama programları tertipleyenleri, cumhuriyetin valisi olarak görmenin mümkün olmadığı ortadadır!.
******
Bayramları bayram gibi kutlama, Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş ulusların hakkıdır. Ve bizler, tam da bu nedenle, bu bayramları kutlamayı kendimize hem hak hem görev bilmekteyiz.
Atalarından devraldıkları, Cumhuriyeti, koruma ve ebediyen yaşatmak adına and içenler, yasaklama ve engellemelere rağmen onurla ve gururla bayramlarını kutlamaya kararlıdırlar..
Onur ve gururun direnci; zalimin copundan, faşizmin gazından ve fetvanın yasağından daha güçlüdür!..
Özgürlüğün bayramına sahip çıkandır haklı olan,; özgürlüğü adına direnmeyi göze alandır…
Çünkü bilir ki; bu ülkenin ulusu kurtuluş savaşını; her türlü baskılara, işbirlikçi ihanetlere ve yedi düvelin topuna tüfeğine karşı yüreğiyle ve haklılığıyla kazanmıştır… Milli bayramları bu haklı savaşın emanetleridir..

Halk; Ata’sından aldığı ilham ve emirle; “İstiklal ve Cumhuriyetini muhafaza ve müdafaa mecburiyetine düşerse” yeni Kurtuluş savaşları vermeye yalnız tembihli değil yeminlidir de!
Ne var ki; verilmiş bir kurtuluş savaşı mevcutken, yenisine gerek kalmaması adına gösterilecek onurlu direnç birinci önceliğidir!..
“Bu ezanlar-ki şahâdetleri dinin temeli- // Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.” der bizim İstiklal Marşı’mız.
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancak!” da der aynı zamanda…
Bu sözün özünü kavrayamayanlar gaflette; kavrayıp, gereğini yapmayanlar ihanettedir!..
Kavrayıp; aksine davranış sergileyenlere ise “art niyetli” sıfatı yetmez!..
Eğer, ezanlar şahadetlerin temeli kılınacaksa, eğer şafaklarda Alsancak sönmeyecekse; korkmamayı da bilecektir özgür ulusun halkı!..
Özgürlük ve bağımsızlığın değerini bilen, kendi bayramlarını doyasıya kutlamaya kararlı halka, hiçbir güç; engel olamayacaktır’..
İşte İstanbul Barosu’nun bildirisinden bir cümle:
“Bilinmelidir ki, Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi bu toplumun yüreğine, belleğine kanun veya kararlarla konulmadığı gibi bu şekilde de silinemez!..” Milyonların kararıdır bu!..

HODRİ MEYDAN!..:
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget