“Balyoz” olarak bilinen davada 16-18-20 yıl hapis cezası alan 326 kişiden 324’ü asker, ikisi sivil. Mahkemenin gerekçeli kararı yazıldıktan sonra dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gelecek. Onca askerin hüküm giymesi insanın yüreğini sızlatıyor. Hele, böyle bayram günlerinde demir kapıların, kör pencerelerin arkasında sessiz ağıtlar bile vardır.
Daha önce adını bile duymadığımız askerlerden mektuplar geliyor. Satır satır okuyor, dertlerine, sıkıntılarına ortak oluyoruz. Bugün, Deniz Kurmay Albay Utku Arslan’ın mektubunu okuyalım:
İstihbaratçı yöntemi: Ali araba çalmış
Balyoz davası hakkında şu ana kadar pek çok şey yazıldı. Kimi televizyon ve gazeteler ‘bunlar kesinlikle gerçektir’, kimisi ise ‘bu iddialar kesinlikle yalandır, delil olarak gösterilenler sahtedir’ diyor. 200 bin sayfayı geçen dava klasörlerini okuyup işin içinden çıkması mümkün değil. O nedenle insanlar gazete, televizyon ve internette anlatılanlara, yazılanlarla yetinip bir fikir sahibi olmaya çalışıyorlar.
Yabancı istihbarat örgütleri tarafından çok sık kullanılan bir yöntemden örnek vereyim. Diyelim ki, Ali isminde dürüstlüğü ile tanınan birisini sizin çıkarlarınız doğrultusunda davranmadığı için karalamak istiyorsunuz. Önce crtaya bir yalan atıyorsunuz ‘Ali araba çalmış’. Bunun başlangıçta inandırıcılığı olmuyor
Ardından ikinci yalan geliyor ‘Ali kırmızı bir Mercedes çalmış.’ Bir süre sonra üçüncü aşamaya geçiliyor ‘Ali mavi bir BMW çalmış.’ Bu aşamadan sonra medyadaki adamlarınız devreye giriyor ve tartışma başlatıyor. ‘Ali bir hırsızdır (!) bunu tartışmaya bile gerek yok, önemli olan kırmızı Mercedes mi çalmış yoksa mavi BMW mi?’ Böylece, gerçeklerle yani ortada çalınan bir araba olmadığı ile kimse ilgilenmiyor ve Ali'nin güvenilirliği, hırsızlığı tartışılıyor ve istenilen amaca ulaşılıyor.
Sonuç olarak Türkiye'de ve Balyoz davasında da yaşanan budur. Ortada 2003 yılında bir darbe veya teşebbüsünün olmadığını, sanıklar hakkında tek bir imzalı belge olmadığını, 30 bilirkişi raporunun CD'lerin sahte olduğunu ortaya koyduğunu, yaşanan hukuksuzlukları kimse görmüyor ve medyanın yönlendirdiği şekilde ‘darbecilerle hesaplaştık’ diyor. Hâlbuki ortada ne darbe var ne de darbeci.”
Bu soruları kendinize sorun
Albay Utku Arslan, “suçlu profili” hakkında sorular yöneltmiş. Böyle bir bayram gününde, insanların bu soruları kendilerini sormalarını, “suçlu insan bunları yapar mı?” diye düşünmelerini öneriyor.
İşte o sorular:
1. "Duruşmalar Televizyondan Canlı yayınlansın" diye imza kampanyası başlatıp, toplanan 50.000 imza ile Adalet Bakanlığına başvurur mu?
2. Mahkemenin çağırmasını beklemeden yurt dışından gelip "beni yargılayın" der mi?
3. İddianamede "Darbeyi önlemiştir." denilen kişinin tanık olarak dinlenmesi için ısrar eder mi?
4. Aleyhine delil olarak gösterilen CD'lerin "sahte" olduğunu gösteren, Üniversitelerden (ODTÜ,
İTÜ, Boğaziçi) ve yurtdışı adli bilişim kuruluşlarından 30 adet bilirkişi raporu alabilir mi?
5. Aleyhinde rapor verdiği iddia edilen bilirkişilerin mahkemede dinlenmesini talep eder mi?
6. Israrla mahkemeden "kimi seçersen seç, yeter ki sen bir bilirkişi tayin et" der mi?
7. T.B.M.M. Darbeleri Araştırma Komisyonu'na ısrarla bu davayı da inceleyin der mi?
8. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurur mu?
9. Birleşmiş Milletler Konseyi Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'na müracaat eder mi?
10. Suçlu insanın haksız yargılandığı Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda yazar mı?
11. Ömür boyu hapis cezası ile yargı anırken, mahkemeyi uzatmamak ve bir an önce karar alınması için "1 dakika" savunma yapar mı?
12. Savunma yaparken hâkimlere " Lütfen gözümün içine bakarak beni dinleyiniz." der mi?
13. Çapraz sorgu esnas\nda "Lütfen bana soru sorunuz" der mi?
14. Suçlu insanın kendi avukatı, müvekkili için kendi hakkında suç duyurusunda bulunulmasını göze alır mı? Mahkeme Suç duyurusunda bulunduğu zaman "Bu benim için şeref madalyasıdır" der mi?
15. Suçlu denilen 326 kişinin aleyhinde Allah rızası için tek bir tanık dahi olmaz mı?
16. Suçlu insan hakkında, hadi tanık bulunmadı, tek bir imzalı belge, telefon dinleme kaydı v.s. herhangi bir delil olmaz mı?
17. Suçlu olduğu iddia edilen 326 kişinin, toplamda, sicillerinde 20 binin üzerinde takdir göğüslerinde 100'lerce madalya, vücutlarında 10'larca PKK mermisinin yara izi olur mu?
18. Suçlu insan toplumun her kesiminden bu kadar destek görür mü?
İşte, bu kadar dik, onurlu duruşları ondandır. Onlar, “Balyoz”un madalyalı mahkûmlarıdır.
Yorum Gönder