Şölendeydim - Gündüz Akgül
Tarih 19 Mayıs 1919;
Büyük önderin Samsun’a çıkışı ve Kurtuluş Savaşının başlatması tarihidir.
Padişahın idam fermanına karşın, tüm rütbelerinden vazgeçerek ve cumhuru (halkı) ile birleşerek yokluk ve bin bir zorlukla başlattığı kurtuluş savaşını utku (zafer) ile sonlandırmıştı.
Tarih 9 Eylül 1919;
Kurtuluş Savaşı utkusu ve düşmanın İzmir’de denize dökülüşü.
Bundan sonra başlayan ve devrimlerle taçlanan Kuruluş aşaması.
Tarih 29 Ekim 1923;
Çöken 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden çağdaş bir devlete yönetimine geçiş tarihidir.
Bu yönetimin adı LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR.
Büyük önder bu günü cumhuruna bayram olarak armağan etmiş ve “en büyük bayram” dediği Cumhuriyet Bayramımız o günden bu güne kadar coşku ile kutlanmıştır.
Laik Cumhuriyeti içine sindiremeyenler iktidar olunca, en büyük bayramımızı kutlamak için sürekli engel çıkarmaya başlamışlardır.
Sonunda, bu engellere bir yönetmelikle yasal kılıf hazırlayarak, törenleri daraltma, birçok kuruluşun çelenk koymasını engelleme şeklinde süren yasaklarla, cumhuriyet bayramı kutlamalarını unutturmak istemişlerdir.
AKP iktidarı, 10 yıldır Cumhuriyetin temel değerlerini ortadan kaldırmak isterken sessiz kalan cumhur, bayramını kutlama törenlerine getirilen yasaklarla, uykudan uyanmış ve bayramına sahip çıkmaya başlamıştır.
29 Ekim 2012 günü Türkiye adeta bir şölen havası ile Cumhuriyet Bayramının 89. yıldönümünü, layık olduğu düzeyde kutlamak için bayrağını alarak alanları doldurmaya başladı.
Bende bu gün İzmir’de düzenlenen şölendeydim.
İzmir Valisinin bu konuda bir yasağı olmadığı için büyük bir coşku ile en büyük bayramımızı olaysız ve İzmirlilere yakışan düzeyde kutladık.
Ancak akşam haberlerinde, Ankara’daki olayları izleyince yine içim karardı.
Halka karşın bu iktidar ne yapmak istiyor. Anlamakta güçlük çekiyorum.
Günlerdir, yasal olmayan yasağa karşın cumhuriyet bayramını kutlayacaklarını açıklayan başta CHP olmak üzere siyasi partiler ve onlarca sivil toplum kuruluşlarının anayasal hakkını hiçe sayarak yasal olmayan yasakta direnmek, Milletvekilleri ve halka tazyikli su ve biber gazı ile orantısız bir şekilde şiddet uygulamak hangi yönetim biçimiyle bağdaşır, lütfen biri bunu açıklasın.
Burada, Başbakana teşekkür! Etmeden geçemeyeceğim.
Haklarına, laik Cumhuriyetine, bağımsızlığına sahip çıkması gereken, ancak sözcük yerinde ise derin bir uykuda olan halkı uyandırmayı başaran Sayın Erdoğan’ın yasaklarıdır. Teşekkürüm bundandır.
Büyük önder diyor ki“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Evet,
Türk ulusu, Atatürk’ün kızları olduğunu söyleyen çağdaş kadınlarımız ve Atatürk’ün askeriyiz diye bağıran gençlerimiz var olduğu sürece Cumhuriyet Bayramları bir şölen halinde kutlanacaktır.
Hiçbir yasak, bunu engelleyemez.
Tüm Cumhuriyet Severlerin, Aydınların, Kemalistlerin en büyük bayramı kutlu olsun.
Yaşasın Cumhuriyet.
29.10.2012
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder