Atatürk Cumhuriyeti ve İzdüşümü

Cumhuriyet Gazetesi'nin Cumhuriyet'in 89. yıldönümü nedeniyle yayınladığı başyazısı...

Büyük Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bugün 89’uncu yılını kutluyor.
Ancak Cumhuriyetin, Kemalizm ilkelerine dayalı bir yaşam biçimi oluşundan rahatsızlık duyanların çarpıtmaları, artık onu geriye götürmeye niyetlenenlerin katkısıyla yaşama geçirilmek istenmektedir.
Tek ulusal bayram olan Cumhuriyet Bayramı ve ulusça kutlanması gereken önemli yıldönümlerinin “halktan kopuk kutlandığı” iddiası ile değiştirilmeye kalkışılması ve sonunda da halkın kutlama coşkusuna yasak getirilmesi geriye gitme niyetinin somut bir göstergesi olmuştur.
*
89’uncu yılında Cumhuriyetin durumu şudur:
Cumhuriyetin “Atatürk Cumhuriyeti” olarak anılmasından doğan rahatsızlık her geçen gün biraz daha ortaya çıkmaktadır. Anayasadaki “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” nitelemesi bir süreden beri sadece kâğıt üzerinde kalmış ve neredeyse uygulamadan kaldırılmıştır.
Siyasetin yönetimce uygulanmasını tek kişinin tercihlerine bırakan bir demokrasi anlayışı hâkimdir. Laiklik ilkesi dinsel kuralların öne çıkarılması ve yaygınlaştırılması girişimleriyle örselenmiştir.
Sosyal yapı, tüm yurttaşların gönenç ve erinç içinde yaşamalarını sağlamak yerine belirli grupların sorunlarına çözüm üretilmesi için yeniden düzenlenmektedir.
Hukuk ise uluslararası ilkeler yerine siyasal iktidarın tercihlerine göre yapılandırılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları bu durumu açıkça belgelemektedir.
Şikâyet edilen özel mahkemelerin görevde bırakılmasıyla daha da garipleşen yargı sistemi, sadece vicdani kanaate dayalı bir ceza yargısı oluşturmuş, düşman yargı sistemi olarak nitelendirilen bu sistem, tutuklulukları ceza infazına dönüştüren ve her yurttaşı “terörist” konumuna indirgemeyi olanaklı kılan bir duruma gelmiştir. Çok sayıda gazeteci, asker, bilim insanı ve öğrenci iki bayramı da hapiste kutlamıştır.
Uygulanan dış politikanın ülke çıkarına olmayışı ile eğitim sisteminin düşürüldüğü düzey de Cumhuriyete yeni bir içerik kazandırmayı amaçlayan girişimlerin başkaca somut örnekleridir.
Cumhuriyetin ilanına ilişkin teklifin görüşüldüğü komisyonun sözcülüğünü yapan Yunus Nadi, Atatürk’ün önerisi ve adını koymasıyla gazeteniz Cumhuriyet’i yayın hayatına sokmuştu.
Amacını da Cumhuriyet’in ilk sayısına (27 Mayıs 1924) yazdığı başyazıda açıklamıştı:
“Cumhuriyet, yalnız Cumhuriyetin bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘aydınlanma’ yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir.”
Cumhuriyet bugün de aynı yolda yürüyor.
*
Atatürk Cumhuriyeti bir darboğazdan geçiyor. Ama Atatürkçülerin karamsar ve umutsuz olma hakları yoktur.
Yaşasın Cumhuriyet...
Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget