Bizim Mehmet - Rifat Serdaroğlu
Mehmet Kocadon, tüm Bodrumlularla kaynaşmayı ve gönüllerini kazanmasını bilmiş, Bodrumlular tarafından “Bizim Mehmet” diye çağırılmayı sonuna kadar hak etmiş çalışkan bir Belediye Başkanıdır.
28 Mayıs 2012’de “yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırmak” iddiasıyla gözaltına alınmış, cezaevinde iken 6 Ağustos’ta İçişleri Bakanı tarafından görevinden el çektirilmiş, 7 Eylül’de, 6 ila 80 yıl hapis istemi ile yargılandığı Mahkeme tarafından tahliye edilmiş ve 23 Ekim’de tekrar görevine iade edilmiştir.
Bu ülkede iki kez Bakanlık yapmış hemen-hemen siyasetin her kademesinde bulunmuş, en üst makamlardan- cezaevine ve işkenceye kadar her yeri görmüş biri olarak ilgililere soruyorum;
*Mehmet Kocadon’u niye tutukladınız?
*Kaçmayacağı belli olan “seçilmiş” bir Başkanı niçin tutuklu olarak yargılama gereği duydunuz?
*Yargılanma sonucunu beklemeden niçin görevden aldınız?
*Tahliye ettiğiniz ve yargılanmasına tutuksuz olarak devam edeceğiniz bir kişiyi nasıl oluyor da 6-80 yıl hapis istemiyle suçladınız?
Amacım kimseyi suçlamak değildir, amacım ülkemizin başını, hür ve demokrat dünyada öne eğdiren hukuk ayıplarına dikkat çekmektir.
*Cumhuriyet Savcılarımız, herkesi suçlu-hırsız olarak görmekten vazgeçmelidirler. Soruşturma sırasında polisten gelen belge ve evrakların doğruluğunu çok dikkatle incelemelidirler. Dünyada her gün gelişen ve değişen ekonomik değerlendirmeleri yakından takip etmelidirler.
İhalenin ne demek olduğunu, sıkıntılar içinde hizmet yapmanın zorluğunu bilmeyen, dünyayı devletten aldığı maaşının penceresinden gören çok sayıda genç Savcı tanıyorum. Bunlar, insanları suçlarken haklarında tutuklama talep ederken çok hassas davranmalıdırlar.
Polisin ve Savcılığın düzenleyeceği “doğru olmayan” belgeler, mahkeme önüne geldiğinde, mahkemenin ilk anda bu belgelerin doğruluğunu araştırma imkanı olmadığını, suçlanan kişinin de o anda bu belgelerin doğru olmadığını ispat etmesinin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Belgeye bakarak karar veren mahkemeler çoğunlukla, suçlanan insanın özgürlüğünü-onurunu- sevdiklerinin çekecekleri ızdırabı- uğranacak itibar ve ekonomik kaybını göz önüne almazlar.
“Ben içeri atayım da, delilerin doğru olup olmadığını sonra değerlendiririm” anlayışını, “tutuksuz yargılamaya” her zaman tercih ederler.
Savcıların sadece kişilerin “aleyhine” olacak delilleri değil, “lehine” olacak delilleri de toplayıp dosyaya koymaları yasal görevleridir. Mahkemelerin de, kaçma ihtimali olmayan- toplumda itibar sahibi insanları, mümkün olduğu kadar “tutuksuz” yargılama yolunu tercih etmeleri “Hukuk Devleti” olmanın gereğidir.
Suçsuz yere özgürlüğü elinden alınan ve yargılama sonunda beraat eden bir insanın uğradığı maddi-manevi kayıpları tazmin etmek asla mümkün değildir. Kişilerin çektikleri acılarıyla baş başa kalmaları ve çaresizlikleri en büyük insanlık ayıbıdır.
Gelelim İçişleri Bakanına;
Yıllarca İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Tayyip Erdoğan’ın emrinde çalıştınız. Fakat ömrünüz boyunca bir kez olsun seçime girip, kendi başınıza seçim kazanmadınız. Hep Tayyip Erdoğan sizi bir yerlere koydu, partiniz oy aldı siz de seçildiniz.
Bu yüzden özellikle Belediye Başkanı seçilmenin zorluğunu bilemezsiniz.
AKP’li olmayan Başkanları, haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmadan görevden alıyorsunuz. AKP’li Başkanlar için ise faklı davranıyor ve hiçbirini görevden almıyorsunuz.
Bu günler gelir, geçer. Gün gelir, alay edip takla attırdığınız vatandaşlar, haksız yere görevlerinden aldığınız insanlar, onların adına siyaset yapanlar size bunların hesabını sorarlar. Kul hakkı yemeyin, insanlara siyasi düşüncesine göre farklı davranmayın.
Sayın Başkan “Bizim Mehmet”e geçmiş olsun diyor, tüm Adalet Bakanlığı mensuplarına, Sayın Gençosmanoğlu’nun bir dörtlüğü ile seslenmek istiyorum;
Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir,
Temele, taş bulmak gecikebilir,
Devlete baş bulmak gecikebilir,
Adalet gecikemez, tez elden verilmelidir.
Not: Sayın Fikret Evyap, Evyap Firmasının sahibidir. Fethullah Gülen’in en yakın adamı ve AKP İzmir Milletvekili İlhan İşbilen, Fikret Bey’in kızkardeşi ile evlidir.
Fikret Evyap ve İlhan İşbilen beraberce “Mehtap Eğitim Vakfı”nı kurmuşlardır.
Dünkü yazıda, TOKİ Yüklenicisi olarak yanlışlıkla yazılmıştır. Özür dileriz.
Sağlık ve başarı dileklerimle
27 Ekim 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
Yorum Gönder