Çuvaldan Eldivene - Rifat Serdaroğlu
Amerika, Barzani’nin desteği ile Türk Askerinin kafasına çuval geçirmiş, ellerine kelepçe takmış ve kamyona atıp bilinmeyen bir yere götürmüştü…
Amerika’nın askeri potansiyeli ne kadar büyük olursa olsun, Türk Askerinin başına çuval geçirmeye gücü yetmez. Türk Askeri, kafasına çuval geçirmek isteyenlerle savaşır, canını verir ama başına çuval geçirtmez.
Orada bulunan kahramanlarımıza, Türkiye’de ki Komutanları tarafından direnmemeleri, Peşmergelerin korumasındaki Amerikan Askerlerine teslim olmaları ısrarla ve defalarca emredilmiştir!…
Bir ülkenin askerinin başına, hem de “stratejik ortak” olduğunu iddia eden dost ülke tarafından çuval geçirilmesi, o ülkeye yapılabilecek en büyük hakarettir.
Bu olay Amerikan veya İsrail askerlerinin başına gelseydi, ya resmi olarak özür diletirler, ya da savaş sebebi sayarlardı.
Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin delikanlı geçinen Başbakan’ı bu konuda ne yaptı?
Sustu, görmezden geldi!.. Kafasına çuval geçirilen askerler sanki başka ülkenin askerleriymiş gibi davrandı. Kendisine “Hiç olmazsa olayı kınayan bir nota verin” diyenlere “ne notası, müzik notası mı” diye yanıt verdi.
Aynı duyarsızlık ve korkaklık, İsrail’in 9 vatandaşımızı uluslararası sularda öldürmesi ve Güney Kıbrıs’ta, Türkiye’nin antlaşmalardan doğan haklarını ihlal ederek petrol ve doğalgaz aranması olayında da sergilenmişti.
Siz istediğiniz kadar, “Yumuşak başlıysam, kim demiş ki uysal koyunum” diye şiir okuyun, caka satın, dünyanın gözünde “şamar oğlanı” konumuna düşmeniz an meselesidir.
Son olay ise, bunlardan daha fazla hakaret ve aşağılama içeriyor.
ABD Başkan Yardımcısı; “Biz Türkiye ile el ve eldiven gibiyiz” dedi.
Adam, samimi olarak işbirliğini anlatmak istese, “omuz omuza”, “kol-kola” gibi deyimler kullanırdı. Eldiven benzetmesini Türkiye’yi aşağılamak için kullanıyor.
Tıpkı, Beyaz Saray basın sözcüsünün Türk Lirası ile basının önünde alay ettiği gibi…
ABD Başkan Yardımcısı, Irak’ta yanan elinin Suriye’de yanmaması için, Türkiye’yi eldiven olarak kullandığını tüm dünyaya ilan ediyor. Kullan, at. Tıpkı tuvalet veya kanalizasyon temizlerken kullanılıp, sonra atılan eldivenler gibi!…
Çok merak ediyorum. Türkiye’de herkese efelenen, dayılanan, bağıran, azarlayan ve kabadayı gibi davranan, Suriye için Rusya ile bozuşmayı göze alabilen “civanım delikanlı” Amerikalılar karşısında bunca hakarete rağmen, niçin sessiz kalıyor?
Çekindiği ne var? Amerikalıların elinde, Türk Milletinin bilmesi istenmeyen herhangi bir bilgi-belge-banka hesap numarası-kaset gibi bir şey mi var?
Eğer böyle bir şey varsa işimiz iş. Elin oğlu, çuvaldan-eldivene geçtiği gibi, eldivenden-çoraba geçse bile bizimkinden tık çıkmayacak demektir.
Türk Milleti olarak, kendimize akıllı, bilgili, yürekli, efendi, terbiyeli ve cesur bir Başbakan bulma zamanı gelmedi mi?
Ne dersiniz?
Sağlık ve başarı dileklerimle
22 Ekim 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
Yorum Gönder