Tek çatı altında birleşmeli - Kurtul Altuğ
Başbakan geçen hafta Perşembe günü önemli bir açıklama yaptı dedi ki: “TSK eratı ve astsubaylarıyla yaklaşık 250 bin kişi yarı yarıya özelleşmiştir.” Başbakan eklerken oranlama da yaptı; 250 bin kişi.. Yani TSK’nın hemen, hemen yarısı. Genelkurmay buna, “asker politize olur” diyerek karşı çıkıyor ama ben öyle düşünmüyorum!”
Genelkurmay istemese de Başbakan karar vermiştir. Askerin itirazı mı olabilir? Çok anlamlı bir açıklama demek ki; Ulusal Devletin en önemli dayanaklarından biri olan TSK artık devrik İran Şahı’nın ordusuna çoktan dönmüş de haberimiz yok. Sonra o profesyonel ordu bir gece içinde Şahın yurt dışına kaçmasına, Humeyni rejiminin alayı valayla dönüşüne iktidar olmasına engel olamadı. Humeyni rejimi de kendi milli muhafızlarını kurmakta gecikmedi, geride ne kadar havacı karacı subay varsa hepsini idam ettirmişti.
Türkiye ayakta
Yakında ulusal ordumuz kalmayacak ve muhalefetin bu yaygınlaşan algılama noksanı yüzünden çıkarılacak yeni Anayasayla ortada ne üniter yapı kalacak, ne de ulusal, ordu ne de ulus devlet! Açığı Cumhuriyetin hiçbir izi kalmayacak. Rahmetli Menderes grubuna: “-Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz?” diyerek partisindeki muhalif yayladan uyutmuştu ama hilafeti getiremedi. Şimdi onun yapamadıklarını bir tek adam yapacak ve sanıyor ki; bu koca ulus bu büyük ve tarihi Cumhuriyet ortadan kaldırılacak. Umalım ki söyledikleri sürçü lisan olsun. Orduyu yanında sanınca, hep böyle olur.- Erdelhun olayında böyle olmuştu- Kendine göre ordu, kendine göre eğitim ve elbette kendine göre yeni devlet.
Yani federal ve bölünmüş bir Türkiye. BDP Eş Başkanı da öyle demiyor mu? Şükür ki 10-15 ile razı!
O halde ne yapılmalı?
Türkiye ayakta. Hemen her ilde hatta ilçede kurulan platformlarda toplanan insanlar büyük bir arayış içindeler. Altında toplanacakları bir çatı aramaktalar.
Niçin?
-Atatürk’ün ilkelerine, bağımsızlığa, ulusal bütünlüğe ve laiklik ile hukuk devletine dayalı rejimini değiştirilmek üzere olunduğunu bildiklerinden. CHP’ye de ve elbette iktidarın kahve dövücülüğüne soyunmuş hep “evet” diyen MHP ye de, Türkiye’yi parçalayıp içinden 10-15 ili ceplerine koymak isteyen BDP’ye de verilen görevin bu olduğunun artık farkına vardıklarından.
-TSK’nın bize ait olmayan bir savaş için Suriye üzerine gönderilmesine de karşı olduklarından. Şehit tabutlarına seyirci kalmamak için.
1-Yeni bölme, bölüşme anayasası hazırlıkları içerisinde Türk adının geçmeyeceğini ve Türk Ulusunun bireylerine Kılıçdaroğlu’nun önerisindeki vatandaşlık sözünün yerine yurttaş” denilmesini içlerine sindiremediklerinden.
2-TSK’ya 40 yıl hizmet eden değerli komutanların, liderlerin, bilim adamlarının, gazetecilerin düşman görülerek Guatanamo benzeri Silivri toplama kampına konulmasına karar veren özel mahkemelerin hukuk dışı olduğuna inandıkları için.
Nasıl kurulmalı?
Evet.
Bu çatı mutlaka, kurulmalıdır ve bu çatının altında, her partiden Atatürk ilkelerine bağlı bireyler, çaresiz kalan toplumsal güçler toplanmalıdır. Şu sıralarda bu yeni ulusal kurtuluş hareketinin önderliğini İP ve onun gençleri sokaklara indiriyorlar. Kırmadan, dökmeden demokratik bir direnişi, siyasallaşmış yargı kararlarını eleştiriyorlar. Oysa İP’ nin parlamento da bir üyesi bile yok. Bu tür muhalefetin adını yıllar önce Çetin Altan koymuştu. “PDM” (Parlamento dışı muhalefet) değerli yazan şimdi tanımakta zorluk çekiyoruz. O başka oyuncaklarla, örneğin oyuncak trenlerle oynamayı, siyaset dışı olmayı ve uzaktan seyretmeyi tercih ediyor. PDM’in Meclis’te üyesi yok ama sokaklardaki gençleri ve elindeki yayın organlarıyla büyük güç oluşturuyor. Aslında söylemde, eylemde birleşen, bu ülkenin tek dayanağı olan “Atatürkçü ve Cumhuriyetçi demokrasiyi içlerine sindirmiş bireyleridir.” Bunların içinde yasal ve sosyal içerikli işçi sendikaları, emekçiler, köylüler de olmalı. Halk siyasetten soğumuş ve siyasetten umudunu kesmişse, böyle bir çatı gereklidir. Tıpkı işgal altındaki Osmanlı ümmetinden bir ulus çıkaran Mustafa Kemal ve arkadaşları gibi.
Birkaçı hariç CHP’liler neden o çatının altında olmuyorlar? Kılıçdaroğlu’nun kılıcından mı korkuyorlar? Zindanlardan yapılan muhalefet Türkiye’nin puslu havasında bir gedik açabiliyor da; Meclis’teki siyaset, muhalefet anasıyla yavrusuyla Türkiye’yi bataklığa sürükleyecek bir partiyle durmadan uzlaşı aramanın peşindeler.
Onurların, erdemlerin koltuk uğruna inkâr edildiği, kişisel çıkarlar için sessiz kalanlar Cumhuriyeti devirmeye kalkan o masada hala neden otur- maktalar? Kalkamayanlara bir bakın; birisi Atatürk ve İnönü’yü reddi miras eden ve CHP’yi bu hazin duruma düşüren koltuk meraklısı bir Başkan, diğeri adı Milliyetçi Hareket Partisi olmasına rağmen parlamento müzakerelerindeki kavgalardan başka hiçbir demokratik eylemi ortaya koyamayan rüzgâra göre yelken açan bir parti.
Bu ülkede hiç mi vatansever insan, siyasetçi, kurum kalmamıştır?
Seçiminizi yapın efendiler!
Ya vatan, ya da o netameli kırmızı koltuklar.
Yorum Gönder