“Mustafa Kemal Atatürk, 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan ayrılmıştı. Üç sene süren Milli Mücadele yıllarından sonra ülke düşmanlardan temizlendi. Ardından İstanbul halkı, 1923 yılından itibaren büyük kurtarıcıyı şehre davet etmeye başladı. Paşa 1923 yılı Ocak ayında İzmit’e kadar gelip İstanbul’a uğramadan geri döndü. 1924 yılında ise Hamidiye gemisi ile Karadeniz’e gitmek üzere İstanbul önlerinden geçerken halk yine ısrarla Paşa’yı şehre davet etmişti. Fakat Hamidiye güvertesinden sahillere dolan binlerce insanı seyreden Mustafa Kemal Paşa, önceki yıl olduğu gibi yine İstanbul’a uğramayacaktı. Bunun sebebi ne idi? Acaba Paşa İstanbul’a kırgın mıydı? Bu pek bilinmezse de Paşa’yı İstanbul’a gelmekten alıkoyan önemli bir sebep olduğu aşikârdı. Şüphesiz güvenlik endişesi bunda önemli bir rol oynamıştı.
Nitekim 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan ayrılan Paşa buraya tekrar, ancak 8 yıl sonra 1 Temmuz 1927 tarihinde gelecektir. Bu tarih, eski İttihatçılar tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e yapılması planlanan İzmir Suikastı girişiminin (Haziran 1926) sonrasına denk düşer. Bu suikast girişimi vesilesi ile muhalif kesime önemli bir darbe vurulmuş ve ancak bundan sonra İstanbul güvenli hale gelmişti. (./.)
Eski İttihatçıların bir kısmı, her ne kadar güçlerini kaybetmiş olsalar da Cumhuriyet’ten sonra da devletin başına geçme arayışı içinde oldular. Bunun yolunu da Mustafa Kemal’e suikast yapmada aradılar. İşte tarihe İzmir Suikastı olarak geçen olay böyle bir girişimdir. (./.) Sonrasında ise bir hesaplaşma dönemi başladı. Bu hesaplaşmadan dönemin muhalif kesimleri önemli bir darbe aldı. (./.)
Eğer suikast başarılı olsaydı tam bir kaos ortamı içine girilir, ehil olmadıkları halde iktidarı ele geçiren kadrolar ülkeyi felakete sürüklerdi.”
Prof. Dr. Vahdettin Engin, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Yeni kitabı “Hesaplaşma”nın yukarıda geniş bir özetini verdiğim önsözünde de belirttiği gibi, İzmir Suikastı girişiminin başarısız olmasını, Türkiye Cumhuriyeti açısından bir “kader anı” olarak görüyor.
Bu yüzden de öncesiyle, sonrasıyla suikast girişimini ve o günlerin Türkiye’sindeki siyasi hesaplaşmaları anlatıyor.
Yayınevi her ne kadar bu kitabı “Araştırma-İnceleme Dizisi” içinde yayınlamış olsa da kendisi ısrarla bu kitabın geniş çaplı bir araştırma olmadığını, İzmir Suikastı’yla ilgili kitaplardan ve dönemin gazete haberlerinden yapılan bir derlemeden ibaret olduğunu belirtiyor.
Söylemekte yarar var:
Bu kitabın yazarı (anladığım kadarıyla) bir “Kemalist” değil... Bu yüzden Atatürk’ü zaman zaman “bir diktatör” gibi gösteren ifadeler kullanmaktan kaçınmamış...
Hatta onun “intikam” alabilmek için neler yapabileceğini, bana oldukça sert gelen bir üslupla anlatmış...
Ama sonuçta Atatürk’ün hakkını Atatürk’e teslim etmiş ve İzmir Suikastı’nın başarısızlıkla sonuçlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirmekten kaçınmamış...
Kitap su gibi akan duru bir Türkçeyle kaleme alınmış... Okurken sanki bir tarih kitabı değil de roman okuyormuş duygusuna kapılıyorsunuz.
Eğer bugünkü siyasi hesaplaşmaların nedenini anlamak ve sağlıklı yorum yapmak istiyorsanız, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında yaşanan çalkantılı günleri ve o günlerdeki siyasi hesaplaşmaları da bilmeniz gerekiyor.
Bu kitap; işte bu olanağı sağlıyor.
HESAPLAŞMA ****
Türü: Tarih
Yazarı: Prof. Dr. Vahdettin Engin
Yayınevi: Yeditepe Yayınevi
Baskı tarihi: Eylül 2012
Sayfa sayısı: 308
Fiyatı: 16 lira
İnternet fiyatı: İdefix’te 13.60 lira, D&R’da 11.99 lira.
Kişisel not: Yazarı da yayıncıyı da tanımıyorum.
‘Genç subaylar rahatsız’ cümlesinin patenti kime ait?
Cumhuriyet dönemindeki askeri darbeler ne yazık ki 27 Mayıs 1960’tan bu yana gündemimizden düşmüyor...
Tam bitti derken, şimdi de sözüm ona darbe girişimleri yargılamakla meşgulüz...
Peki; “darbeler tarihi” hakkında ne kadar bilgiye sahibiz?
Örneğin Osmanlı Devleti’nde ilk darbeyi hangi paşa yaptı?
Darbe ile tahttan indirilen ilk padişah kimdi?
İttihatçılar ‘Edirne elden gidiyor’ diye darbe yaptıktan sonra Edirne’yi nasıl kaptırdı? Kim nasıl geri aldı?
Mustafa Balbay’ın bir haberinin başlığında kullanılan ‘Genç subaylar rahatsız’ cümlesini, bundan yaklaşık 100 yıl önce ilk kez kim kullandı?
İşte; tüm bu soruların yanıtını ve çok daha fazlasını veriyor Kerem Çalışkan bu son kitabında...
Keşke darbelerle ilgili bir tarihimiz hiç olmasaydı; bu tür kitaplar da eksik kalsaydı...
Ama ne yazık ki var... O zaman bize düşen de o tarihi doğru okumak!
Bu kitap, bize bu olanağı sunuyor.
100 YILIN DARBESİ ****
Türü: Araştırma-İnceleme
Yazarı: Kerem Çalışkan
Yayınevi: Caretta
Baskı tarihi: Ağustos 2012
Sayfa sayısı: 152
Fiyatı: 12 lira
İnternet fiyatı: İdefix’te 10.20 lira, D&R’da 8.99 lira.
Kişisel not: Yazarı da yayıncıyı da yıllardır tanıyorum. Değişik gazetelerde kısa süreyle de olsa birlikte çalıştık.
Yorum Gönder