“Anayasa Mahkemesi, 16 Eylül 1998 günlü kararıyla, imam hatip liselerinin işlevini çağdaş din adamı yetiştirmek olduğunu; imam hatip lisesini bitirenler için yükseköğretimin yalnızca ‘din adamı yetiştirme’ programı ile sınırlı olması gerektiğini kabul etmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 30 Temmuz 2008 günlü kararında, imam hatip lisesini bitirenlerin yükseköğretimin tüm programlarında öğrenim görebilmeleri için ısrarla düzenleme yapma çabasını, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı sayılmasının nedenlerinden biri olarak değerlendirerek, imam hatip lisesini bitirenlerin yükseköğretimin tüm programlarında öğrenim görmelerinin laik eğitimin özü ve ruhuyla bağdaşmadığını belirtmiştir.”
Başvuruda, ayrıca yeni sistemle “tüm ortaöğretim kurumlarının siyasi iktidarın ideolojisini yansıtan laik eksenli eğitimden din eksenli eğitime geçildiği”nin de altı çizilmişti.
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin iptal başvurusunu reddetti. Başka bir deyişle, ne Öğretim Birliği Yasası’nı umursadı, ne anayasayı ne de daha önceki Anayasa Mahkemesi kararlarını.
İptal başvurusunu sağlam bir hukuk örgüsü ile hazırlayan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın dediği gibi:
“Anayasa Mahkemesi’nin, bundan sonra uzun bir süre gerçek iptal kararları vereceğine inanmıyorum. Yargı öyle bir yapılandırma içine sokuldu ki, siyasi sonuçları olabilecek davalarda, yargı organlarının siyasi iktidardan izinsiz ya da icazet almadan karar verebilmeleri çok güç artık. Bu durumdan bir yargıç olarak büyük üzüntü ve utanç duyuyorum.”
Onur Duyarım
Emekli Tümamiral Semih Çetin, savunmasında şunları söylemişti:
“Kendi ordusuna ve donanmasına komplo kuracak kadar alçalmış bir çetenin yarattığı bir ihanet sürecinden geçiyoruz. Kendi ülkemizde esir düştük. Bir asker için en büyük onur şehit olmaktır. En büyük utanç ise, düşmana esir düşmektir. Ama bu esaret, şimdi olduğu gibi, canımdan çok sevdiğim ülkemin Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’deki, özellikle de Kıbrıs’taki ulusal çıkarlarını koruduğum için beni tasfiye etmek isteyenler ile onların içerideki işbirlikçileri tarafından hedef alınmamın bir sonucuysa, ben bundan ancak onur duyarım.”
Semih Çetin, Balyoz’da 18 yıl hapis cezası aldı.
Olumlu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt raporu”nu yazmakla görevlendirdiği eski CHP milletvekili Şükrü Elekdağ, geçen ay CNN Türk’te bir açık oturuma çıkmış ve şöyle demişti:
“10 yıl ABD’de büyükelçilik yaptım. NATO Genel Müdürlüğü yaptım. Dışişleri’nde müsteşarlık yaptım. Tüm bu dönemlerde ABD ile ilişkilerimiz hep olumlu düzeyde gelişti.”
Bir küçük anımsatma: Elekdağ, CHP’nin Van’da düzenlediği arama konferansında, Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılmasını da öneren isimdi.
Ders Kitapları
Ensar Vakfı kurucusunun sorumluluğundaki Milli Eğitim Bakanlığı, ders kitapları yönetmeliğini değiştirdi. Ders kitaplarının, öğrencileri “Atatürk ilkelerine, insan haklarına, demok-ratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen yurttaşlar olarak yetiştirmeye uygun olarak hazırlanacağı” ve “Atatürk ilke ve inkılapları ile ilgili kazanımları içereceğine” ilişkin hükümler yönetmelikten çıkarıldı.
Eğitim-İş, yeni yönetmeliğin iptali için Danıştay’a başvurdu:
“Düzenlemenin, kabul edilebilir meşru hiçbir gerekçesi yoktur. Düzenleme kamu vicdanını kanatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve ulusun diğer manevi değerlerine bağlı nesil yetiştirme amacına uygun ders kitapları hazırlanması zorunluluğunun davalı idareyi rahatsız etmesi üzücüdür. Düzenleme, kamu otoritesini sevk ve idare eden anlayışın varlık nedenleriyle çatışma içinde olduklarını göstermektedir.”
Dava, içeriği nedeniyle doğrudan anayasada ifadesini bulan Cumhuriyet ilkelerinden rahatsız olunması ile ilgili.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş Yüksek İdare Mahkemesi, danışma ve inceleme yeri olan Danıştay’ın kararını merakla bekliyoruz.
Allah Korusun
Meslektaşımız Saim Tokaçoğlu, “Biz Haberiz” adlı sitesinde yazdı:
“Bir elçilikte görüşmem vardı. Elçiliği korumakla görevli polis memuru, açık olan pencereden elçilik çalışanına bir şeyler söyledi ve gitti. 3-5 dakika sonra, aynı pencereden bir başka kişi, ‘Bizim polis arkadaş yok mu?’ diye sordu. Elçilik mensubu, ‘Cumaya gitti, birazdan döner’ dedi.”
Cuma namazı boyunca elçiliği Allah korumuş da, bir şey olmamış.
İleri Demokrasi
AKP kongresine Cumhuriyet alınmadı.
İşi o kadar ilerlettiler yani.
Yorum Gönder