Sevgili içerdeki ve dışardaki okurlarım…
Yazarları, gazetecileri ilgilendiren, daha doğrusu suçlayan yeni
listelerden, yeni isimlerden söz ediliyor…
İşin içyüzünü bilmiyorum, zaten olayı da yarattığı tepkilerden
öğrendim; bu nedenle yorumsuz, ilgili bir makaleden bazı alıntılar yaparak
konuyu sizle paylaşıyorum.
Mehmet Y. Yılmaz, 19 Aralık 2012:
“Zaman gazetesindeki yalan habere yanıtımdır
FETHULLAH Gülencilerin resmi yayın organı sayılabilecek Zaman
gazetesinde dün içinde benim ismim de geçen bir haber yayımlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen
ve Ergenekon davası ile birleştirilen internet andıcı davası nedeniyle mahkeme,
Genelkurmay’dan hard diskleri istemiş.
Hard diskleri inceleyen naip hâkim Hüsnü
Çalmuk, sonucu bir raporla mahkemeye
bildirmiş.
Haber bu raporla ilgili ve şöyle bir bölümü var:
‘Alınan bilgilere göre hazırlanan raporda, öncelikli
olarak bazı üst düzey gazeteciler ile askerler arasında sıkı bir ilişkinin
olduğu belirtiliyor. Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi tarafından hazırlanan
makalelerin de bu isimler üzerinden kamuoyuna ulaştırıldığının altı çiziliyor.
TSK tarafından gönderilen metinlerin, bazı köşe yazılarından birebir çıktığı
savunuluyor.’
Haber şöyle devam ediyor: ‘Raporda, bilgi
gönderilen diğer gazeteciler arasında Hürriyet’ten
Ertuğrul Özkök, Milliyet’ten
Mehmet Y. Yılmaz ve Fikret
Bila, Cumhuriyet’ten İlhan
Selçuk, Radikal’den
İsmet Berkan, Akşam’dan
Serdar Turgut, Posta’dan
Rifat Ababay, Vatan’dan
Tayfun Devecioğlu ile
Yeniçağ’dan Hayri Köklü ve
Arslan Bulut’un yer aldığı ifade
ediliyor.’…
Şunu söyleyeyim önce: Zaman gazetesi bu konuda yalan
yazıyor…
İnternet andıcı davasını fırsat bilip andıçlamaya soyunuyorlar, ama
ellerindeki raporu tahrif ediyorlar, çarpıtıyorlar…
Peki, naip hâkimin raporunda bir kişi hariç, kendisine gönderilen bu
e-postaları kullanan, aynen ya da kısmen tekrarlayan herhangi bir köşe
yazarından söz ediliyor mu?
Hayır.
Genelkurmay kayıtlarında bana gönderilmiş herhangi bir e-postanın,
aynen, kısmen ya da mealen benim köşemde, kendim yazmışım gibi yayımlandığına
ilişkin bir bilgi var mı?
Hayır.
Naip hâkimin raporunda, Zaman gazetesinde ifade edildiği gibi, benim
‘askerlerle aramda sıkı bir ilişki
bulunduğu’ belirtiliyor mu?
Hayır.
Naip hâkimin raporunda, Zaman gazetesinde ifade edildiği gibi,
‘Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi tarafından
hazırlanan makaleleri benim üzerimden kamuoyuyla
paylaştığına’ ilişkin bir bilgi var mı?
Hayır.
Naip hâkimin raporunda, ‘TSK tarafından
gönderilen metinlerin bazı köşe yazılarımda birebir çıktığı
savunuluyor’ mu?
Hayır.
Ama Zaman bunları yazıyor işte. Başlığını da şöyle atmayı ihmal
etmeden: ‘Gazetecilerin köşe yazısı
Genelkurmay’dan.’
Ve bir ‘tarihsel gerçeklik’
notu:
Naip hâkimin raporundan anlaşıldığına göre Genelkurmay Bilgi Destek
Dairesi bu faaliyetlerini 2007-2008 yıllarında yapmış görünüyor. Benim adımın da
geçtiği belgenin üzerinde bir tarih yok ama bu faaliyetin önerildiği belgenin
üzerindeki tarih 2007.
Milliyet’teki son yazım 4 Ağustos 2005
tarihinde yayımlandı.
Milliyet’te çalıştığım sürece e-posta adresim
mehmet.yilmaz@milliyet.com.tr
şeklindeydi, Genelkurmay’ın m.yilmaz@milliyet.com.tr
şeklindeki kaydı yanlış, dolayısıyla bana bir e-posta göndermiş olmaları da
mümkün değil. Zaten o tarihte de Milliyet’te değil,
Hürriyet’teydim.
Hürriyet’teki ilk yazım 29 Eylül
2005’te yayımlandı. O günden beri de e-posta adresim
hurriyet.com.tr uzantılı.”
Bu konuda 21 Aralık Cuma günü İsmet Berkan da
bir yazı yazdı, meraklısı ona da bakabilir.
Yorum Gönder