Milli Görüş diliyle AKP - Mehmet Faraç
AKP’nin Türkiye’yi tamamen kuşatması için adeta vurucu güç haline getirilen yandaş bir medya var... Onlar ülkede olup bitenleri yazmayı bir tarafa bırakın; yaşananları yayımlayan Aydınlık gibi gazetelerin varlığını bile duyurmuyorlar...
Ne medya sayfalarında ne televizyon programlarında, tirajı 70 bine dayanan Aydınlık nedense yok!.. Yani tam saha karartma hakimiyeti!..
Medyanın kendi içinde sansür uyguladığı bir ülkede, iktidar partisi tabi ki Aydınlık gibi gazeteleri kongresine almaz!..
Söyler misiniz, medyanın bu kadar işbirlikçi ve korkak olduğu bir ülkede gazeteciler ve gazeteler kolay lokma olmazlar mı?..
“Emek sermaye” diye zırvalayanların ne denli sinsi sansürcü ve tasfiyeci olduğunu bizzat görmedik mi?..
Yani anlayacağınız medyanın düşmanı da aslında medyanın tam içinde!..
Oysa “biz biriz, birbirimizi biliriz” diye bir söz vardır ya, yandaş medyanın yazmadığını da, bazen AKP’yi en iyi tanıyanlara sormak gerekiyor!..
Zaten onlar da ne olmuşsa eğer, AKP’nin yıkım icraatlarını bugünlerde manşetlerden duyurmayı tercih ediyorlar!..
Milli Görüşçü Milli Gazete AKP’nin sansürlü kongresini dün “Hadi ordan” başlığıyla haberleştirince merak edip baktım... Acaba daha düne kadar “terörist destekçisi” ilan edilen Barzani‘nin “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganıyla karşılanmasına mı öfkelenmişler diye düşündüm ama değilmiş!..
Dünkü manşetlerinde Erdoğan’ı oldukça sert biçimde hedef almışlardı... Zalimle işbirliği!.. İşte eski dosttan al haberi misali, AKP’lilerin eski yoldaşı Milli gazetenin yorumuyla Recep Tayyip Erdoğan:
“Sayın Başbakan, Özal’ı ve hatta Menderes’i bile istismar ederken konu Erbakan ise orada bir durun!
- Erbakan; duruşundan taviz vermedi. Siz ise elinizden tutulunca Milli Görüş gömleğini çıkardınız!
- Erbakan, D-8’i kurdu, siz AB anayasasını imzaladınız.
- Erbakan’ın yolunda tam bağımsızlık vardır siz BOP eşbaşkanı oldunuz!
- Erbakan, rantiyeye karşı savaştı siz ‘Faiz, ekonominin reel gerçekliğidir’ dediniz.
- Siz 10 yılda bu milletin neyi varsa sattınız!.. Erbakan’ın yolunda vatan toprağını yabancıya satmak yoktur!...
- Havaalanı ve limanları Amerikan ordusunun kullanımına açtınız! Çekiç güç gitti, füze kalkanı geldi. Erbakan’ın yolunda ‘zalimle işbirliği’ yoktur!
- AKP’nin 10 yıllık döneminde dolar milyarderleri artarken emekliler köprülerde selpak satar duruma düşürüldü.
- 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220 arttı. Irza geçme, çocuklara cinsel taciz suçları da yüzde 125 oranında artış gösterdi.”
Yukarıdaki saptamaları muhalif medya yazmış olsaydı yalan-iftira denebilirdi... Ama Erdoğan’la aynı marka gömleği giyenler yazınca doğrusu keyifle okunuyor!
Eeeee... Başbakanı herhalde onlar bizden iyi tanıyor!..
Ulusalcıya küfür, vekile tehdit!..
CHP’li vekiller geçtiğimiz hafta ortasında Ankara’da bir durum değerlendirmesi toplantısı yapmışlar... İlk kez 40’tan fazla vekil kürsüye çıkmış ve partinin gidişatının hiç de iyi olmadığını anlatmış.
Aralarında Dilek Akagün Yılmaz, Nur Serter, Kamer Genç, Engin Altay, Ali Rıza Öztürk gibi çok sayıda milletvekili; Oslo, laiklik, Türklük kavramı, Atatürk ve Anayasa değişikliği konusundaki tartışmaların parti tabanda tepki çektiğinden yakınmışlar.
Bir milletvekili bu durumu “Vekiller yazın seçim bölgelerinde seçmenin tepkisini görünce konuşmak zorunda kaldılar” diye yorumladı.
Bu arada genel başkanın gözleri önünde kimi milletvekilleri kendi arkadaşlarına öyle hakaretler ve tehditler savurmuş ki, siyaset ve seviye açısından ne yazık ki utanç verici!..
Örneğin Bolu milletvekili Tanju Özcan’a yapılanlar tabanda infial yaratmış...
Özcan da birçok vekil gibi Hüseyin Aygün’ün PKK’lılara yönelik övgü dolu sözlerine tepki göstermiş. Özellikle Aygün’ün, “Ulusalcılar kafatasçı... Partinin bunlardan kurtulması lazım” şeklindeki hezeyanlarına açıklık getirmesini istemiş.
Aygün ise o sırada ayağa kalkarak, “Siz geri zekalısınız... Kafa yok ki zaten, bunları anlayamazsınız” diye ağır hakaret yağdırmış!..
Kılıçdaroğlu ne zaman görecek?..
Medyaya yansıdığına göre Aygün’ün bu hakareti toplantı salonunda şok yaratmış... Bu sırada Kayseri milletvekili Şevki Kulkuloğlu “Bu ne terbiyesizlik” diye tepki gösterince de, Aygün’ün yakın arkadaşları Sezgin Tanrıkulu, Müslüm Sarı ve Binnaz Toprak neredeyse üzerine yürümeye kalkışmış!..
Olayın daha vahim tarafı var; iddiaya göre Aygün, çıkışta Tanju Özcan’ı “Bunun hesabını vereceksin” diye tehdit etmeden de geri durmamış!..
AKP “2023 vizyonu”yla uğraşırken, tabanın büyük bölümünün rejim, laiklik, Atatürk uğruna oy verdiği bir partide, Atatürkçü ve ulusalcı olmak neredeyse suç haline gelmişse gerçekten çok yazık!..
CHP’nin asli unsurları artık genel başkanın önünde; “faşist”, “geri zekalı” diye hakarete uğruyor ve “görürsün gününü” gibi çocukça söylemlerle tehdit bile ediliyorsa durum gerçekten vahim!..
Acaba Tanrıkulu- Aygün ikilisiyle Binnaz Toprak- Faik Tunay zihniyeti; bu tür küfür, hakaret ve tehditlerin CHP’ye oy veren milyonlarca ulusalcı, Kemalist, Atatürkçü yurttaşın öfkesini çektiğini bilmiyorlar mı?..
Peki ya Kılıçdaroğlu?.. Acaba CHP’yi var eden her şeye düşman olan bu şahısların partisinde yarattığı büyük erozyonu ne zaman görecek?..
Herkesin merak ettiği Kandil!..
Kamuoyu artık PKK’nın ana karargahının Irak-İran sınırındaki Kandil Dağı’nda olduğunu öğrendi. Ama asıl tartışma o dağdaki üslere yönelik müdahaleler konusunda yaşanıyor.
Kandil’e operasyon yapılır mı yapılamaz mı?.. İşte bu tartışmalara Genelkurmay Başkanı Necdat Özel geçen hafta son noktayı koymuştu:;
“Kandil Dağı’na operasyon teknik olarak mümkün...”
Peki ne var bu Kandil’de?.. Aslında orası bir yerleşim bölgesi!.. Bakınız PKK’nın yayın organı, Kandil Belediyesi’nin faaliyetlerini nasıl anlatmıştı:
“Kandil belediyesinin toplam 11 çalışan var. 50 meclis üyesi bulunan belediyenin, 5 iş makinesi olmak üzere 7 aracı var. 2009 yılından bu yana tüm imkansızlıklara rağmen 60 köye hizmet götürmeye devam ediyor. Belediye meclis üyesi Şeyh Mihemed, 20 kilometre yeni yol, birçok köy yolunun temizlik ve onarımı, halkın bağ, bahçe ve ev gibi yerlerine hizmet yaptık. Yeni kuracağımız bir hastane ile kısmi de olsa sağlık sorununa da çare bulmaya çalışıyoruz. Kütüphane ihtiyacımız vardır.”
Bu tablodan sonra PKK’nın üssünün de bulunduğu dağlarla ilgili yorum yapmaya gerek var mı?..
Gördüğünüz gibi Kandil’de yaşam olağan devinimi içinde yürüyor!..
Yorum Gönder