Bu Öfke, Efelenmek Niye? - Hikmet Çetinkaya

Kaç gündür Avrupa Komisyonu’nun 2012 yılı “İlerleme Raporu”nu yazmayı düşünüyordum...
Aslında bu raporun içeriğinin ne olduğu, yaşadığımız coğrafyanın fotoğrafına bakınca tüm çıplaklığıyla karşımızda duruyordu.
10 yıllık AKP iktidarının demokrasi ve özgürlükleri yaşama geçirmek gibi bir tasası olmadığını çok yakından biliyorduk.
Bunları yazdığımızda, “siyaset - ticaret - tarikat” sarmalında olduğumuzu anlattığımızda, kendilerini özgürlükçü, demokrat, liberal, İslamcı olarak adlandıranlar AKP’ye sımsıkı sarılıp bizleri “darbeci, Kızılelmacı, laikçi” diyerek karalamaya çalışıyorlardı.
***
2010 yılına geldiğimizde “yetmez ama evet” diyen liberal tosuncukların, cemaatçilerin, yazarların, edebiyatçıların, olup bitenler karşısında birden gözlerini açıp “Bizi kandırdılar” diye çığlık atmalarına sadece gülümsemekle yetiniyorum.
Aralarında salt “AKP bizi aldattı” diyenlerin yanı sıra şimdilerde şöyle diyenler de var:
“Yetti artık hayır!”
Türkiye’de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün olmadığını, hapishanelerin dolup taştığını, muhalif yazarların gazetelerinden, habercilerin televizyonlardan kovulduğunu kimileri Avrupa Komisyonu’nun 2012 İlerleme Raporu’ndan öğreniyor, kimileri işlerinden olunca...
***
Bizim usta, bu rapora çok kızdı, esip gürledi...
Yanındaki “çıraklar” durumdan vazife çıkarıp eleştiriler karşısında, efelenip medyada boy gösterdi.
Medya patronları, yazarlarının kulağını çekti...
Muhalif gazeteler AKP büyük kongresine alınmadı.
Bana kalırsa en doğrusunu AB Bakanı Egemen Bağış yaptı:
“Raporun ciddiye alınacak bir yanı yok!”
Oysa raporda ne hakaret vardı ne de küfür...
Bir eleştiri...
O kadar!
Bilindik şeylerdi raporda yazılı olanlar.
Uzun tutukluluk süresi... Kürt açılımının arkasının gelmediği... Eşit yargılamanın yapılmadığı... Hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnendiği... Demokrasi ve özgürlüklerin genişlemediği...
Türkiye’nin gerçek aydınları, bilim insanları, yazarları, sanatçıları, sendikaları, demokratik kitle örgütleri zaten biliyorlardı tüm bunları.
***
Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, Odatv, KCK davaları tartışılır halde...
Güneydoğu’da çok sayıda yerel yönetici, 100 gazeteci, 700 üniversite öğrencisi tutuklu...
Seçilmiş 8 milletvekili zindanda...
Türkiye’de düşünceyi ifade özgürlüğünün kısıtlandığı kaygısını sanki biz yaşamıyorduk!..
Demokrasinin tıkır tıkır işlediğini, özgürlüklerin geliştiğini bildiğimiz halde, halkı yanıltan yazılar yazıyorduk.
Otobüs durağından bekleyen üniversiteli genci poşu taktığı için gözaltına alıp ardından tutuklayan bizim polisimiz, savcılarımız, yargıçlarımız değildi sanki...
O üniversiteli genç, aylarca zindanda yattı şimdi tutuksuz yargılanıyor.
İstenilen hapis cezası 23 yıl bildiğim kadarıyla.
***
Anlatılacak, yazılacak o denli insan hakları ihlali var ki hangisini yazayım!..
Bir Uludere katliamı...
O köy oylarını AKP’ye veriyor, koruculuk yapıyor, çocuklarının kaçak mazot getirdiğini “cümle âlem” biliyor.
34 çocuğumuzun parçalanıp yanmış bedenleri...
Raporda eleştiri var, başka bir şey yok!
Bu öfke niye, bu efelenmek niye?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget