Tutuklu gazetecileri unutmayın - Rıza Zelyut

Şu an Türkiye bir basın hapishanesi gibi. 80'den fazla gazeteci cezaevinde. Bundan kat kat fazlası hakkında da davalar açılmış. Örneğin benim  iki soruşturmam savcılıkta. 2 davadan da mahkum edildim. Yani; Yargıtay da onarsa cezaevine gireceğim.
Suçumu biliyorsunuz. İşte bu köşede yazdığım yazılar. Savcıları, yargıçları eleştirdim diye suçlu çıkartıldım.
Benden çok daha ağır koşullarda olan arkadaşlarımız var. Bunların büyük bölümünü terörist diye suçladılar. Düşünün ki bu ülkede genelkurmay başkanını bile terörist  göstererek hapse attılar. Ona bakarak gazetecilerin ne kadar terörist olabileceğini düşünün.

CEMİYETTEKİ TOPLANTI
Dün işte bu terörist gösterilen gazetecilerin bazılarının da katıldığı bir toplantı vardı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC)salonandaki toplantıda tutuklu gazetecilerin yakınlarının dışında; gazeteci örgütlerinin temsilcileri de bulunuyordu. TGC, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP)...
Ayrıca IPI temsilcileri de toplantıya katılıp hem konuşmaları dinlediler hem de durum hakkında kendi fikirlerini açıkladılar.  Bunlar; Türkiye'ye basın özgürlüğüyle ilgili sorunları incelemek ve bir rapor hazırlamak için geldiler. Amerika, Almanya, Avusturya, Yeni Zelanda, Nijerya ve Hindistan'dan gelen gazetecilerin yer aldığı IPI heyeti, gazeteleri ziyaret ettiği gibi Ankara'da hükümet temsilcileri ile de görüşmüş.
The Guardian ve The Observer köşe yazarı Peter Preston; 'Hükümet temsilcisi ile görüştük. Kendisi, çıkartılacak olan 4. Yargı Paketi ile birçok gazetecinin özgürlüğüne kavuşacağını söyledi.' deyince salonda hafif bir gülümseme oluştu.
Bu gülümseme; iktidarın hukuk üzerinden oynadığı oyunlara olan tepkiyi gösteriyordu.

DARBE DÖNEMİNİ ARATIYOR
Toplantıda kısa bir konuşma yapan GÖP Sözcüsü gazeteci Ümit Gürtuna içinden geçtiğimiz dönemi anlatırken ilginç bir karşılaştırma yaptı ve dedi ki: 'Ben, darbe dönemlerinde ve sonrasında sıkıyönetim mahkemelerinde, devlet güvenlik mahkemelerinde pek çok defa yargılandım. Bunlardan sadece altı ay ceza aldım. Eğer şimdi aynı davalardan yargılansa idim, yıllarca içeriden çıkamazdım. Bugünkü sorun gazetecilere yönelik tehditten çok daha ötededir ve demokrasimize yönelik baskıyı; sınırlandırmayı kapsamaktadır.'
Gürtuna; 1972 yılında, darbe ortamında Türkiye'de sadece 1 gazetecininin; Çetin Altan'ın tutuklu olduğunu açıkladıktan sonra dedi ki: 'Biz o günlerde hapisteki gazeteci arkadaşımızı ziyaret etmek istediğimizde askeri yönetim buna izin verdi. Şimdi tutuklu gazetecileri ziyaret etmek istiyoruz ama sivil yönetim buna engel oluyor.'
Darbe dönemlerinde bile Türkiye'de bu kadar tutuklu gazeteci olmadığını söyleyen Ümit Gürtuna'dan sonra Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, gazetecilerin terörist gösterilerek susturulmasına direneceklerini dile getirdi.

KİTAP BOMBA OLURSA
IPI heyetine; 'Avrupa Birliği'ne aday olan Türkiye'deki basının halini AB'ye doğru anlatın!' biçiminde mesajın da verildiği toplantıda söylenenlere bakınca Türkiye adına üzüldüm. Dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisi içinde bulunduğu söylenen Türkiye'deki basın; özgürlük açısından ancak son yirmide yer alabiliyor. Bunun sebebi de kitabı bombadan bile tehlikeli gören anlayıştır. Basını; patronları korkutarak susturan iktidar; bu sivilleştirilmiş diktayı ne zamana kadar gizleyecek?
Bu sorunun cevabı şu soruda gizlidir: 'AKP'ye oy verenler,  bu manzarayı daha ne kadar içlerine sindirebilecekler?'

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget