Temcit pilavı - Güngör Mengi

Duyduğum an “acaba tatili kessem mi?” düşüncesini uyandıran bir etki yaptı Başbakan’ın sözleri.
Çünkü partinin ikinci adamlarınca yürütülen başkanlık propagandasını hafta içinde bizzat Başbakan üstlenmiştir.
Erdoğan, başkanlık sistemini parlamenter düzeni kötüleyerek methetti.
Bürokratik oligarşi ve yargının yollarını kestiğinden yakındı. Suçluyu da ilan etti:
Kuvvetler ayrılığı ilkesi!..
Kesintisiz 11’inci yılını süren, devlet kadrolarını yandaşlara teslim eden bir iktidara yakışır sözler midir bunlar?
Hayır... Yık-yap’çı müteahhit gibi önce mevcut sistemi kötüleyerek gönlündeki aslana yer açıyor.
Kurmaya çalıştığı düzenin ipuçları Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunulan öneride mevcuttur.
Başbakan, isteği zaman Meclis’i feshetme ve ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetme yetkisine sahip bir Başkan olmak istiyor.
Böyle bir düzende demokrasi olmaz.
Benzeri yoktur.
Hangi danışmanından çıktıysa bu fikir sonrası için daha dikkatli olmalıdır.
Başbakan’a alternatif gösterilmekten tedirgin olan Cumhurbaşkanı Gül bile uzatılan mikrofona “Kuvvetler ayrılığı demokrasinin temelidir” demek zorunda kalmıştır.
Meclis’teki çoğunluğunu dileği gibi kullanıyor, yargıya açıkça talimat veriyor kamuoyu önünde yargıya talimat verdiğini açıkça söyleyebiliyor; daha ne istiyor?
Sihirli anahtar, vekillerin parti başkanı tarafından belirlenmesine son vermektir.
Kaçınılmaz çarpılmayı, dar bölgede iki turlu seçimle belirlenen milletvekillerinin oluşturacağı bir Meclis önler.
Kıblesi şaşmış, yani halk yerine lider tarafından seçilmiş milletvekilleri ile varılacak yer sadece emir kulu bir yargı ve güçsüz bir Meclis temelinde “sandıklı padişahlık“ olur. Yazık olur.
Adı Başkanlık olan şu temcit pilavını ortadan kaldıralım artık!

Çelişkili bir durum

Son TV mülakatında Başbakan Ergenekon davasında yaşanan hukuksuzlukları eleştirmekten sakındı.
“O tuzağa düşmem” dedi.
Haklı; yargıyı yönlendirmek suç olur.
Ama ODTÜ’ye gidişini protesto eden öğrencilerle hocaları için bir günde nasıl hüküm verdi?
Başbakan’a verien bilgiye göre öğrenciler arasına sızma vardı. Muhalefetin de “orada bağlantıları var”dı.
Hocalar öğrencileri sakinleştirmek için aralarına girmişti. Ama Başbakan bu savunmayı makbul saymıyor ve “Bize böyle hocalar lazım değil” diyordu.
Dört yıldır süren Ergenekon davası için konuşmayan Başbakan’ın ODTÜ’deki gösteri için bir gecede “iddianame” yazması çelişki değil mi?
Güvenlik politikası yanlıştır.
Polis karşısındaki kitleyi gazla, copla terbiye edilecek bir düşman gibi değil tehlikeye karşı korumak için çalışmalıdır.
İktidar barut, gençlik ateştir.
Ateşle barut yan yana gelmemeli!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget