Ayrıca dengesizdir. İşi
gücü, menfi amaçlarına uygun bir İslam kavrayışı uydurmaktır. Fatih’te
bir kafeteryada otururken yanınıza gelip; “namazınızı kıldınız mı
inşaallah?” Şeklinde bir soruyla karşılaşabilirsiniz. Evet, hadi hep
birlikte “daha önce ne olduğunu anlattığımız namazın, farzlarını
öğrenelim.” Hani meşhur “namaz hocası kitapları ve videoları vardır.”
Hatta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş o namaz dersi
filmlerinden birinde oynamıştı. Evet, bu arkadaşlar işin şeklini
biliyor, ama özünü bilmiyor. O halde anlatalım;
Namazın farzları nelerdir? Sıralayalım;
Hadesetten Taharet,
Necasetten Taharet, Setri Avret, İstikbal’i Kıble, Vakit, Niyet..
Namazın 12 Farzı olarak bilinen ve iç-dış farzlar olarak ikiye ayrılan
verilerin “dış farzlar kısmında ki 6 farz budur.” Daha evvel namazın
içine/içeriğine yönelik çok şey söylemiştik.
Setri avret nedir?
“Sana gelince Âdem,
seninle eşin cennete yerleşiniz, istediğiniz her tarafından yiyip içip
yararlanınız. Yalnız sakın şu ağaca yaklaşmayın! Böyle yaparsanız
zalimlerden olursunuz. Fakat şeytan onlara avret yerlerini açığa
çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: “Rabbinizin
size bu “şecereyi” sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan
olmanızı önlemektir” diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine
dair yemin üstüne yemin etti.” (Araf, 7/19-21)
Kur’an’da açığa çıkan avret bu ayette geçer. Ortaya çıkan ve örtülmesi gereken avret budur! Şimdi dikkat, hatırlayalım;
“Şeytan Adem’e vesvese verdi, Ey Adem, sana ebedileşme ağacını yani yıkılmaz mülkiyeti göstereyim mi?” (Taha 120)
Demek ki “avret yerleri ortaya çıkartan vesvese ne imiş?” Adem ve Eşinin avret yerleri hangi vesveseyle ortaya çıkmış?
Avret; “mülkiyettir.” İnsanın “ihtiraslarıdır.” Yani bugünün dünyasında “kapitalizmle amel etmektir...”
Setri Avret, işte bu
durumu tedavi etmektir. Bu durumu tedavi etmeden “namaza durmayın
diyor.” Namazın namaz olması için farz budur!!!
Gelelim bir diğerine;
Necasetten taharet nedir?
Dikkat; “müşrikler ancak
bir necistirler/pisliktirler.” (Tevbe 28) Müşrik, şirk koşan manasına
geliyor. Şirket kelimesi de “şirk” ile aynı köktendir. (ş-r-k) Müşrik,
“Allah’a ait olanları kendine ait kılandır.” Ve pek tabi buna tabi olan.
Örneğin; “Allah’ın mülkünü gasp edip, bunu kullarından mahrum kılmak
şirktir. Allah’ın dinini babasının malı zanneden zırıldak imamlara biat
etmek şirktir. Allah dışında ki bir takım olguların insanlığın kaderini
belirlemesi şirktir. Yani dolara, altına, İMKB’ye, bir avuç elitin
yeryüzü nimetlerini kendisinde toplayıp bununla hükmetmesi durumuna biat
etmek şirktir. Müşrik “biat edendir.” Biat alan; endad/şüreka
kavramlarıyla ifade edilir.
Necasetten Taharet;
bugünün dünyasında, şirkin tamamından dönmek demektir. Kapitalizme,
Emperyalizme ve bunları meşru kılan zırıldak hocaefendilerin saltanatına
karşı durmak demektir. Bu pisliklerden arınmadıkça, ellerinize yapışan
mazlum kanını temizlemedikçe, ve mazlumun ahına mazhar oldukça,
necasetten tahir olunmaz.
Dolayısı ile şöyle bir
bakın etrafa; namazın sadece 2 farzını anlattım. Sadece bu iki farzın
dahi uygulanmadığını net biçimde göreceksiniz. Nerede Peygamberce namaz
kılan adamlar?
Diğerlerine girsem, muhtemelen çok kalp kırılır o yüzden şimdilik dokunmayacağım...
Yorum Gönder