1. Ergenekon adlı bir terör örgütünün varlığı ortaya çıkarılamadığı gibi birleştirilen 21 iddianame arasında bağlantı da gösterilebilmiş değil. Genelkurmay, MİT, Emniyet ve Jandarma ellerinde böyle bir örgütün varlığına ilişkin veri bulunmadığını belirtirken, sorgulanan 3 bin şüpheliden bir tanesi dahi ne polis, ne savcılık ne de mahkemede böyle bir örgütün var olduğunu söyledi. Ergenekon ile darbe iddialarının araştırıldığı ileri sürülmesine rağmen, darbe planı olduğu ileri sürülen Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven hakkında Mahkeme görevsizlik kararı vererek dosyaları Ankara’ya gönderdi.
2. Keyfiliğinden toplumun her kesiminin şikâyetçi olduğu özel yetkili mahkemeler yasayla kapatılırken Silivri’deki mahkemenin ömrü dava bitene kadar uzatılarak usul hatalarının sürmesine göz yumuldu.
3. Sanıklara getirilen ‘talep, soru ve beyan yasakları’, duruşmadan men cezaları, avukatlara verilen duruşmadan çıkarma cezaları, sanıkların avukatlarıyla yaptıkları görüşmelerin kayda alınarak aleyhlerinde kullanılması, tutukluluğun devamı kararlarında hukuki ve fiili gerekçe gösterilmemesi, sanık lehine delillerin dikkate alınmaması, adli kontrol yöntemlerinin tartışılmadan reddedilmesi, yargılamanın makul sürede bitirilmemesi, hukuka aykırı delillerin dikkate alınıyor olması yargılama sürecindeki sayısız usul hatalarından sadece birkaçı.
4. Yargılama 44 gizli tanığın tanıklığıyla yönlendirilmekte. Çeşitli davalardan müebbet hapis ya da ağır hapis cezasına çarptırılan mahkûmların kendilerini kurtarmak için Ergenekon davasında gizli tanık olmalarına göz yumuldu, hatta teşvik edildi. Sanıklar aleyhindeki her tür gizli tanıklık, içindeki mantık hataları ve gerçekdışı unsurlara rağmen kabul edildi. Örneği görülmemiş bir biçimde bir mahkûm bu davada hem sanık hem tanık hem de gizli tanık durumunda.
5. Sadece iddianamalerin toplam sayfa sayısı 17 bine ulaşırken, ek delil klasörleriyle birlikte Ergenekon davasının toplam büyüklüğü 5 Terabayt’a (120 milyon sayfa) ulaşmış durumda. 100 binden fazla telefon izlendi, 60 bin telefon dinlendi, 3 bin kişi hakkında takibat yapıldı, 1360 kişi ifade verdi. 65’i tutuklu 287 sanık var. 7 sanık ifade veremeden ölürken, halen cezaevi reviri ve hastanelerde 10 sanık var. Dosyanın böylesine insan beynini zorlayacak bir hacme ulaşması adil ve sağlıklı bir karar verileceği inancını ortadan kaldırmış durumda.
6. 12 Haziran 2011’de milletvekili seçilen 2 sanığın, geçmişte örnekler olmasına rağmen tutukluluk halleri devam ettirilerek yasama faaliyetlerine katılmaları engellendi.
***
Görüldüğü gibi bu dava bir hukuki yargılama olmaktan çıkıp, siyasi iktidarın muhalifleriyle hesaplaşma aracına dönüşmüş durumda. Bugüne kadar iddia edilen hiçbir olay aydınlatılamadığı gibi, birleştirilen 19 dosya ile aralarında irtibat kurulmaya çalışılan ve çoğu birbirini tanımayan insanlar yıllarca özgürlüklerinden mahrum bırakılmıştır.
İşte bu hukuksuzluğa ‘hayır’ demek için, yurdun dört bir yanından on binlerce yurttaş bugün Silivri’de toplanacak...
ANKARA’NIN ZOR SEÇİMİ: ABBAS MI MEŞAL Mİ?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile görüşmelerindeki temel mesaj “Filistin’in ‘düşman kardeşleri’ Hamas ve Fetih grupları arasındaki anlaşmazlığın giderilerek ulusal birlik hükümetinin kurulması gerektiği” oldu. Dün bir grup gazeteciyle bir araya gelen Abbas da önceliğinin bu barışı sağlamak olduğunu açıkladı. Ancak ortada ciddi bir problem var. Fetih’in başı Abbas ile Hamas’ın başı Halit Meşal çok farklı düşüncelere sahip. En temel fark İsrail ve barış görüşmelerine bakışları.
Abbas İsrail ile görüşerek iki devletli çözümden yana. Meşal ise İsrail’in varlığını dahi reddederek böyle çözüme baştan karşı çıkıyor. Abbas dün Ankara’da bu farklılığın altını bir kez daha çizdi. Bakalım AKP hükümeti; birbiriyle taban tabana zıt bu iki görüşü nasıl uzlaştıracak. Seçmek zorunda kalırsa hangisini tercih edecek?
Abbas’ın dünkü açıklamalarından iki önemli mesaj da şöyle:
1. İsrail; Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yeni yerleşim bölgeleri inşa ederse, Filistin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gitme hazırlığı içinde.
2. Türkiye’nin Filistin’de bir KKTC ofisi kurulması yönündeki beklentisini karşılamak için sessiz bir hazırlık yapılıyor. Yakında bu yönde bir adım dünyaya açıklanacak.
Yorum Gönder