‘Artık Olmaz, Olamaz’ Dedikleri - Cüneyt Arcayürek

Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu 1404 sayfalık raporunu tamamladı.
Komisyon Başkanı Nimet Baş,
komisyonun “Pandora’nın kutusunu açtığını” söyledi.
Olası darbeleri önlemek amacıyla hükümet kolları sıvadı.
Bu sırada merakımı kışkırtan gelişmeler gündeme giriverdi.
Nasıl önlenecekti darbeler?
Açıklanan önlemleri özetlersek; ne zaman hazırlığı biteceğine ilişkin bir tarih verilemeyen yeni anayasa ile... Bu, bir.
İlgili yasalardaki darbeyi koruyan, uygulamalarına olanak sağlayan maddeler temizlenerek... İkiii!
AKP Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in verdiği bilgiye göre; 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar çıkarılan 2820 yasa, kararname, tüzük ve yönetmelik masaya yatırıldı. Ara dönem izlerini taşıyan düzenlemeler tek tek tespit edilerek yürürlükten kaldırılacak... Üççç!
Ve dörttt:
İç Hizmet Yasası’nda yazılı olan; “TSK’nin vazifesi Türk yurdunu  ve anayasa ile tayin edilmiş Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” 35. maddesi de kaldırıldı mı...
....bir hükümet bir elinde anayasa ve bir elinde yasalar, “darbe yassakk” diye yönetime el koyanların karşısına dikildi mi, tamamdır.
Bundan böyle darbe marbe yok!
***
Anayasaya madde koymakla, yasaları temizlemekle darbelerin önleneceğini düşünmek abesle iştigal, ham bir hayal.
Dünya koşulları ve iç nedenler elverişli oldu mu, darbe bir oldubittidir...
Askeri darbelere karşı olduklarını her vesile inandırıcı söylemlerle ilan eden Batılı demokrasiler; 27 Mayıs’ı, 12 Eylül  darbesini ve yönetimini o gün resmen tanıdılar.
Anayasa ve yasalar yasaklıyor diye  darbeler önlenebilseydi; koca Sovyet rejimi tank üstüne çıkan, üstelik sarhoşluğu ile ünlü bir adamın halka çağrısıyla bir iki günde alaşağı olabilir miydi?
Darbeleri önlemenin, defterden silmenin yolu; halkın oylarıyla iktidara gelenlerin, darbe olasılığını akla gelmeyecek dirayetle ve kuşkusuz adil yöntemlerle ülkeyi idare etmelerinden geçiyor.
Geçenlerde ifadesi alınan bir darbe önderi; “Şayet siyasetçiler ülkeyi iyi yönetselerdi 12 Eylül’ler olmazdı” dedi...
Örneğin 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin önceki yıllarını, günlerini yaşayanlar bu saptamanın doğruluğuna tanıktır.
***
Oysa gelen giden darbelere hangi koşulların çanak tuttuğunu araştıracak yerde Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu; iktidar şefinin mantığı doğrultusunda bir rapor hazırladı.
Pandora’nın kutusunu açmakla övünebilir, övünüyor da Komisyon Başkanı Bayan Baş.
Ama onun da patronunun da akıllarından çıkarmamaları gereken evrensel ve tarihsel bir kural her zaman geçerlidir...
Gün gelir, devran döner, dış ve iç koşullar değişir; bir de bakarsınız bugünlerde yaşadıklarımızı içeren bir Pandora kutusu daha açılıverir.
Gelecek yıllar, ülke ve kimileri hesabına nelere gebe, bilinmez ki....
Bu nedenle dün yaşananlar yarın başımıza gelmez, olmaz demesinler.
Bugün artık olmaz, olamaz dedikleri, bir gün gelir, gerçekleşebilir.
İyi pazarlar!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget