Doktorlar öldürülüyor, saldırıya uğruyor, Sağlık Bakanlığı
onlara sahip çıkmak, bu saldırıların önünü almak yerine, doktorla
hasta ya da yakınlarını karşı karşıya getiriyor. Bakanlığın “184
şikayet” hattı doktorlar üzerinde baskı kurulmasının bir
numaralı aracı haline getirildi. Sağlık Bakanlığı’nın bu
uygulamasından esinlenen Milli Eğitim Bakanlığı da, öğretmenler
üzerinde baskı kurulmasını “Alo 147” hattıyla gerçekleştiriyor.
Kim oldukları bile bilinmeyen kişilerin ihbarları sonucu sağlık
çalışanları hakkında incelemeler, soruşturmalar yapılıyor,
ifadeler alınıyor. Moralli olması gereken sağlık çalışanları
bunalıma sokuluyor.
22 Kasım’da İstanbul Samatya
Hastanesi polikliniğine özürlü olduğu belirtilen bir hasta
getirildi. Sondasının değiştirilmesi için Acil bölüme
gönderildi. Dr. Melike Erdem, sondanın değiştirilebilmesi için
hastayı üroloji servisine yönlendirdi. İşte olanlar da bundan
sonra oluyor. Doktor Erdem hakkında Sağlık Bilgi İletişim
Merkezi’nin (SABİM) “184 şikayet” hattına telefon ediliyor.
Melike Erdem, ifadeye çağrılıyor. İfadesini verdikten sonra 6
kattan kendisini atıyor.
Böyle rezalet olmaz… Gelen ihbar ve
şikayetler hiçbir süzgeçten geçirilmeden sağlık personeli
hakkında hemen soruşturma başlatılıyor. Tıpkı, Milli Eğitim
Bakanlığı’nda yapıldığı gibi. Tepelerinde “Demoklesin Kılıcı”
gibi sallanan “184 şikayet” hattının amaç dışı kullanımını
önlemek için Dr. Erdem’i intihara götüren olayı protesto için,
benzer olayların yaşanmaması için Türk Tabipler Birliği Merkez
Konseyi, salı günü bütün hastanelerde 08.00-10.00 saatleri
arasında Dr. Erdem için saygı duruşunda bulunacaklar, arkasından
da “184 yetti artık, çık devreden” diyecek ve o gün 184’ü
telefonlarla kilitleyecekler.
Türk Tabibler Birliği Merkez
Konseyi Üyesi Osman Öztürk, haksız, yersiz şikayetlerle insanların
onuruyla oynandığını, ağır tehditler altında tutulduklarını
anlatıyor. Doktorların artık savunma vermekten çalışamaz duruma
getirildiğinden yakınıyor, bu duruma mutlaka bir son
verilmesinin zorunluluğunu kaydediyor.
“Gizli tanıklıktan
farkı yok”
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr.
Özden Şener’le konuşuyoruz. “184 şikayet” hattının sağlık
personeli için “gizli tanıklık”, “muhbirlik” hattına
dönüştürüldüğünden yakınıyor ve şunları anlatıyor:
“Sağlıkta
şiddetin kaynağı, doktor ölümlerinin sebeplerinden birisi bu
ihbar hattıdır. Dr. Melike Erdem, SABİM’e savunmasını verdi,
çıktı ve intihar etti. Doktorun tuvalete gitmesi bile şikayet
konusu oluyor. Ameliyattan yeni çıkan hastaya yemek verilmez.
Kişi, 184’e
‘ameliyattan çıktım beni aç bıraktılar’ diye
şikayet ediyor ve bu yüzden doktor hakkında soruşturma açılıyor.
Poliklinikteki hasta kötüleşti diye örneğin doktora telefon
geliyor. Yukarıya gittiği zaman, hasta, ‘sıra benim olmasına
rağmen doktor yukarıya çıkıp hastaya baktı’ diye şikayet ediyor,
doktor soruşturma geçiriyor.
Çocuğuna, aile hekiminden
rapor istiyor. Doktor rapor vermeyince şikayet ediyor. Doktora,
tıpla ilgisi olmayan görevli ‘niçin rapor vermiyorsunuz?’ diye
soruyor. Bu yapılanların hepsi oy avcılığıdır. Bu
soruşturmalardan doktorlar yıldı, usandı. Doktorlar maaş
kesilmesinden, tayinden, sürgünden korkuyorlar. Bakanlık,
doktorların gırtlağına çökmüş, tehditle her gün 150 hasta
baktırıyor. Bir kalp doktoru 150 hastaya bakar mı? Eğer bakarsa,
bunun anlamı hiçbirine bakmıyor demektir.”
Sağlık
Bakanlığı’nın sağlık personeli üzerindeki inanılmaz baskıları
için örnekler yağıyor. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, “vatandaşın
yüzde 90’ı sağlıkta dönüşümden memnun. Ama hekimlerimizi memnun
edemiyoruz” diyor. Tabip Odası da, doktorlarla anket
düzenlediğinde, 100 doktordan 84’ü “hastaların nitelikli sağlık
hizmeti” aldığını düşünmüyor.
Muayenehane için de
ihale…
Sağlık tam anlamıyla ticarileşiyor. Bu konuda yeni
yönetmelikler çıkarılıyor. Önceki gün çıkarılan yönetmeliğe
göre, bundan böyle gerçek ve tüzel kişiler, her türlü sağlık tesisi
açabilmek için önce Sağlık Bakanlığı’ndan lisans talebinde
bulunacak. Ancak burada ilginç bir durum var. Lisans için açık
artırma yapılacak.
Bakanlık nerede muayenehane, poliklinik,
hastane açılabileceğini bu ay belirleyecek. Bu yerler için
açılacak ihaleyi kazanan muayenehane, poliklinik, hastane
açabilecek. Örneğin, Çankaya’da beyin cerrahı açığı var. 10 beyin
cerrahı muayenehane açabilmek için başvurduysa, kim daha çok
parayı verirse, muayenehaneyi o açabilecek. Açıkçası verilecek
para da hastadan çıkarılacak.
Ankara Tabip Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Özden Şener, bu yönetmeliği şöyle
yorumluyor:
“Bu, sağlığın tamamen ticarileşmiş olduğunun
tescilidir. Sağlık, insanların üzerinden para kazanılan bir meta
haline getirildi. Sağlık Bakanlığı, kamu-özel ortaklığıyla
kurulacak hastaneler için yüzde 70 doluluk garantisi veriyor.
Devlet artık sağlık alanından elini çekmiştir.”
Sağlık
çalışanlarının bu kadar mutsuz, bu kadar küskün olduğu bir dönem her
halde yaşanmamıştır.
Yorum Gönder