Başbakan’ın Demokrasicilik Oyunu - Deniz Kavukçuoğlu

Bugün pazar, saat 12.08. Televizyonum açık, AKP’nin 4. Olağan Büyük Kongresi’ni izliyorum. Ekranda Başbakan var, 1 saat 8 dakikadır konuşuyor. Selamlama faslı tam 49 dakika sürdü. Konuşmasını Sezai Karakoç, Arif Nihat Asya, Mehmet Akif Ersoy’dan şiirlerle süsledi. Hakkını teslim edelim, Başbakan iyi bir hitabet ve demagoji (lafazanlık) ustası; konuşurken nerede duraksayacağını, nereye vurgu yapacağını, sesini nerede yükseltip alçaltacağını iyi biliyor. Bilindiği gibi demagoji halkın isteklerine, önyargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır. Yunanca “demos” (halk) ve “agogos” (liderlik yapmak) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. Genellikle üstün bir hitabet ve propaganda yeteneği gerektirir. Çoğunlukla dindarlık, milliyetçilik gibi popüler kavramları kullanarak ve bunlara bağlılığı sömürerek yapılır. Başbakan da hem dindarlığı, hem milliyetçiliği kullanıyor, bunu yaparken, imam hatipte aldığı “hitabet” derslerinin hakkını veriyor.
Saat 12.26. Başbakan o bildik demokrasicilik oyununa başladı yine; bir süre Cumhuriyet Halk Partisi’ne çattı, CHP döneminde camilerin ahırlara, depolara, müzelere dönüştüğünü anlattı. Sonra Adnan Menderes’e övgüler düzdü. Şimdi AKP’nin demokrasiye olan üstün hizmetlerini anlatıyor. Yüzünde sanki anlattıklarına gerçekten inanırmışçasına bir ifade var. Bunu nasıl yapıyor? Acaba imam hatip okullarında, tiyatro okullarında olduğu gibi “mimik” dersleri de mi veriliyor?
Bu arada “vesayet” üzerine bir şeyler söylüyor, askeri vesayete yüklenirken sivil vesayete ilişkin ağzından tek söz çıkmıyor. (Âşık Veysel’in bir şiirini okuyor, şiir sona erince salondaki yükselticilerden Âşık Veysel’in kendi sesinden “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsü duyuluyor).
***
Biraz önce internete CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in, CHP’nin AKP kongresini izlemeyeceğine ilişkin bir açıklaması düştü. Gerekçesi şöyle: “Basına ambargo uygulayan, gazetelerle gazetecilere yasak koyan, böylece halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkını ayaklar altına alarak bilgi edinme hakkını engelleyen AKP’nin yasakçı anlayışını protesto ediyoruz. CHP olarak kongreyi izleyerek gazetelerin, televizyonların künyelerine ve köşelerine müdahale eden, yasaklar koyarak anayasamızın ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ hükmünü çiğneyen AKP’nin yasakçı suçuna ortak olamayız. İktidara geldiği günden beri, her yöntemi kullanarak basını sindirmeye, yıldırmaya teslim almaya çalışan AKP’nin bu son yaklaşımı, gazete ve gazeteci yasağıyla tahammül edilemez bir noktaya gelmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye’ye yakışmayan, çağdışı, faşizan bir yaklaşımdır. Bu anlayış demokrasiyi, çoğulculuğu, çoksesliliği ortadan kaldıran Hitlervari tek adam ve tek ses anlayışıdır.”
Bilindiği gibi AKP Tanıtım ve Medya Başkanlığı, Başbakan’dan gelen bir emirle gazetemiz Cumhuriyet ile birlikte Sözcü, Aydınlık, Birgün, Evrensel, Özgür Gündem, Yeniçağ gazeteleriyle Ulusal Kanal ve İMC televizyon kuruluşlarına kongreyi izleme izni vermemişti. Kongreyi izlemesine izin verilen Yurt gazetesi ise bu “yasağı protesto için kongreyi izlememe kararı” almıştı.
***
Saat 13.30. Başbakan, “hiçbir şey söylemeden” 2.5 saattir konuşuyor. Dünkü yazımda “Yeni bir şey söylemeyecek” demiştim, varsayımım doğru çıktı. Ne var ki kongre salonunu dolduran bakanlar, milletvekilleri, delegeler, protokol çağrılıları yeni bir şey duyarmışçasına ağızları açık dinliyorlar Başbakan’ı. Öyle yapmaları gerekiyor, çünkü “büyük ustanın” her yerde gözü var! Gençler, kadınlar arada bir “Türkiye seninle gurur duyuyor!” diye haykırarak alkış tutuyorlar. Onlara bu görev verilmiş.
AKP 4. Olağan Büyük Kongresi baştan sona bir Başbakan gösterisinden başka bir şey değil. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, “AKP’nin yasakçı anlayışını şiddetle kınıyor, kongre salonuna sözde demokrasi yolu yaparak, demokrasiyi, basın özgürlüğünü salon dışına atan AKP’yi kongre salonunda bu ayıbıyla baş başa bırakıyor, tek adam, tek ses şovunu izlemiyor ve kongre salonuna gitmiyoruz” derken haklı. Ona katılıyorum, televizyon kumandamın kırmızı düğmesine basarak ben de Başbakan’ı artık iyice usanç veren demokrasicilik oyunuyla baş başa bırakıyorum.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget