Bu genç kardeşimin suçsuz olduğuna kesinlikle inandığımı, PKK‘nın Avrupa‘daki bir militanıyla işi gereği telefonda görüştüğü için adının bu operasyona dâhil edildiğini yazdım.
Göreceksiniz; Çağdaş‘ın suçsuzluğu en kısa zamanda anlaşılacak ve adalet yerini bulacak...
Tabii... Bu arada Çağdaş hayatta kalabilirse!
Yukarıdaki cümlenin çok ağır olduğunun bilincindeyim.
Ancak ne yazık ki Maltepe 1 No’lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu‘ndan gelen haberler, bu cümleyi kurmamı zorunlu hale getiriyor!
TUVALET İŞKENCESİ!
Önce dün kamuoyunun gündemine düşen ilk olayı, genç ve başarılı Avukatı Hüseyin Ersöz‘ün ağzından aktaralım:
“17 Şubat 2012 tarihinde müvekkilim ile yapmış olduğum avukat görüşünün ardından kendisini koğuşuna götürmek üzere yanımdan alan bir ceza infaz memuru ikinci bir noktada başka bir memura teslim etmiş, bu memur ise müvekkilimi, ceza infaz memurlarının kullandığı bir tuvalete sokarak, yerde duran paspası göstermek suretiyle temizlik yapmasını istemiştir.
Müvekkilim bu durum karşısında infaz memuruna tepki göstererek kendisini derhal koğuşuna götürmesini talep etmiş, infaz memurunun ısrarla temizlik yapması konusundaki isteğini geri çevirmiştir. Bunun üzerine infaz memuru müvekkilimi koğuşuna götürmüştür. Müvekkilim Cezaevi Müdürü ile görüşmek istemiş ancak bu talebi idareye iletilmemiştir. Bu tarihten sonra cezaevinde görevli infaz memurlarının müvekkilime olan davranışları sertleşmiştir. Avukat görüşü sırasında dahi bu davranışlar tarafımdan gözlemlenmiştir.
Bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘Kötü Muamele Yasağı’na aykırılık taşımaktadır. Cezaevi İdaresinin tutuklu olan kişilere iş yaptırma hakkı bulunmamaktadır.”
Gardiyanların insanlık dışı tavrını görüyor musunuz?
Bu, “psikolojik işkence”-nin daniskasıdır ve suçtur!
SOL ELİNDE MORARMA!
Avukat Hüseyin Ersöz, Çağdaş‘ın sağlık durumu ile ilgili olarak da ne yazık ki kaygı verici bir haber veriyor:
“Çağdaş Ulus, belirtilen cezaevinde kalmaya başladığı günden itibaren vücudunun sağ tarafında uyuşma ve titreme şikâyetleri ile cezaevi içinde bulunan revire çıkmak istemiş ancak uzun bir süre muayene imkânı bulamamıştır. Bunun üzerine Cezaevi İdaresi ile konuşularak muayene edilmesi sağlanmıştır. Ancak pratisyen hekim tarafından verilen ilaçların hiçbirisi etkisini göstermemiş, birer hafta arayla ilaçlar sürekli değiştirilmiştir.
Önceki gün müvekkilim ile görüştüğümde rahatsızlığına bağlı olarak sağ elinin morarmış olduğunu gördüm. Geçen hafta kendisinden alınan kan örneklerinin ise halen hastaneden gelmediği bilgisine ulaşmış bulunmaktayım. Kan alma işlemi sırasında Çağdaş Ulus’a sağlık görevlisi tarafından söylenen, ‘Sen torpillisin diğer tutuklulardan 1 tüp alırken senden 3 tüp kan alıyoruz’ sözleri ise cezaevi içinde yaşanan sağlık skandallarından sadece bir tanesidir. Öyle ki Çağdaş Ulus’la aynı koğuşta kalan bir başka tutuklu, revirdeki doktor tarafından 35 gün önce hastaneye sevk edilmişken, hâlen bu işlem cezaevi idaresi tarafından gerçekleştirilmemiştir.”
***
Sayın Adalet Bakanı: Avukat Hüseyin Ersöz, Çağdaş‘ın kötü muamele ile karşı karşıya kaldığını ve sağlık sorunları karşısından hayatından endişe ettiğini belirterek Kartal Başsavcılığı‘na suç duyurusunda bulundu.
Bırakın Çağdaş gibi, “polis muhabirliği yapmak için en güç izinleri almış” masum bir genci, tüm tutuklular ve hükümlüler sizin korumanız ve sorumluluğunuz altındadır.
Eğer hedef olduğu bu olumsuzluklar yüzünden Çağdaş‘ın başına en küçük bir şey gelirse, bunun vicdani ve yasal yükü, omuzlarınıza fazlasıyla ağır gelir.
Lütfen olaya el koyun ve “işkence”yi önleyin!
*****
Günün Sorusu
Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan
Türkiye‘nin Varşova (Polonya) Büyükelçisi olmuş...
Sorum size: Sosyal bilimler uzmanı olan ve hayatında bir büyükelçilik binasında misafir olarak bile üç saatin üzerinde bulunmamış Yusuf Ziya Özcan göreve başlar başlamaz Varşova’dan “diplomatik skandal” haberleri gelirse şaşırır mısınız?
Yorum Gönder