CHP’de “iktidar” olmayı parti yönetimini ele geçirmek sanan muhterislerine iyi bir ders verilmeli bugün...
Öyle bir ders ki yıllarca unutulmasın ve partinin geleceği için de bir sigorta olsun.
CHP Türkiye’nin demokratik, laik hukuk devleti birikiminin güvencesidir.
O zayıfladığı zaman Cumhuriyet de savunmasız kalıyor, zayıflıyor.
CHP’nin tüzel kişiliğini oluşturan Kurultay delegelerinin tek tek her biri tarihi sorumluluklar taşıyor bugün.
Siyaset adına, demokratik yarış uğruna ellerinden alınamayacak hak ve özgürlükleri vardır ama asla göze alamayacakları şeyler de vardır.
Bunlardan biri, demokratik laik hukuk devleti başta olmak üzere Cumhuriyet ve değerlerinin sarsılmaz güvencesi olduğu duygusunu zaafa uğratmamaktır. Bu tarihi misyonu CHP maalesef bugün taşıyamıyor.
CHP bugün rolüne ve sorumluluğuna sahip çıkan bir parti olsaydı, Cumhuriyet’in yüz akı eğitim devrimini tahrip etmeye AKP iktidarı cesaret edemezdi.
CHP’deki iç kavgalar insana “kasap et derdinde, koyun can derdinde” özdeyişini hatırlatıyor.
Atatürk ne derdi acaba?
CHP’nin bugün tüzük kurultayı var. Muhalif diye adlandırılan kesimin itirazlarından ve önermelerinden büyük kısmı dikkate alınarak düzenlenen yeni tüzük, daha adil ve demokratik bir yarışın şartlarını yaratacaktır.
Yapılanlar yine yeterli görülmeyebilir. Ama bunun tepkisi kurultayı boykot olamaz. Olmamalı.
Yıllarca partiyi yöneten ve onu hiçbir zaman iktidar alternatifi durumuna yükseltemeyen sözde önderler, kurultay delegelerine “kurultayı boykot edin, bizimle Anıtkabir’e gelin” diye baskı yapıyorlar.
Atatürk’ün onları utandıracak bir tepki verme şansına sahip bulunamaması gerçeğini fazla istismar etmiyorlar mı?
Ama bilinmeli ki Atatürk böyle bir durumda ne diyecekse toplumsal izan ve vicdan aynını söylüyor:
“Atatürk’ün manevi huzuruna, hangi başarınızın takdir edilmesini istemek için geliyorsunuz? Bırakın bu istismarı da partiyi ayağa kaldırmak için belki de son şansınız olan kurultaya gidin, görevinizi yapın!”
Bu görev doğru yapılmadığı için CHP’nin başarısızlıkları hâlâ Atatürk’ün yenilgileri gibi gösteriliyor.
CHP’nin yenilgileri yüzünden Atatürk’ün mirası olan değerler savunmasız kalıyor, zayıflıyor.
İllallah dedirten huy!
CHP’nin bir türlü kurtulamadığı iç kavgaları dün Zülfü Livaneli ile konuşuyorduk.
Livaneli’nin büyük hayallerle girdiği siyasete tövbe etmesi için bir dönem CHP milletvekilliği yapması yetip artmıştı.
Ona göre “gelenlerin değil, istifa ederek gitmek zorunda kalanların listesi” CHP’yi daha iyi anlatıyor.
O listede Karabekir’den Menderes’e, İnönü’den Ecevit’e kimler yok?
Bülent Ecevit’e “Gel başımıza geç, çalışma arkadaşlarını istediğin gibi seç” dediler. Ama öylesine illallah dedirtmişlerdi ki partiye “seçim zaferi” denilebilecek tek galibiyeti kazandıran lideri bile ikna edemediler.
Çünkü yıpratıcı, yıkıcı hizip faaliyeti bu partide kötü bir huydur. Yönetimler değişir ama bu huy hiç değişmez.
Livaneli bir Anadolu deyişini hatırlattı:
“Kavgalı eve kız vermezler!”
İçinde kavga eksik olmayan partiye de oy vermiyorlar işte. Millet kendi içinde huzur kuramayan bir partiye geleceğini ve ülkenin yönetimini niye emanet etsin?
CHP’nin bugün, şunun bunun adamlığına değil partinin başarısına adanmış delegelere ihtiyacı var.
Boykotun değil demokratik yarışın zamanıdır.
Yorum Gönder