KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, Kıbrıs sorununun çözüme ulaşması için yoğun çaba göstermesine karşın, Rum kesimi her zaman olduğu gibi AB üyeliğini arkasına alarak direnmesini sürdürüyor.
BM’de yapılan toplantıda bu açık bir biçimde görüldü...
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Eroğlu’yla, Greentree (Yeşil Ağaç) görüşmesi sonrası gelişmeleri konuştuk.
Sorunun çözümünde direnen taraf Rum Kesimi lideri Hristofyas...
Öteden beri izlediği politika belli Hristofyas’ın...
Hristofyas niçin direniyor?
Bunun yanıtını bilmeyen yok...
O zaman ne yapılmalı?
Rum kesimine fazla yüz verilmemelidir...
***
Ada’da yaşananları, Rum kesiminin ayak oyunlarını aklı başında, ayağı yere basan sıradan insan biliyor artık.
Örnek mi?
Hristofyas, Türk askerinin işgale son verip, Ada’dan çekilmesini isteyip şunları söylüyor:
“Çözümün yolu yeni devlet yaratmadan olacak. Sınırlar ortadan kalkacak. Biz iki devletli yapıya karşıyız.”
Pazar günü bu konuya değinmiştim...
Amaç Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırma...
Bu konuda KKTC’de Hristofyas’ın “Çözüm yeni devlet yaratmayacak” tezini destekleyen sözde sol partiler de var.
Şöyle geçmişe dönüp bakarsak kimi gazeteciler, KKTC’deki Türk askerinin “işgal ordusu” olduğunu çok yazıp çizdiler.
Annan Planı, onlar için umut oldu, Rauf Denktaş bu oyunu bozmak için çok uğraştı ama başaramadı.
***
İki taraf da Annan Planı’nı eşzamanlı olarak halkoylamasına sundu...
Türkler “evet”, Rumlar “hayır” deyince işin içyüzü ortaya çıktı...
Çünkü bu bir kandırmacaydı.
“Yes be annem” diyenler böylece kafalarını duvara çarptı ama hâlâ akıllanmadı pek çoğu...
KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Eroğlu, son üçlü görüşme için bakın ne diyor:
“Hristofyas, çok taraflı toplantının yapılmasına sert biçimde karşı çıktı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’a tepki gösterdi. Rum kesimi BM Genel Sekreteri’ne nezaket sınırlarını aşacak biçimde konuştular.”
***
Şubat toplantısının ardından Alexander Downer (BM Kıbrıs Özel Danışmanı) bir rapor hazırlayacak mart ayında.
Bundan sonra ne olacak sorusu geliyor insanın aklına...
Bu konuda Dr. Eroğlu da pek iyimser değil...
Rum kesimi lideri AB’ye güveniyor, deyim yerindeyse ipe un seriyor.
Dediği şu Hristofyas’ın:
“Müzakereleri Ada’da yapalım...”
Eroğlu, mart ayının kritik bir eşik olduğunun altını çizip ekliyor:
“Downer’ın raporunu beklemek gerekiyor, rapor bana gelecek... Ben de ona bakarak ‘course of action’ (çalışmanın akışına göre) ne olacağına karar vereceğim.”
Üçlü görüşme yapıldı ama bir sonuç çıkmadı... Türk tarafı bunu önceden biliyordu. Dr. Eroğlu’nun daha önce söyledikleri kanıtlanmış oldu.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun bundan sonra çok taraflı bir çalışma toplantısı mı önerecek ya da “Bu iş bitti” mi diyecek?
Bunu bekleyip göreceğiz...
***
Dr. Eroğlu, devlet deneyimi olan, yurtsever kimliğiyle tanınan bir Cumhurbaşkanı...
Danışmanları da öyle!
Hristofyas’a ödün vermez!
Rum kesimi de bunu biliyor...
Eroğlu görüşlerini açıklarken önemli bir konuya değiniyor bu arada:
“Rumlar oyalama yöntemi içindeler. Bu bir gerçek. Arkalarında AB ülkeleri var. Hristofyas toplantıya elini kolunu bağlayarak geldi. Çünkü Ulusal Konsey’in aldığı karara uymak zorundaydı. Yeniden aday olacaksa DİKO ya da EDEK’ten oy almak zorunda.
İlerleme ve sorunların çözümü taraflardan sadece birinin çabasıyla gerçekleşmez. Bir dans için en az iki tane istekli oyuncu gerekli.”
***
Evet... KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde olup bitenler böyle....
Rumlar, AB’ye sırtlarını dayamış ama ekonomik bunalım halkı etkiliyor.
KKTC’de de ekonomik kriz kendini gösteriyor....
Yorum Gönder