Kurultay Sorunu Çözmedi - Ali Sirmen

Son kurultay da özünde CHP’nin bundan önceki kurultaylarından çok farklı değildi.
Evet, gerçi son kurultay ile CHP’de bir dönem nihai olarak kapandı. Artık Baykal da, Sav da CHP’den silindiler, yalnızca eski hizmetleriyle partinin tarihindeki yerlerini aldılar .
Evet, Kemal Bey’in liderliği kadar Baykal’ın gidişi de perçinlendi. Artık Kılıçdaroğlu gitse de Baykal gelemez, yeni birileri çıkar, kurultay bu sonucu vermiştir. Ama CHP’nin sorunu Baykal’ın gitmesi, Kılıçdaroğlu’nun gelmesinden ibaret değildi ki .
Nitekim Baykal’ın gitmesinin hemen hemen ikinci yılında, CHP’nin iktidara uzaklığı ve halk üzerindeki etkisi aynı kalmıştır.
Neden?
Çünkü sorun CHP’nin lider partisi olmaktan çıkıp, bir program ve kadro partisine dönüşmesiydi ki, bu da salt Baykal - Kılıçdaroğlu değişimiyle olacak şey değildi.

***

Kemal Bey’in genel başkanlığa gelmesinden sonra, partinin artan popülaritesinin kısa süre sonra eski düzeyine dönmesi de işte bu görüşün kanıtıydı.
Genel seçimlerde de Kılıçdaroğlu CHP’si başarılı olamadı.
Oysa Kemal Bey, halktan biri imajını rahatlıkla veriyordu.
Oysa Kemal Bey, Türkiye yüzeyinde basmadık yer bırakmayacak bir enerjiye sahipti.
Oysa Kemal Bey, çalışkandı, konuşmalarında etkileyiciydi.
Ama yine de başarısız kaldı.
Başarısız kaldı, çünkü o kişisel özellikler yetmezdi; onun coşkulu, aynı derecede enerjik, aynı derecede halkla bütünleşici ve çalışkan bir parti yapılanmasıyla desteklenmesi, tamamlanması gerekirdi.
Bu da yeni bir örgütlenme modelini zorunlu kılardı.
CHP’nin ivedilikle yapması gereken buydu.
Şimdi tüzük kurultayı ile bu yönde bir adım atılmıştır. Ancak gelişmeler, her iki tarafın da bu konuda yeterince istekli olup olmadığı, bu oluşumun gerçekten yaşama geçirilip geçirilemeyeceği konusunda soru işaretleri doğuruyor.
Tabandan demokratik katılımcı örgütlenmenin CHP’nin bir numaralı iç sorunu olduğunu bütün parti içselleştirebildiği takdirde açacaktır umut çiçekleri.

***

Son kurultayın önemli sonuçlarından biri de, delgelerin bir zamanlar kendilerini oralara getiren klik liderlerinin çizgisine olan katı bağlılıklarından, potansiyel seçmenin tercihlerini dinleme çizgisine doğru kaymalarıdır.
Ancak CHP dinamizm ve güç kazandıracak bir yapılanmaya kavuşsa bile bugünkü kafa karışıklığı ve kimlik bunalımına dönüşmüş şaşkınlığı ile bir yere varamaz.
Ne yazık ki, partinin içine Kılıçdaroğlu tarafından monte edilmiş kimi kadroların Cumhuriyet’e bakış ve Cumhuriyet tarihini algılayış biçimleri, partinin bazen Genel Başkan’ın kimi kafa karışıklığı yaratan konuşmalarına da yansıyan bir kimlik bunalımı içinde olduğunu gösteriyor.
Neyse ki Genel Başkan son konuşmasında Cumhuriyet’in kurumlarına ve yakın tarihine, demokrasiye öncelik veren çizgiden sapmaksızın (böyle bir şeyin mümkün olduğu da böylece görülmüş oldu) sahip çıkabildi.
Ama Haluk Koç’un deyimiyle “numaracı cumhuriyetçilerin partiyi tasarlamalarından” kaynaklanan kafa karışıklığı o boyuta varmıştı ki, Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşması bunu gidermeye yeter mi, bilemem.
Herhalde, bu konuda partinin tabandan demokratik tartışmayla ortak görüşünü belirlemesinde yarar vardır.
Kısacası, CHP’nin son kurultayı, ana sorunları çözmemiş, ama olumlu bir başlangıç umudu vermiştir diyebilir, böylelikle dostum Orhan Bursalı’nın iyimser yorumuna bir ölçüde de olsa katılabiliriz sanıyorum.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget