Fethullah Gülen, 28 Şubat’ın Neresinde? - Mehmet Ali Güller

28 Şubat’ın yıl dönümü yaklaşırken bir kaç cepheden birden başlatılan kampanya dikkatinizi çekmiştir. Belgeseller, yeni iddialar, çamurlar, kin ve nefretler, kimi kalemşorların tutuklanacaklar listesi, Erbakan’ın tanka neden çıkmadığı vs.
Karadayı – Kıvrıkoğlu çizgisindeki 28 Şubat’ın bir Amerikancı darbeye dönüşmesi için o gün kalem sallayanlar, bugün “en demokrat kim” yarışmasında finale kalmaya çalışıyorlar.
O gün haber ve imtiyaz için asker kapısında sırada bekleyenler, bugün 28 Şubat’ı Amerikancı 12 Mart ve 12 Eylül’le aynı kefeye koyup taarruza geçiyorlar. O gün yaltaklandıkları isimlere bugün köşelerinden meydan okuyorlar!
28 Şubat’ın aslında ne olduğunu, 12 Mart ve 12 Eylül’den neden farklı olduğunu yarın ayrıntılı işleyeceğiz. Bugün bir başka konuya dikkat çekelim istedik.
Fethullah Gülen cemaatinin 28 Şubat’ın neresinde olduğunu inceleyelim dedik. Bakalım, demokrasi konusunda bugün ahkam kesenler, o gün neler söylemişlerdi…
GÜLEN: ERBAKAN, BAŞBAKANLIĞI BIRAKMALI
Gelin önce 28 Şubat kararlarının alınmasından 45 gün sonrasına gidelim önce…
Tarih, 16 Nisan 1997.
Yer, Kanal D.
Fethullah Gülen şöyle konuşuyor ekranda: “Erbakan bu işi (başbakanlığı) beceremedi, eline, yüzün bulaştırdı; emaneti hemen vermelidir, millet adına yapmalıdır bunu…”
Şaşırdınız mı?
Bugün “Erbakan neden direnmedi”, “Erbakan cesaret edip tankın üstüne çıksaydı 28 Şubat olmazdı” diye ahkam kesenlerin taptıkları demokrasi havarisi Fethullah Gülen, Erbakan’dan başbakanlığı bırakmasını istiyor o günlerde!
O gün televizyonda Yalçın Doğan’a “Erbakan hükümeti bırakmalı, ülkeyi daha fazla germemeli” diyen Fethullah Gülen, yıllar sonra sözlerinin anlamının aslında başka olduğunu Gazeteciler ve Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil üzerinden söyleyerek, temize çıkmaya çalıştı.
GÜLEN: TÜRBAN TEFERRUATDIR
Bugün 28 Şubat’ın kızların başındaki türbanı çıkartmak için yapıldığı yalanını söyleyenlere bir anımsatma daha…
Fethullah Gülen o günlerde, türbanın “teferruat” olduğunu savunuyordu.
Zaman gazetesini inceleyin lütfen internet arşivlerinden…
Bugün TSK’ye vurabilmek için mezar kazdırıp, kemik arayanlar, 28 Şubat’tan önce işlenen faili meçhul cinayetleri neden görmüyordu, neden yazmıyordu, inceleyin…
Cemaat yazarlarının Sedat Bucak ve Mehmet Ağar’a destek yazılarını okuyun…
ALİ ÜNAL’IN SAVUNMASI
Sonraki yıllarda cemaat yazarları, takiyye ve kıvırma sanatının her türünü kullanarak aklanmaya çalıştı.
Örneğin Ali Ünal, 3 Temmuz 2006 tarihli Zaman’da şöyle yazıyordu: “28 Şubat’ta ordu yanlısı bir tavır takınan Fethullah Gülen, neden şimdi Şemdinli ve birbiri sıra patlak veren çeteler hadisesinde özgürlükçü bir tavır ortaya koyuyor? Oysa bu iki tavır arasında Hocaefendi tarafından hiçbir çelişkinin olmadığı apaçık. Darbelere her zaman karşı olmuş olan Hocaefendi, 28 Şubat’ta mevcut hükümetin darbe sebebi teşkil edeceğini gördüğü için, muhtemel bir darbenin önlenmesi maksadıyla hükümetin çekilmesini istedi.”
Neymiş? Gülen, darbe olmasın diye orduculuk yapmış!
Gülen’in nasıl darbesever olduğunu, 12 Eylül’ün öncesinde ve sonrasında neler yazdığını, “son karakol”da 12 Eylülcülere nasıl selam çaktığını, 11 Kasım 2011 tarihinde bu köşede anımsatmıştık. Yeniden inceleyiniz…
GÜLEN, ÇEVİK BİR’CİYDİ!
Yalnız şu farkı vurgulayalım: Fethullah Gülen 12 Eylül’cüydü doğru ama ne 28 Şubat’çıydı, ne de Orducu… Fethullah gülen o dönemde Güven Erkaya ve Çevik Bir’e açık destek veriyordu sadece…
28 Şubat içinde Çevik Bir’in truva atı olduğunu anımsatarak bitirelim bugün ve yarın “28 Şubat aslında neydi?” sorusuna yanıt arayalım…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget