İki itibarlı çanak tokuştu. Birbiriyle vuruştu. Vuruştu mu? Vuruşturuldu mu? Netleşmedi. Pek anlaşılmadı. Oysa çanakların vuruşması; “çın… çın… çın… tın… tın… tın…” sesleriyle çevreyi sallayıcı, sarsıcı oldu.
Üzerinden bir hafta geçti.
Bakıyorum:
Çanak sahipleri; “bizim çanak sağlam, gövdesi yerinde, başı ile tabanı, ustasının elinden ilk çıkmış gibi uyumlu” görüntüsü verme gayreti içindeler.
Oysa iki çanak tokuşur .
Biri kırılır.
Biri çatlar.
Hangisi çatladı?
Tayyip Erdoğan’dan yana olanlar ile Fetullah Gülen’den yana saf tutmuşlar; TV ekranlarına çıktılar; “çömleklerin tokuşmasını” anlatmaya koyuldular.
Enine boyuna tartıştılar.
Biri dedi ki:
Çanaklar tokuştu.
Öbürü dedi ki:
Tokuştular ama kırılmadılar.
Diğeri söze girdi:
Çatlayabilirlerdi.
Xxx
Gerçekten de çatlamanın olduğunu bağıran belirtiler vardı. Meclis “çanakların tokuşma sesine” uyanmış, “tek maddelik” değişimi jet hızıyla çıkartarak; MİT Müsteşarını koruma-kollama altına alması için çömlek sahibi Başbakan Tayyip Erdoğan’ı yetkili kılmıştı. Diğer çömlek sahibi Fetullah Gülen, uzaktan olanları seyrediyordu:
10 polis şefi kızağa alınmıştı.
Savcı dosyadan el çektirilmişti.
700 polis yer değiştirilmişti.
MİT İstanbul başkanı da yerinden oynatılmış Ankara’ya vidalanmıştı. Bütün bunlar; birbirine ikisi de kaynamış kopmaz bir bütün gibi duran ve iç içe geçerek “dayanıklılık katsayısını” yükselten “AKP Çanağı ile Fetullah Gülen Çanağı” arasında tarihlerinin en büyük kavgasına girdiklerinin göstergesiydi.
Adını tam koymak zorundayım.
Çanaklar tokuşmuyor.
Filler itişiyor.
İtişmenin arkası mutlaka gelecektir. Savcıyı dosyadan el çektiren, polis şeflerini kızağa yollayan, İstanbul’da görevli 700 polisi yerlerinden oynatan sarsıntı; “Oslo’da MİT Müsteşarı ile PKK önde gelenlerinin açılım görüşmeleri” yüzünden patlamıştı. Oslo görüşmelerinde nelerin olduğunu dosyadan el çektirilen Savcı biliyordu.
Belli ki çatlama büyüktü.
İki taraf da başlangıçta; “İslamın yapıştırıcı gücünü kullanmak” için yola çıkmışlar, “kavimeyetçiliği” din yapıştırıcısı ile aşabilmeyi düşünmüşlerdi.
Oslo’da ne oldu?
Açılım neden tıkandı?
Yapıştırıcı etkisiz mi kaldı?
Xxx
Fillerin itişmesine geldik.
Açılım; demokratik özerklik denilen “Federasyonlu Türkiye” olabilir diyenlerle “Üniter Türkiye” diyenler arasında derin farklar yarattığı için Meclis tek maddelik jet kanun değişikliği yapmaya zorlandı.
Çok ilginç bir tesadüf oldu.
Hayatın ikramı gibi…
Rum Ortodoks Kilisesi Patriği Bartholomeos, itişmiye girmiş fillere ders olacak bir açıklama yaptı ve “Ben Türküm” dedi. Patrik Bartholomeos, “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, din, mezhep, dil ve etnik köken gözetmeksizin Türktür” diyerek “Türk tanımının bir ırk ayrımını anlatmak için değil birleştirme- bütünleştirme” için kullanıldığını söylemiş oldu.
(uyan borusu)
12 gün doldu Tayyip zengini 4 işadamı gelmedi!
Tayyip Erdoğan dönemi zenginleri devlet ihaleleri alıyorlar. Şirketleri belli. Adresleri biliniyor. İhaleye fesat karıştırmak, rüşvet yedirerek şike ihale ortamı yaratmak şüphesiyle aranıyorlar. Dün 11’ci gündü. Bugün 12 gün doldu. Savcıya ifade vermeye gelmediler. Gizleniyorlar. Niçin saklanıyorlar? Delil mi karatıyorlar? Tanıdıkları bakanları araya sokup dosyanın kapatılmasına mı çalışıyorlar? Soruşturmayı yürüten Savcıyı görevden mi aldırmak niyetindeler?
Yorum Gönder