TDİHD BAŞKANI ABDULLAH BUKSUR RÖPORTAJI
Ömer YILDIZ: Sayın Hocam; öncelikle 26 Şubat Hocalı Soykırımı'nın anıldığı bu günlerde, sizlerin çalışmaları biraz daha ön plana çıkmakta. Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği olarak yıllarca beraber çalıştık ve okuyucularımızın da bu çalışmalardan haberdar olmasını istedim. Bu sene de çeşitli seminerler, eylemler ve imza kampanyalarıyla Türk Dünyasının sorunlarını dile getirmeye çalıştınız. Son olarak Birleşmiş Milletler önünde geniş katılımlı bir eylem gerçekleştirdiniz .
Abdullah BUKSUR: Evet, bu sene yine, 20 yıl önce Ermeniler tarafından işlenmiş bir insanlık suçunu bütün dünyaya haykırmak için toplandık. Azerbaycan’ın Hocalı ilinde, 1992 yılının, 25 Şubatı 26 Şubat’a bağlayan gecesinde, soğuk ve karanlık, Ermenilerce işlenen Hocalı soykırımına şahitlik etmişlerdir. Amacımız tüm dünyanın bu savaş suçuna şahitlik etmesidir.
Ö.Y. : Hocam insanlık suçu olduğunda hemfikiriz peki ya savaş suçu söylemini neye dayandırıyorsunuz açıklar mısınız?
A.B. : Ermeni güçleri bölgedeki 366. Alayın da desteği ile giriş ve çıkışları kapatıp, “Cenevre sözleşmesini”, Birleşmiş Milletler “İnsan hakları Evrensel Beyannamesi”ni, “Vatandaşlık ve Siyasi Haklar Sözleşmesi”ni, “Askeri Çatışma Zamanı ve Ateşkes Zamanında kadın, Kadın ve Çocukların Korunması sözleşmesi” ne aykırı olarak savaş suçu işlemiştir. Hiçbir Sözleşmede, beyannamede yeri olmayan bir durum söz konusu Hocalı’da.
Ö.Y. : Doğu Türkistan’da, Karabağ’da, Kırım’da, Batı Trakya’da, Kerkük’te, Bosna Hersek’te, kısacası Türklerin bulunduğu tüm coğrafyalarda hep soykırım, katliam, asimilasyondan bahsediyoruz bu herkesin malumu… Peki, Hoca’lı da ne oldu?
A.B. : Hocalı da yaşananlar bu saydıklarınızdan pek farklı olmamakla beraber, beterin beteri var dedirten niteliktedir. Ermenistan ordusu, tamamen sivil olan bu insanları sahip oldukları Dini ve Milli kimliklerinden dolayı, kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan, 613 insanı, akla hayale gelmeyecek en ağır işkenceler uygulayarak, tamamen yok etmek için katletmiştir.
Ö.Y. : Hocalı’da yaşananların, literatüre (alan yazınlarına) göre soykırım olduğunu söylüyoruz peki bunu biraz daha somutlaştırabilir misiniz?
A.B. : Ermeni ordusunun gerçekleştirdiği bu katliamı bizim soykırım olarak tanımlamamızın nedeni; Birleşmiş Milletlerin, 1948’de Soykırım Suçunu Önleme ve Cezalandırma Anlaşması’nda (Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide) soykırımı resmen bir uluslararası insanlık suçu olarak tanımlamış olmasıdır. Beş maddeden oluşan bu anlaşmanın üç kategorisi Hocalı’da vahşice yaşanmıştır.
Ö.Y. : Hangi kategoriler peki bunlar?
A.B. : 1. Herhangi bir gruba mensup olanların öldürülmesi; (Hocalı’da öldürülenlerin tek suçu Ermeni olmamaktı)
2. Herhangi bir grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi; (Çocukların iliklerinin alınması – çocukların üzerinde yapılan ilaç denemeleri, bedenlerine kızgın demirlerle haç işaretleri basılması v.b.)
3. Herhangi bir grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kasten değiştirmek; ( 83 çocuk – 106 Kadın – 70 Yaşlı insanlar birlikte 8 Aile komple yok edilmiş, Katliamdan 478 kişi ağı yaralı kurtulmuş – 1275 alıp götürülmüş – 150 kişiden ise hala haber alınamamaktadır.)
Ö.Y. : Görüldüğü üzere tüm uluslar arası anlaşmalara, sözleşmelere aykırı bir durum. Bunu yaşayanların Türk oldukları akla gelince acımız bir kat daha artıyor. Umarım her vatandaşımız bu hassasiyetimizi anlar ve iç dünyalarında, bu kardeşlerimizin yaşadıkları acıyı bir nebze olsun hissederler. Peki, hocam bu çalışmalarınızda ki amaç nedir? Türk ve Dünya kamuoyundan ne istiyorsunuz bu konuda?
A.B. : Biz “Hocalı İçin Adalet” istiyoruz. Hocalı Soykırımını yapan ve “Ermenistan’ı o dönemde yönetenler hesap versin” istiyoruz. Onlar hesap vermedikçe dünya da soykırımlar yaşanacaktır.
Ö.Y. : Devlet teröründen bahsediyorsunuz sanırım?
A.B. : Tabi ki; Hocalı Katliamı “Ermenistan Devletinin Silahlı Kuvvetleri tarafından sivil insanlara yönelik yapılan toplu katliam”dır .
Ö.Y. : Bu konuda çalışma yapan uluslar arası kuruluş var mı peki, ya da yaşananları soykırım olarak nitelendiren?
A.B. : İKÖ tarafından, “insanlığa karşı cinayet” olarak kabul edilmiştir. İslam Kalkınma Örgütüne üye olan 51 devlet Parlamentoları bu facianın insanlığa karşı işlenen cinayet gibi tanımaya ve yapılacak kampanyaya hem milli, hem de uluslararası alanda tam destek verme kararı almışlardır.
Ö.Y. : Türkiye ne yapmalı?
A.B. : Türkiye, bir an önce bu kararı meclisinden geçirerek uygulamaya koymalıdır. “Hocalı İçin Adalet” kampanyası 2009 yılının 26 Şubatında başlamış ve şu anda 30’dan fazla ülkede başarı ile devam etmektedir.
Ö.Y. : Basın açıklamalarınız, Birleşmiş Milletler Temsilciliği önüne siyah çelenk koymanız basında da yer aldı. Umarım bu çalışmalarınız sonucunda Türklere karşı uygulanan katliamlar Dünya kamuoyunu olmasa da Türk Milletini biraz daha araştırmaya ve tepkisini koymaya yöneltecektir. Son olarak şunu sormak istiyorum: bundan sonra ne olacak?
A.B. : Her yıl 26 Şubatta yaptığımız bu açıklamayı, dua ediyoruz ki “gelecek yıl yapmayalım.” Ne yazık ki hala, Hocalı da yaşananlar “soykırım” olarak tanınmadı. Ermeni Soykırımcılar bilsinler ki işlemiş oldukları insanlık suçu cezasız kalmayacaktır. Bizler insanlık adına bu davanın takipçisi olacağız.
Ö.Y. : Türk Dünyasıyla ilgili çalışmalarınızdan ötürü yoğun bir dönemde olduğunuzu biliyorum, Yoğun programınıza rağmen vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar...
A.B. : Böyle bir imkân sunduğunuz için ben teşekkür ediyorum. “Türk Dünyasında Çalışan kadınların sorunları” toplantısı düzenlemekteyiz bu günlerde. Çok geniş katılımlı olması hasebiyle yoğun bir dönemdeyiz. Umarım daha geniş bir zamanda Türk Dünyasında yaşanan olumsuzluklara daha detaylı değiniriz. Sizlere de çalışmalarınızda başarılar.
Abdullah Buksur
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı
Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Yorum Gönder