Politikacıda Mazi, Siyasetçide İstikbal! - Ahmet Tan

Politikacıda Mazi, Siyasetçide İstikbal!

Günlük dilde, “siyasetçi” daha asil bir sözcük.
Politikacı biraz “tezgâhtarlık” kokuyor.
Neyse..
Anadolu’daki bin yıllık kuralı bilen bilir:
“Evlenecek kızın mazisine...
Oğlanın da istikbaline bakılır!”
Siyaset dediğimiz şey de bir tür nikâh işlemi...
Maziye ve istikbale bakma kuralı, kurultaylarda dahi, her tür oylamada ve seçimde geçerlidir.
Çünkü oy vermek demek..
Fikirlerinizi, inançlarınızı, umutlarınızı sizi temsil edecek kişilere emanet etmektir...
Dahası, onlarla kader birliği etmektir!
Dün ve önceki gün bini aşkın CHP delegesi bu atasözüne göre davrandı.
Önlerine konulan tüzük değişikliklerinin aslını hazırlayanların mazisine...
Ve yeni tüzük maddelerini hazırlayanların da istikbaline baktı..
Kararını verdi:
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na tam destek...
Çünkü siyasettin “s”sini bilmeyenler bile farkındaydılar ki, maksat “önce tüzük - sonra genel başkan” süreciydi!
Ama bunu hedef alan “rakipler” de ortada yoktu.
Bu durum, bir Frenk atasözünü de doğruluyordu:
Bir yerde olmanız gerekiyor da “Yoksanız, her zaman kaybedersiniz! (les absents ont toujours tort!)”
Kaybettiler.
Oylar mazisi temiz, istikbali parlak görünene yöneldi.
Bir anlamda nikâh tazelendi.
Haziranda seçimli kurultay yani...
Davullu zurnalı düğün var!

Çiviyi Çivi Söktü
CHP’de genel başkanlıktan liderliğe giden yol, çukurlarla dikenlerle dolu kurultaylardan geçiyor.
Kılıçdaroğlu, biraz geç de olsa bunu gördü, gereğine bakıyor...
Parti tarihinde yapılmamış olanı cesaretle yapmaya yöneldi.
O, bin yıllık atasözümüzü, önüne kurulan Tüzük Kurultayı maniasına uyguladı.
“Kurultayı, kurultay söker!” diyerek.
O sevimsiz, “Kurultay Partisi söylemi”ni pekiştirme endişesine de kapılmadan...
Kendi kurultayını topladı.
Ve 48 saat içinde, alınabilecek en iyi sonucu aldı.

Geçmiş-Gelecek
Dünkü teşekkür konuşmasında...
CHP için söylenebilecek en doğru sözü söyledi:
“Geçmişten ders alarak, geleceğe bakacağız!”
Bu söz, ummak gerekir ki...
Bir yıl geçmeden, dört kez değiştirilen genel başkan yardımcılıklarını, İstanbul gibi birçok ilin il başkanlıklarını da kapsıyordur!

***
CHP Cumhuriyet’tir..
Günlerdir, CHP’de çıkacak hır gür için başparmak tırnağı sürtme mesaisi yapan yapana…
Aralarında elbette samimi olanlar da var.
Sol gösterip sağ vuran nahoşlardan liberal maskeli liboşlara, köşelerinde ahkâm kesen kesene:
“CHP bölünecek. Hiç değilse bir taraf büyür... Hatta iktidar olur!”
Örnek de veriyorlar:
“Refah’tan AKP iktidarı çıktı.”
“CHP’de de 1946’daki kopmada Demokrat Parti iktidara geldi.”
Yiyen çıkarsa!

***
CHP adı ile de Türkiye Cumhuriyet ile bütünleşmiş tarihsel bir siyasal kurum.
Bu gerçeği kuşaktan kuşağa devam etmesiyle kanıtlıyor.
2. Genel Başkanı İsmet Paşa öldüğünde CHP’li değildi.
Çünkü Genel Sekreteri Bülent Ecevit ile arası açılmış, hem genel başkanlıktan hem de partiden istifa etmişti.
Ama İsmet Paşa’nın torunu Gülsün Bilgehan 40 yıl sonra CHP’de Genel Başkan Yardımcısı idi.

3. Genel Başkan Bülent Ecevit de öldüğünde CHP’li değildi.
Ama eşi Rahşan Ecevit 30 yıl sonra eşini de temsilen CHP Kurultayı’nda idi.
Daha sonraki genel başkanlardan Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin’in de parti ile kopmaları olmuştu.

Ama dün yine CHP Kurultayı’nda son genel başkan ile yan yana idiler.
Sağ partilerde bu gelenek yok.

Ne merhum Erbakan AKP’nin önünden geçti..
Ne Tayyip Bey, Saadet Partisi’nin...
Çünkü oralarda siyasetten çok ticaret var, mal paylaşımı var.

Mal paylaşımının sonu da genellikle kan davası!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget