TSK’nın Atatürk’ün günlerine dönmesi için dua ediyoruz! - Sabahattin Önkibar

CHP Milletvekili Süheyl Batum, “TSK meğer kağıttan kaplanmış” deyince askeri zevat hatırlayın alınganlık göstermişti!
Aslında kağıttan kaplan nitelemesi yanlış ve var olan durumu doğru tasvir etmiyor.
Peki gerçek ne midir?
TSK’nın sözde kaplanlığı emin olun kağıttan bile değil!
Hayır haksızlık etmiyorum!
Bu satırların yazarı malum çevrelerce askerci diye hedef alınan biridir, dolayısı ile hükmü önyargıya dayalı değildir!
Gazetecilik yaşamımın son 23 yılını Ankara’da yönetici - yazar olarak geçirdim ve pek çok şeye birinci elden tanıklık ettim !
TSK’nın dünden bugüne var olan seyir ve imaj tablosu bize göre emin olun hicap vericidir!
Niye mi?
TSK’nın “karargah yönetimi” bağlamında fevkalade ufuksuz ya da vizyonsuz olduğunu gördüm!
Keza kolpacılığına şahitlik ettim !
Dahası Genelkurmay’ın örgütlenme biçimindeki hassasiyet hadisesinde ilke ve esaslardan ziyade şahıs tercihi egemenliğinin varlığını gözlemledim ki, hassasiyet noktasında mesela Hüseyin Kıvrıkoğlu ile Hilmi Özkök siyah ve beyaz misali birbirinin zıddıdır!
Hayır haksızlık etmiyorum zira gelinen yer ortadadır!
Kısa bir süre öncesine kadar TSK kendini ülkenin istisnasız bütün konularında etkin ve yetkin görürken ve o yönde fiili tavırlar sergileyebilirken, bugün imaj ve yaptırım noktasında zerre mübalağasız terör örgütü PKK ile adeta özdeş halde ve de heyhaaaat bunu sineye çeker durumdadır!
Açıklıkla ortaya koyalım TSK dediğimiz yapıyı aslında gövde ile onu kumanda eden beyni (Karargah) diye tanımlamak gerekiyor!
“Gövde hiç kuşkunuz olmasın muhteşemdir” ama beyin için aynı şeyi söyleyemiyoruz zira beyni kumanda eden merkez NATO ve dolayısı ile Pentagon’dur!
Öyle olduğu içindir ki TSK bugün kurumsal bağlamda adeta bir şube ve acentedir!
İdeolojik bağnazlıkla söylüyor değilim ama TSK, NATO’ya katıldığından beri aslında eşyanın tabiatı gereği Atlantik Paktı’na kuyruktur!
Balyoz ve Ergenekon tertiplerine isyan eden biri olarak her şerden bir hayır doğar ümidiyle TSK’nın Mustafa Kemal Atatürk’ün günlerine dönmesi ve misyonuna oturması için dua ediyoruz! 
6 Mart şantajı kime? ABD’nin özel istihbarat ve stratejik analiz şirketi olan Stratfor’un 5 milyondan fazla olan elektronik mesajlar listesinin 6 Mart’ta ifşa edileceği açıklandı!
Peki kim mi ifşa edecek?
Tabi ki Wikileaks!
Sızan haberlere göre bu mesajların önemli bir bölümü Türkiye ile ilgili imiş!
Görüldüğü gibi Wikilelaks sızmaları gerçekte bir operasyondur ve görev icrası hala devam ediyor!
Öyle olmasa bir hafta önceden mesajların servis edileceği niye duyurulsun?
Yoksa bu mesaj örneğin Türkiye’de birilerine şantaj ya da tehdit mi?
Kime mi mesela?
Suriye’ye müdahale konusunda tereddütlü olan ve haklı olarak işi ağırdan alan Tayyip Erdoğan’a!
ABD; “alçaksın”, Çin, “küstahsın”!
Suriye bağlamında devler savaşı ya da atışması başladı!
Hatırlayın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısındaki Rusya ve Çin vetosu sonrasında ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton bu iki ülkeyi hedef alıp “alçaklar “ nitelemesini yapmıştı.
İşte bu hakarete Çin sert bir karşılık verdi!
Pekin’de açıklama yapan Çin Dışişleri Bakanlığı Suriye tutumundan ötürü kendilerine “alçak” diyen ABD’ye “küstahsın” karşılığını verdi!
Peki karşılıklı bu hakaretler diplomasi de hangi anlama mı geliyor?
Macunun tüpten çıktığını ve asla bir daha içeri alınamayacağını!
Evet bu beyanı ile sabittir ki Çin artık Suriye konusunda kendini yüzde yüz bağlamıştır ve geri adımı söz konusu olamaz!
Tablo bu ise Suriye olayı artık bütün dünya yani büyük güçlerin ortak konusudur!
Hacettepe Üniversitesi’nde büyük cinayet!
Hiç kıvırmayalım bu açık bir cinayettir ve taammüden işlenmiştir!
Akdeniz Üniversitesi yüz nakli yaptı, Hacettepe gibi bir üniversite nasıl onlardan geri kalır bakışı ile apar-topar gerçekleştirilen kol ve bacak nakli operasyonu maalesef facia ile sonuçlandı ve Şevket Çavdar hayatını kaybetti.
Oysa böyle bir ameliyata teşebbüs edilmese Çavdar bugün hala yaşıyor olacaktı!
Diyeceksiniz ki, ameliyatlarda bu tür şeyler olur! Hayır olmaz çünkü bu bir ameliyat değil inatlaşma ve kendini kanıtlama adına yapılan bir operasyon!
Antalya’da kurulu bulunan Akdeniz Üniversitesi’ndeki yüz naklinin hemen sonrasında aniden nereden çıktı bu kol-bacak nakli?
Şevket Çavdar isimli vatandaşımız kobay mıydı ki, böyle bir macera onun üzerinde denendi?
Hacettepeliler baktılar ki Antalya’da ameliyatı yapan ekip kahraman, kendileri de hemen o işe soyundular!
Soruyorum o nakil olayına karar verenler ve operasyona katılanlar acaba Şevket Çavdar’ın yerine kendi çocukları olsa aynı şeyi yaparlar mıydı?
Savcıları göreve çağırıyoruz!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget