Bu gün 1 Mayıs emekçilerin bayramı.
Tarihe baktığımızda bu bayramın emekçiler tarafından kan ve gözyaşı ile kazanıldığını görüyoruz.
Yıl 1856 Avustralya Melboume kentindeki taş ve inşaat işçileri günde sekiz saatlik çalışma için bir yürüyüş düzenlerler.
Ardından 1886 yılında Amerika’da, 8 saatlik çalışma isteği ile Chicago, Luizvil de büyük katılımla yapılan yürüyüşler ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket olayı…
Sonuç, 1889 Temmuz ayında toplanan İkinci Enternasyonal de Fransız bir işçinin önerisiyle 1 Mayıs tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma” günü olarak kutlanması kararlaştırılır.
Ülkemizde 1 Mayıs ilk kez 1923 yılında resmi olarak kutlanmış, 2008 yılında "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.
Bu arada, 34 yurttaşımızın hayatını kaybettiği kanlı 1 Mayıs 1977 işçi bayramının acıları hala belleklerimizde tazeliğini korumaktadır.
Yıl 2013, kutlama yasası bulunmasına karşın, emekçilerin bayramını kutlamalarına, yollar kapatılarak, otobüs, metrobüs, metro ve vapur seferleri iptal edilerek engel olunmaktadır.
AKP, 10 yılı aşkın iktidarı döneminde;
-Tarım ve hayvancılıkta uyguladığı politikalarla köylüyü perişan etmiştir.
-Onlarca kamu kuruluşunu yok pahasına özelleştirerek işçilerin kapı önüne konularak işsiz bırakılmalarına neden olmuştur.
-Her yıl memura, emekliye verdiği sadaka niteliğindeki katsayı artışı (3-4 Puan) ile geçimlerini zorlaştırmıştır.
-Sağlık politikalarıyla, yüksek orandaki katkı paylarıyla, birçok ölümcül hastalık ilaçlarının devletçe karşılanmaması sonucunda, parası olmayan yurttaşları kaderiyle baş başa bırakmıştır.
-Taşeron işçi uygulamalarıyla iş güvencesini ortadan kaldırmıştır.
-Eğitim sistemini allak, bulak etmiş ve 4+4+4 sistemi ile adeta medrese eğitimini aratmayacak bir siteme imza atmıştır.
-Taraf olmayanları, bertaraf etmiştir.
-Küçük esnafın çoğu kepenk kapatma zorunda bırakılmıştır.
Bu yazının yazıldığı sırada TV’ler, yurdun her köşesinde emekçilerin bayram kutlamalarına getirilen yasaklamaları anlatmaktadır.
Emeğe büyük saygımdan ötürü içim sızlamaktadır.
Tüm bu olumsuzluklara karşın, nasıl oluyor da her seçimde AKP oylarını arttırarak iktidarını devam ettirmektedir. Anlamış değilim.
Perişan edilen emekçiler, memurlar, emekliler, küçük esnaf, seçim sandığında birleşerek oyları ile kendi haklarını savunacak bir partiyi iktidar yapmaları olanaklı iken, bunu neden başaramıyorlar.
Dilim söylemeye varmıyor ama acaba böyle yönetilmeyi hak ediyorlar mı?
Günümüzden 324 yıl önce dünyaya gelen Fransız politik düşünür Montesquieu' nün (1689-1755) dediği gibi “Her toplum layık olduğu yönetimle yönetilir” sözü ne yazık ki hala geçerliliğini devam ettirmektedir. 01.05.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder