İslam dünyasındaki yaygın benzetmeye göre İsrail şeytan, ABD de büyük
şeytandır. Ancak AKP Hükümeti, tersine, İsrail’e karşı savaşan
Hizbullah’ı şeytan ilan etti! Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Esad’ın firavun, Hizbullah’ın da şeytan olduğunu kaydetti.
Bu durumda başlıktaki sorumuz yerindedir: Hizbullah şeytansa, İsrail ne?
HİZBULLAH: ESAD KAYBEDERSE, FİLİSTİN’İ KAYBEDERİZ
Bekir Bozdağ’ı hem AKP’yi hem de İslam dünyasını karıştıracak bu sözlere sevk eden, hükümetinin Suriye politikasının iflasıdır.
AKP Hükümeti Esad’ı deviremediği için, koordine ettiği
Suriyeli terörist gruplar başarı elde edemediği için ve Suriye’de baraj
kuran bölge ülkelerini aşamadığı için ayarı kaçırmış durumda.
Yoksa sıradan bir AKP’li bile İsrail’e karşı uzun yıllardır etkili
mücadele veren Hizbullah’ı şeytan ilan etmenin nasıl bir siyasi intihar
olduğunu görebilir.
Üstelik Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, neden mevziiye girdiklerini şu somutlukta açıklamışken: “Esad kaybederse, Filistin’i de, Kudüs’ü de kaybederiz.”
ESAD KAYBEDERSE, İSRAİL VE PKK KAZANIR
Mesele bu kadar basittir: Esad kaybederse; Suriye kaybeder,
Filistin kaybeder, Lübnan kaybeder, Irak kaybeder, İran kaybeder,
Türkiye kaybeder, Ortadoğu kaybeder, İslam dünyası kaybeder.
Esad kaybederse; ABD kazanır, İsrail kazanır, AKP hükümeti kazanır, Öcalan ve Barzani kazanır!
Bu gerçeği gören Hizbullah, o nedenle emperyalizmin Suriye’ye açtığı savaşa artık müdahil olmuştur.
Peki, neden 25 ay sonra? Çünkü ABD İsrail’i Suriye cephesine sürünce,
Hizbullah da bu gelişmeye göre konumlanma gereği duymuştur!
AKP’DEN İSRAİL VE RUMLARA İŞBİRLİĞİ TEKLİFİ
Oysa AKP Hükümeti’nin eline yanlıştan dönmek için altın bir fırsat
geçmişti. AKP Hükümeti Cenevre-2 sürecini bu yanlış politikasını
onarmanın bir aracı olarak değerlendirebilirdi. Üstelik İran kendisine
el uzatmışken…
İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bigdeli, Suriye’deki
çatışmaların sona ermesinin yolunun, Türkiye ile Suriye ilişkilerinin
düzeltilmesinden geçtiğini savunuyor ve Ankara ile Şam arasında
arabuluculuk yapmayı teklif ediyordu.
Her gün ekranlara çıkarak “Suriye’de kan dökülmesini istemiyoruz” diyen AKP, sözlerinde samimiyse, işte fırsat!
Ancak AKP menzile öyle geri dönülmez şekilde sürülmüş ki, ne İran’ın
teklifini düşünme, ne de Cenevre-2 sürecini fırsata dönüştürme iradesine
sahip değil. Tersine, bölgede İsrail’e daha da sıkı bağlanacağının
işaretlerini veriyor.
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, ABD’deki enerji konulu
görüşmelerden sonra İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi’ne enerjide işbirliği
teklif etmesi, ABD’nin adım adım “AKP-İsrail-PKK-Rum kesimi” cephesini
inşa ettiğini gösteriyor.
AKP’NİN ZORUNLU İNTİHARI
AKP Hükümeti ABD’nin Suriye ve İran görevleri gereği İsrail’le,
PKK’yle, Barzani’yle Rumlarla ittifak kurmaya mecbur kalıyor ve bunun
doğal sonucu olarak da Hizbullah’a ve Filistin’e arkasını dönmüş oluyor.
Bunun nasıl bir siyasi intihar olduğunu çok yakında göreceğiz…
Yorum Gönder