Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan “Amerika Suriye’ye girerse biz de her türlü
desteği
veririz” dedi. Bu sözlerin hemen ardından, Hatay’ın Reyhanlı
ilçesinde
patlamalar meydana geldi. Reyhanlı’da yaşanan
patlamanın birkaç gün
öncesine gittiğimizde de, Suriye’den
gelenlerin bayrağımızı yaktıklarını,
vatandaşlarımıza
saldırdıklarını hatırlıyoruz.
PKK’lı
teröristlerin sözde “sınır ötesine çekileceklerini”
açıklamalarından sonra
“provokasyon amaçlı eylemler
olabileceği”ne dikkat çekmiştik. Ancak, bunun
bir PKK eylemi
olmadığı açıktır. Şimdi tüm hesaplar, Türkiye’nin Suriye’ye
girmesi üzerine kurulu… Yani, bu eylemin Esad tarafından
yaptırıldığı
hükümet yetkililerince gündeme getirilecektir.
O bombaları Türkiye’de hazırlıyorlar
Reyhanlı’da meydana gelen eylemi kimin
gerçekleştirdiği belli değil. Ancak, yörenin dünyanın değişik
ülkelerinden gelen dinci teröristler tarafından doldurulduğunu
da göz ardı etmemek gerekiyor. Pakistanlı,
Afganistanlı, Libyalı
çok sayıda kişi Hatay’a geliyor, Asi Nehri’nden sınır ötesine
geçiyor, muhaliflerle
birlikte Esad yönetimine karşı mücadele
ediyor. Kendilerine aylık 1.500 ile 2 bin dolar ödeniyor.
Bugün yörede El Kaide militanları, Müslüman
Kardeşler örgütünün elemanları korku saçıyor. Orada
yaşanan
olaylar, yöre halkını Suriyelilere de düşman ediyor. O yüzden,
yakında Suriyelilere karşı
saldırılar olursa bunlar da
yadırganmamalı.
Hatay’da bu kadar
yabancının bulunması hayra alamet değildir. Bunlar sıkça uçakla
yolculuk yapıyor.
Nereden geliyor, nereye gidiyor belli değil. Bir
ilimizde bu kadar yabancının bulunması dikkat çekicidir.
Hükümetin izlediği Suriye politikası böyle bir sonucu
doğurmuştur. Hataylı, Gaziantepli, Kilisli, Şanlıurfalı olup
bitenlerden alabildiğine rahatsızdır. Suriye’de muhaliflerin
bulunduğu bölgeden, sınırımıza ateş ediliyor
ve bir polisimiz
şehit ediliyor. Askerlerimiz, vatandaşlarımız yaralanıyor.
Hükümetin bir yetkilisi de çıkıp
şehit polisimiz için başsağlığı
bile dilemiyor.
Türkiye’yi terörist
yuvasına çevirdiler. Böyle bir ortamda patlamaların olmaması da
mümkün değildir.
Üstelik o bombaların Türkiye’de yapıldığına
ilişkin yaşanmış olaylar da vardır. Yöre ajan kaynıyor.
Sınırımız
delik-deşik. Kısa süre öncesine kadar Reyhanlı sınırını geçmek de
kolaydı. Ancak, asker silahlı
Suriyelilerin geçişine izin
vermemeye başladı. Bu uygulama beyefendilerin çok zoruna
gidiyormuş…
Nerede olduklarını bile
bilmiyor
Türkiye, Suriye’den sığınmacı
olarak gelenlere kucağını açmış. Tamam. Ancak, ülkemize gelip de
nerede
olduğu bilinmeyen yüz binlerce Suriyeli var. CHP Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker, TBMM Genel
Kurulu’nda bu konuyu
sorduğunda, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 80 bin civarında
Suriyeli’nin
nerede olduğunu bilmediklerini söyledi.
Bir zamanlar dost olduğu Suriye lideri Beşar
Esad’a karşı en sert politikayı uygulayan Başbakan Erdoğan,
bu
ülke liderine söylemedik söz bırakmadı. Esad’ı emzikli
çocukları bile katletmekle suçlarken, “bebek
katili” olarak
ünlenen PKK’nın başı Abdullah Öcalan’la devlet yetkilileri
görüşmeler yapıyor.
Cilvegözü Sınır
Kapısı’nda meydana gelen patlamadan sonra, “filmlere konu
ola-cak” bir biçimde
bombacıyı Suriye’de bulup getirdikleriyle
övünen yetkililerimiz, böyle bir patlamanın önüne geçememiştir.
Hep olaylar meydana geldikten sonra faillerini bulmakla övünen
yetkililerime sormak gerekiyor, sizin
önleyici hizmetiniz bu
mu?
Suriye bataklığına çekmek için
Yörede Suriye plakalı otomobiller var.
Onlarla birlikte trafik alt-üst olmaya başladı. Çünkü Suriyeli
plakalı araç sahiplerinin ve araçların kaydı olmadığı için trafik
cezası uygulanamıyor. O araçlarla her şey yaparsınız.
Unutmayalım, Türkiye’nin destek verdiği Suriyeli muhalifler
ülkemizde bomba imal ediyorlar. Bunların
ülkemizin aleyhine
kullanmayacağını kimse garanti edemez.
Reyhanlının en merkezi yerinde patlamalar yaşanıyor.
Böyle bir patlamanın olacağı önceden öğrenilemiyor. Patlamanın
Esad tarafından yaptırılmış olabileceği gündeme getirilecektir.
Ancak, bunun Esad’a bir getirisi
olmadığı bilinmeli.
Sınırlarınız böyle delik deşikken,
gireni-çıkanı belli değilse, ülkenize sığınanların sığınmacı
olmaktan çıkıp
adeta yörenin “sahibi” gibi davranmasına izin
veriliyorsa bu patlamanın olabileceği de beklenmeliydi.
Türkiye’de ki patlama Esad’ın değil,
Türkiye’yi Suriye bataklığına çekmek isteyen muhaliflerin işine
gelir.
Bu eylemlerden sonra “ayranı kabaran” bazı yetkililerimiz
yine coşacaktır. Sizler konuşacağınıza,
“zamanlamaya dikkat”
demeyi bırakın da patlamalar gerçekleştirilmeden önce önlem alın
ve birilerinin
tuzaklarına düşmeyin.
Yorum Gönder