Demokrasi, kısaca tüm yurttaşların eşit haklara ve özgürlüklere sahip olduğu bir yönetim biçimidir şeklinde tanımlanabilir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. Maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti ….. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” Demektedir.
Gerçekten ülkemizde demokrasi tüm kurum ve kuralları ile uygulanıyor mu?
Yoksa sadece Anayasa da mı yazılı?
Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada ağzını açan ve kalemini oynatan herkes, terör örgütü PKK ile başlatılan barış! Sürecinin amacı silahların susması, annelerin gözyaşlarının akmaması ve ülke yurttaşlarına daha çok demokrasi getirmek için bu sürecin mutlaka desteklenmesinden bahsetmektedir.
Bu söylemlerden de anlaşılıyor ki ülkemizde demokrasi henüz tüm kurum ve kuralları ile uygulanmıyor.
Söylemlerin tümü kulağa hoş gelmekle birlikte, bu süreçte iktidar ile BDP-PKK arasında yapılan pazarlığın neler getirdiğini, neler götürdüğünü ana muhalefet partisi, diğer siyasi partiler ile yurttaşların çoğu bilmiyor.
İşin asıl ilginç yanı bu gizli sürecin sosyal demokratların olmazsa olmazı olan demokrasi ve özgürlük kılıfı altında yapılmasıdır.
Her gün Televizyonlara çıkan kadrolu bülbüllerin ve süreci yurttaşlara anlatmak için iktidar partisi, pardon Sayın Başbakan tarafından görevlendirilen çoğu bilinen kimlikleri ile yandaş 63 Akil insan, her şeyin açık, seçik ortada olduğunu, bu sürecin ülkeye daha çok demokrasi ve özgürlük getireceğini söyleyince tansiyonu olanların fenalaşmaması kaçınılmazdır.
İnsaf beyler, açık, seçik olan ne? Sayın Akil’ler, siz dahi pazarlığın ne olduğunu bilmediğiniz halde, sürecin daha çok demokratikleşme ve özgürlük getireceğini neye dayanarak söyleyebilirsiniz?
Eleştirenleri içeri attıran, işinden gücünden ettiren, taraf olmayanları bertaraf eden baskıcı zihniyetle demokrasi ve özgürlük sağlanabilir mi?
Laiklik, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Demokrasi ve şeriat birbirine tamamen zıt iki yönetim şeklidir.
Kurtuluş savaşının utku ile bitmesinden sonra kurulan Cumhuriyet rejimi ancak laikliğin kabulü ile taçlanabilmiştir.
Dünyada ki 56 İslam ülkesinden laik rejim ile yönetilen tek ülke Türkiye’miz olmasına karşın, AKP’nin orijini (kökeni) tüm partiler, (Milli Nizam, Refah, Fazilet) “Laikliğe aykırı eylemlerin odağı oldukları” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldığını ne çabuk unuttunuz?
AKP’nin “Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu” Anayasa Mahkemesince 1’e karşı 10 oyla tescillendiği belleklerimizde hala tazeliğini korurken, ne çabuk unuttunuz?
AKP uygulamalarının çoğu laiklikle bağdaşmadığını görmüyor musunuz?
Bu barış sürecinde dillerde dolaşan “Ver Başkanlığı, al özerkliği” söyleminin gerçek olmadığını, net bir şekilde yurttaşlara birilerinin mutlaka anlatması, sürecin daha şeffaf yürütülmesi gerekmez mi?
Silahların susmasını, huzurun sağlanmasını, anaların gözyaşlarının akmamasını tüm yurttaşların istediğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Ancak,
Bu süreç sonucunda, ülkenin bölünmez bütünlüğü bozulacaksa, Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti yerine tek kişinin dikta rejimi gelecekse, yurttaşların temel hak ve özgürlükleri kısıtlanacaksa, demokrasi bundan zarar görecekse,
Ben yokum.
Sizi bilmiyorum.
Laiklik olmadan demokrasi olur diyenlere,
Hadi canım sen de….
09.05.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder