CHP Beklentileri - Mustafa Balbay

Siyasete yönelik onlarca tariften biri şudur:
Siyaset, umut üretme sanatıdır.
Türkiye gibi ülkelerde üretilen umudun ne kadarının gerçekleştiği çok fazla sorgulanmaz, ama asıl olan,
seçim dönemi yaklaşırken halkın, “devleti şu parti yönetsin” demesini sağlamaktır.
O dönem geliyor...
10 ay sonra yerel seçimler, 15 ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Devamında da 2015’te genel seçimler olacak.
Hükümet barış sürecinden yeni anayasaya, çiftçi kredilerinden askerlik süresine kadar her alanda sandık hesabıyla hareket ediyor.
Temel hedef halkın başka bir iktidar arayışına girmemesini sağlamak. En azından şunu dedirtmek:“Öteki partiler yapamaz...”
Bu amaçla iktidar destekçiliği iki yöntemle yapılıyor:
1- İktidarın her yaptığını olumlamak.
2- Seçenek çıkmasını engellemek.
İkisinin birleşiminden “istikrar” doğuyor!

***

Bu tablonun başlıca muhatabı CHP’dir. Demokrasilerde ana muhalefet partisi en önemli iktidar seçeneğidir. O nedenle iktidar destekçiliğinin, “seçenek çıkmasını engelleme” bölümünün de başlıca hedefi CHP’dir.
Hükümet ve çevresinin ülke sorunlarını çözmeden önce CHP’yi çözme çabası yine bu hedefin bir parçasıdır.
Türkiye’de iktidar yandaşlığı ezeli bir tutumdur, çok da garip karşılanmaz. Ancak muhalefet düşmanlığı, ileri demokrasilerde görülen bir yöntem! Üstelik düşmanlık salt siyasal yarış çerçevesinde kalmıyor. Hukuk da adeta bir silah olarak kullanılıyor.
Gelişmeleri biraz tarafsız izleyen herkesin gördüğü bu gerçekleri derinleştirmenin gereği yok. Kaldı ki, bunlar sonuçta CHP’nin iktidar seçeneği olma mücadelesinde bahane olamaz. Olsa olsa bir an önce aşması, çare üretmesi gereken sorunlar olabilir.
Başta vurguladığımız, “o dönem geliyor” saptamasını, bu sorun ışığında yinelersek şöyle diyebiliriz:
Hiçbir bahane, umut üretmenin yerini tutamaz.
Aldığım mektuplarda, duruşma salonundaki çok çok kısıtlı görüşmelerde en sık vurgulanan cümlelerden biri şu:“CHP’ye çok iş düşüyor.”
Bunun devamında CHP’ye yönelik beklenti yüksekliği, bunun karşılanamamasından kaynaklanan eleştiri geliyor.
CHP’nin en büyük gücü bu beklenti ve eleştiridir. Bunlar azaldığı gün CHP’nin gücü ve ağırlığı azalmakta demektir.
Bugün o güç devam etmektedir.
Bütün mesele bu gücü iyi kullanmak; umuda, enerjiye ve üretime dönüştürmektir. Eğer dönüştürülemezse, o güç kendisine zarar vermeye başlar.

***

4 Mayıs’taki CHP Parti Meclisi toplantısından çıkan demokrasi ve özgürlük mitingleri yapma kararına ilişkin haberleri görünce, aklıma ilk CHP’ye yönelik yüksek beklentiler geldi.
Bütün kimliklerim bir yana, sadece bir yurtsever olarak toplumun önemli bir kesiminde olduğunu düşündüğüm beklentilerle CHP’nin bütünleşebilmesini arzu ediyorum.
Ama bunun için önce CHP’nin kendi içinde bir bütün olarak halka gitmesi gerekiyor. 4 Mayıs’tan itibaren oluşturulan yeni iklimi de bu bakımdan umut verici buldum. Zira kitle partilerinde başlıca birleştirici unsur eylemdir.
CHP’nin daha aktif olmasını, köklerine daha sıkı sarılmasını isteyen, serpilip gelişmesini yürekten dilediğim hareketlerin toplantılarında yer alan etkili konuşmacıların CHP milletvekilleri olduğunu, sağduyulu toplum kesimlerinin yüzde 100’ünün arzu ettiği iç barış özlemini CHP’liler dillendirince manşete çıkarıldığı dikkate alındığında taban genişliği ortaya çıkıyor.
Bütün mesele bu tabandan iktidar üretmek.
CHP’den beklentinin temeli budur.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget