Gel, Obama’nın “Işığına” Değil, Reyhanlı’nın Acısına Koş!..

Gel, Obama’nın “Işığına” Değil, Reyhanlı’nın Acısına Koş!..
Libya Lideri Albay Muammer Kaddafi 15 yıl aradan sonra 2004’te Avrupa seferine çıktı. Bedevi çadırı, mavi kamuflaj üniformalı kadın korumalarıyla gövde gösterisi yaptı. AB karargâhı Brüksel’de “krallar gibi”  muamele gördü!..

Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi protokol dışına çıkıp, Kaddafi'yi karşılamak için havaalanına kadar gitti. İkili beyaz Mercedes limuzinle Komisyon binasına geldi. Kaddafi, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt tarafından da ağırlandı. Kaddafi, geceyi ünlü Belçika Devlet Konukevi Val Duchesse’da değil, konukevinin bahçesine kurulan uydu televizyonu donanımlı çadırında geçirdi. Çadır, Kaddafi'nin Libya ile iletişimini sağlayabilmesi için çanak antenlerle donatıldı.

Kaddafi, Aralık 2007 başında Avrupa Birliği-Afrika Zirvesi için Portekiz'in başkenti Lizbon'a gitti. Çadırını Atlas Okyasuna kıyı olan Deniz Bakanlığı'na ait bölgeye kurdu. Askerlerin koruduğu bölgede bir NATO binası da vardı.

2007 Aralık sonu; Kaddafi, 34 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin davetlisi olarak Fransa’ya gitti. Paris bu ünlü konuğu ağırlamak için seferber oldu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü David Martinon, Kaddafi'nin Libya'da klimayla soğutulan çadırının Fransa'da büyük olasılıkla ısıtılacağını açıkladı. Kaddafi’nin çadırı Paris’in ortasına, ünlü Margny Oteli’nin bahçesine kuruldu.

Yıl 2008; Kaddafi, bu defa Devlet Başkanı Medvedev ve Başbakan Putin’in davetlisi olarak Rusya'daydı. Kremlin'in bahçesinde, Medvedev'in çalışma odasına yakın bir yerde çadırını kurdu. Çadırda mangal partisi yaptı.

Kaddafi’nin oğulları İngiltere’de okumuştu... Tony Blair’le yakın ilişkisi vardı... Sarkozy’nin seçim masraflarını karşılamıştı. Onun için, “Arkadaşım, ama delidir”  diyordu... Rusya ile bir yığın silah ve petrol anlaşması imzalamıştı, onlara üs tahsis edecekti... Erdoğan’la yakınlığı daha bir başkaydı; ona “İnsan hakları ödülü”  vermişti.

                               -Onun İçin Obama, Karanlığın Ortasında Bir Işıktı-

Obama seçildiğinde de çok sevindi ve şunları söyledi:

"Obama emperyalist karanlığının ortasında bir ışık... Şu ana kadarki siyasi söylevleri mantıklı ve eski Amerikan başkanlarının açıklamalarındaki kibirden uzak... Bu genç adamı yok edebileceklerinden ya da emperyalist politikalarını gütmeye zorlayabileceklerinden korkarım..." 

Onu böylesine el üstünde tutan “dostları”  günü geldi, katline ferman verdi. ABD ve Avrupalıların kendisine yönelik eleştirilerine şaşırdı, “Onları hayal kırıklığına uğratacak ne yaptım ben?”  diye sordu. Dertlerini anladı, “Bütün Libya halkının petrolü korumak için savaşmaya hazır”  olduğunu açıkladı.

Katliam heyetinin başında, “Bu bir Haçlı seferidir”  çığlığı atan  en yakın dostu Sarkozy vardı. NATO, Libya’yı bombalamak üzere seferber edildi. Erdoğan önce şaşırdı, “NATO’nun Libya’da ne işi var?”  dedi, ama şoku atlatır atlatmaz, Kaddafi’nin katli “sürecine”  dahil oldu. Rusya dahi Kaddafi’ye karşı Batı’yı destekledi.

O Kaddafi ki, dünya Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle Türkiye’ye en acımasız ambargoları uygularken, uçaklarımızın yakıtını sağlayan adamdı.

Müslüman bir lider, sözde Müslüman isyancıların elleriyle insanlık dışı şekilde, parça parça ettirildi!..

Son anlarını anlatan yakın koruması Mansur Idhow, "Dostları Erdoğan, Berlusconi ve Blair'in kendisi için bir çözüm bulamamasından dolayı hayal kırıklığı yaşıyordu”  dedi.

Sonuç; Emperyalistler, zavallı Libyalıları ve dünyayı “zalım bir diktatörden”  daha kurtarıp, petrollerin üzerine oturdu.
  
Bunları niye mi anlattım?

“Obama’nın sesini özlemişim”  diyen;

Bu akşam büyük umutlarla yola çıkmaya hazırlanan;

ABD’de üst düzey programla, “tarihi ilkler ve jestlerle”  ağırlanacak;

Obama’nın “sabırsızlıkla”  beklediği duyurulan Erdoğan’a;

Emperyalizmin cinnet yüzünü, onlardan dost tutulamayacağını, onlara güvenilemeyeceğini hatırlatmakiçin...

Vakit çok geç olsa da “Gelin Obama’ya sarılmaya değil, Reyhanlı’nın acılarını sarmaya gidin”  demek için...

Çünkü artık Türkiye’nin canını istiyorlar!..Verecek misiniz?

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ
14 Mayıs 2013

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget