Tünay Süer: Beysbol sopasından sonra!

Beyefendi Reyhanlı’ya gitmedi, ailecek Amerika’ya uçtu. Garibim işçi, emekli, memur, ay sonunu nasıl getirecekler diye kukumav kuşu gibi düşüne dursunlar. İşlerinden atılmış, üç kuruşa çalışan işçilerimiz, gaz bombalarına, polis coplarına karşın hak talep ederlerken, başvekilimiz ve ailesinin sefası olsun. Eh nede olsa başvekilimiz çok yoruluyor hakkı değil mi? Üstelik para sıkıntısı filan da yok.
Ne diyelim, Allah ya kulum yürüüü demiş. Her kuluna böyle zenginlik nasip etmiyor. Kasımpaşa’daki çocukluk günlerinde fırından bayat simitleri alıp evde ısıtarak satarken, acaba ileride debdebeli bir hayat yaşayacağını düşünebiliyor muydu? Nereden nereye.
Maşallah diyelim. Gemicikler, uçaklar sülalece dünyada ayak basmadık yer bırakmadılar. Eh nede olsa dünyanın sayılı zenginleri arasında başvekilimiz. Övünmeliyiz değil mi?
Neyse zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış derler. Bizim helal kazançla mal mülk edinmiş kimsenin malında, parasında gözümüz olmaz. Sadece böylesine ihtişam içinde yaşamak elbette değirmenin suyu nereden geldi diye düşündürüyor., Özelleştirme adına bunca mal mülk satılmış ama vatandaşın cebine  beş kuruş girmediğinden yoksulluk sınırını aşmış duruma gelmiş. Bu nasıl oluyor acaba?   Ne düşünmeliyiz?
                                                                           ****
Barak Obama başvekilimizin ihtişamını görünce, sanırım tüm Türkiye’nin refah içinde olduğunu düşünüyordur!
Birlikte yaptıkları basın açıklamasında Obama -Değerli dostum Erdoğan'ı Beyaz Saray'da ağırladığım için gurur duyuyorum. Diye sözlerine başladı.
Eh! Beysbol sopasından sonra kendisine bu kadar biat eden bir insanı biraz övmesi gerekliliğini düşünmüştü her halde. Sonra bir takım yaldızlı sözlerle, methiyeler içerisinde Reyhanlı’daki korkunç saldırıları kınadığını ve taziyelerini iletti. Parlak sözler söyledi. Sanırsınız ki can dostumuz.
Başvekilimize bir basın mensubu , “Kimyasal silahlardan bahsettiniz. Kanıtları Obama’ya sundunuz mu?” Diye bir soru sordu.
Vay canına yahu! Soruyu sorduğu adam sanki Türkiye Cumhuriyeti Başvekili değil de ABD ’in Türkiye başkonsolosu.
- Kimyasal silahlar konusu, füzeler konusu bunlarla ilgili belgeleri bilgileri ilgili birimlerimiz birbirleriyle paylaşıyor. Aynı şekilde İngiltere’yle de paylaşıyoruz. Başta BMGK olmak üzere vakti gelince aktarmak suretiyle de kamuoyunu bilgilendirmiş olacağız. Diye yanıtladı sayın başvekilimiz
Ne işse herkesle paylaştığı projelerini kendi halkı ile bir türlü paylaşmaz, sır küpü gibidir.
 “- Ortadoğu'dan Balkanlar'a, Doğu Akdeniz'den Kafkaslara terörle mücadeleden enerjiye birçok alanda güçlü işbirliği içindeyiz. Dedi, demesine de büyük umutlarla gittiği ABD başkanı, müdahale yerine insani yardım demekle yetindi.
                                                            ****
Bizim yandaşların şişmiş manşetlerine bakmayın siz. Büyük zirve imiş, askeri törenle karşılanmış filan falan…
Baş başa konuştuklarında neler konuşuldu bilemeyiz ama Amerika’da yayınlanan Washington Post gazetesi, iki liderin Suriye konusundaki yeni eylemler üzerinde hiçbir ipucu vermediğini ancak Esad’ın ayrılması için baskıların sürmesi sözü verdiklerini yazmış.. Aslında Obama saman altından su yürütmeyi tercih ederek Türkiye’nin başını iyice belaya sokmakta ve Türkiye’yi bir maşa olarak kullanmaktadır. BOP projesi bir Amerika mamulüdür bu projeye İsrail ve İngiltere katkı sağlamaktadırlar.. Bunu Obama’nın şu sözlerinden de anlamak mümkündür.
Başvekilimizin Suriye’de kimyasal silahlar olduğunu arz etmesinden sonra Obama: . “Bu silahlar bizim de güvenliğimizi tehdit ediyor. Umudum Türkiye dâhil tüm taraflarla! Birlikte çalışıp Suriye’ye barış getirmek! Ama bu bizim tek başımıza yapabileceğimiz bir şey değil.   Dediğine göre Irak’ta ki yenilgiden sonra gözü korkmuş.
                                                                                      ****
“Amerika'nın askeri danışmanı ve BOP haritasını çizen eski Yarbay Ralp Peters'in "Kan ve Kader Savaşları" isimli kitabında bu günlerin geleceği önceden belirlemiş, Amerika’ya yol haritası çizmiştir. Irak üçe bölünmelidir yazmış aynen öyle oldu. Ortadoğu ülkeleri için A, B, C, D ve E gibi pek çok plan olduğunu.
“Suriye'nin işgaline gelince, askeri işgal kolay olur ama ülkeyi doğrudan işgal etme hatasını yapmayacağız, Müslüman'ı Müslüman'a kırdıracağız. İsrail'i korumanın en iyi yolu, Arap ve İranlıları birbirine kırdırmaktır."
El Kaide'nin Suriye ile savaşı yayılmalı ve öyle bir durum yaratmalıyız ki, öldürmek istediklerimizi Araplar bizim yerimize öldürmeliler. “   (Bunlara benzer nice şeytanlık var kitapta.
İşte şimdi hangi plandır bilemem ama yapılmak istenenler teker teker hayata geçiriliyor. Reyhanlı’dan başladılar.
Obama ile pozlar Gül Bahçesinde yemekler, yandaş basın açıklamaları bizleri rahatlatmamalıdır. Böyle giderse Türkiye bölünmekle kalmayacak savaşların içine itilecektir. Bizleri birbirimize kırdırmak istiyorlar.
Sınır güvenliğimizin sağlanması için hükümete baskı yapmalıyız bunu da ancak mecliste olan CHP ve MHP ve dışarıda olan tüm gücüyle mücadele eden İŞÇİ Partisi öncülüklerinde yapmalıyız. Ülkemizden besleme teröristlerin gitmelerini sağlamalıyız. Daha sessiz kalırsak o silahların bize döneceği gün gibi aşikârdır.
Reyhanlı'ya yapılan saldırıların bir numaralı şüphelisi olduğu söylenen Nasir E.'nin, bir yıl içinde Suriye'ye 400 kez girip çıktığı ortaya çıkmış. Bu AKP Hükümetinin ayıbı olması bir yana bunca yaralı ve de ölüm olaylarının mesulleri olduğunun resmidir. Hatay'ın Reyhanlı ilçesinin Kaymakamı Yusuf Güler'in makamında El Kaide üyeleriyle çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Teröristlere böylesine yakınlık gösteren devlet adamı olabilir mi? Burası Türkiye ve AKP iktidarı ile yönetiliyor. Sanırım fazla söze gerek yok.
Dünyanın dört bir yanından terörist ithal edip, kendi topraklarında terörist ordusu kuran, eğitip, silahlandırıp komşusunu devirmeye kalkan devlet durumundan kurtulmalıyız.
Uyanık olmamız ve haçlıların oyunlarına gelmemiz için ayrılmamız, birbirimize daha çok sarılmamız gereklidir. Bunun en güzel örneğini atlattıkları büyük faciadan sonra Reyhanlı ve Antakya halkı verdi. İçimizdeki ve dışımızdaki düşmanlara koz vermemeliyiz. Başvekilimizin sultanlık hayalleri için çocuklarımızın geleceklerini dipsiz kuyulara atmadan Atatürk’te birleşmeye devam etmeliyiz.
Sevgi ve saygılar. TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget