Son dönemlerde Sn.Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamalarla CHP ye gönül verenlerin yüreklerine biraz olsun su serpmişti.
Sözleri henüz sıcaklığını korurken bir de baktık ki başta genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu olmak üzere bir gurup milletvekili ve Parti Meclisi üyeleri bildiri açıklıyorlar.
Efendim, bu süreç Türkiye için hayati bir imkânmış, İlan edilen çatışmasızlık kararı ve silahların bırakılması niyeti Kürt sorununun artık tüm boyutları ile demokratik ve sivil bir şekilde tartışılmasının önünü açarmış. Bu açıklamalarında etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımının da önemli olduğuna dikkat çekmişler.
Hay Allah! YCHP ne yapmak istiyor anlamıyoruz.
Yurttaşlık tanımı ile kastedilen, anayasadan Türk vatandaşlığı kavramını çıkararak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının getirilmesi demektir.
Bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz?
Daha Salı günü Sn.Kılıçdaroğlu kırmızıçizgilerden asla vaz geçilmeyeceğinden bahsetmemiş miydi?
Parti program, ilkelerine uygun olmayan, üniter devlet ilkesine yapısına tamamen aykırı bir yaklaşımı nasıl olurda dile getirirler?
Üstüne üstlük bildiride imzası bulunan İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel partinin tabanından, “CHP’nin böyle olması lazım” gerekçesiyle teşekkür aldığını belirtiyor.
Sn. Alaattin Bey, örgüt ne diyor, CHP ye gönül verenler ne diyorlar bir sordunuz mu acaba? Hangi tabandır bu, açıklar mısınız? Size teşekkür edenler sanırım bölünmeye çanak tutan kimselerdir.
Sizlerin altına imza attığınız o bildiri var ya tamamıyla partiye ve Türk halkına ihanet bildirisidir.
'Çekildikten sonra benim dediklerim olmasa 50 bin kişiyle halk savaşı başlatırım.” Dedi terörist başı. Öte yandan Kandildeki sözde komutanlar ancak üç aşamalı isteklerimiz olursa çekiliriz o da silahları bırakmadan diyor.
Efsane paşa HEPAR genel Başkanı Osman Pamukoğlu’nun "1923'den beri Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için uğraşan yıkıcılarla bölücüler bugün nışadır sürmüşçesine koşturuyorlar” sözlerine katılmamak mümkün müdür?
ABD ve PKK, AKP ‘in vatanı bölme çabalarını sağır sultan duydu öğrendi. Cumhuriyeti kuran parti olan CHP böyle bir oluşum içinde nasıl yer alır?
Partinin içine oradan buradan gelen çakma vekiller maalesef CHP yi halkın gözünden düşürmek ve de bölmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Aslında Kürt sorunu diye bir şeyin olmadığı ayan beyan ortadadır. Sorun PKK terörü ve emperyalistlerin Türkiye’yi parçalama sorunudur.
Kim ne derse desin ben asla barış marış demiyorum.
Ne barışıymış bu ya? Kiminle küstük veya resmen savaştık?
PKK ye statü kazandırmak isteyen iktidar ile mi uğraşacağız yoksa CHP’nin yanlışlarıyla mı?
Adamlar yıllarca askere polise sivile kurşun sıkmış, yakıp yıkmışlar her yanı, binlerce şehit vermişiz büyük suçlar işlemişler ve ellerini kollarını sallayarak silahları ile cehennem olup inlerine gidecekler. İstedikleri zaman dönecekler ve yaptıkları yanlarına kâr kalacak. Eğer savaştık diyorsanız o zaman suçluları divanıharba verin. Cezalandırın.
Var mı böyle bir şey ya?
Bu vatan bize beleş verilmedi kimse tarafından, kanla irfanla 7 düvele karşı savaşarak almışız ellerinden,
Tayyip Bey öyle kararlar çıkartıyor ki sanırsınız düşman generali. PKK çekilirken askerimizi tahrik etse, hatta saldırsa, benim askerim ses çıkartmayacak kendisini koruyamayacak bile.
Dünyada vatanını sevmeyen, askerini sevmeyen böyle bir başbakan daha var mıdır merak ediyorum.
Milletvekillerine KIYAK
Halkımız işsizlikten, yoksulluktan kıvranırken bu ne alicenaplık ya?
Efendim, eski yeni vekillerin hepsine aileleri dahil kırmızı pasaport verilecek, trafik geçiş üstünlüğü sağlanacak, ölene kadar, ilacı bilmem nesini meclis karşılayacak.
Eski vekiller yasama, ödenek ve yolluk, genel kurula girme dışında kalan ve TBMM üyelerine tanınan bütün haklardan yararlanacak
Mevcut ve eski vekillere ilgili kanun kapsamına giren silahlar için ”silah bulundurma ve taşıma ruhsatı” verilecek. Bu ruhsatlarda süre kaydı aranmayacak, trafik cezalarını meclis ödeyecek Vs.VS.
Bu ne bolluktur? Gariban memuru, işçisi emeklisi hayat standartlarının altında, aldıkları maaşlarla adeta sürünsünler ama AKP nin kendi vekillerine ve bundan sonra vekil olamayacak olanlarına sus payı mı desem yoksa ne desem bilemiyorum, vereceği avantayı partiler hemencecik onaylayıvermişler.
Ayıptır, günahtır, halka alay etmektir adeta.
Kamer Genç’e sahip çıkmayan vekillerimize
Tek başına muhalefetin babasını yapan halk tarafından büyük takdir gören Kamer Bey ne dedi Allah aşkına Fatma Hanıma? Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlarmış sözlerini hatırlıyorum şimdi.
AKP lileri anladık ta, doğrusu kınama cezası veren Meclis Başkan Vekili Güldal Hanımı anlamam mümkün olmuyor. Eli mecbur muydu merak ettim. AKP li bakan Fatma Hanım kadınlar için bu güne kadar ne yaptı acaba?
Ola ki rejimi değiştirdi, padişah oldu başbakan ve geldi şeriat.
Hah hah hay! O zaman ne kadın bakanlık kalacak ne de kadının adı. Erkeğin üç adım gerisinden yürüyecek kadınlar. Adam olmayan adamlar 4 beş Allah ne verdiyse imam efendinin nikâh kıyması ile evlerinde harem kuracaklar. Kafaları bozuldu mu da, BOŞ OL, BOŞ OL, yani defol diyecekler iş bitecek. Yalan mı? Ulu önderimiz Atatürk’e bugün tepki gösteren bayanlar öyle bir durumda onun haydi söylemeyeyim, arif olan anlar b…kunu ararlar.
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın durumuna gelince
Disiplin kuruluna verilmesini şiddetle kınıyorum. Neredeyse tüm basında her zaman yer alan TR 705 kodu ile Diyarbakır’dan değil de İstanbul’dan milletvekili olan Sn Tanrıkulu’na bunu sormuş veya böyle hitap etmiş. Kıyamet koptu sanki. Tanrıkulu bugüne kadar hiçbir yerde tekzip vermemiş, bu konuda konuşmamış parti meclisinde kendisine söylenince ağrına gitmiş, söyleyen kabahatli olmuş. Vah vah!
Şimdi esas disiplinlik suç işleyenleri saymayayım. Onlara gelince kendi düşünceleri partiyi bağlamaz denilerek üstü kapanacak ama ulusalcı olanlar nefes alsalar kabahat olacak.
Yok, böyle yağma yok. CHP i terk edip AKP ye geçen çakmaları görüyoruz işte. Pek yakında bir de bakarız ki BDP ye geçenlerde olur.
Neyse bu günlük te burada keseyim yerim doldu zira.
Sevgiyle kalın.
Yorum Gönder