Burak’ın katili
azgelişmişliktir, ilkelliktir, uygarlıktan çağdaşlıktan uzak bırakılmış
bir toplum oluşumuzdur. Yoksa o yirmi yaşındaki genç çocuk değil. Bu
katil zanlısı ve benzerlerinin, futbol fanatiklerinin futbol dışında
bir dünyaları olmamıştır... Kitap okumamış, müzik dinlememiş, şiir
ezberlememiş, dengeli sevecen bir kişilik kazanamamışlardır.
Onlar
için rakip takım demek düşmanlar topluluğu demektir. Onları yenmek
yetmez yok etmelidir. Otobüsleri taşlanmalı camları kırılmalıdır. Rakip
oyuncu korner atarken rahat bırakılmamalı, taşlanmalıdır. Sahaya,
galip durumdayken bile tuttuğumuz takımın ceza alması pahasına taş, pet
şişe, bozuk para atmaktan geri durmamalıdır.
Tuttuğumuz takım
yenilirse, hele küme düşerse koltukları, aynaları lavaboları
parçalamakla kalmayıp kulüp binasını tahrip etmek haklarıdır onların.
Stadyumda taraftarlar sahaya çıkan rakip takım oyuncularına hep bir
ağızdan tam bir uyum içinde hepiniz o……. çocuğusunuz diye
haykırabilirler.
Size hangi takımı tutuyorsun amca diye sorarlar ve
siz de hiçbir takımı tutmadığınızı, futbol dünyasını tepeden tırnağa
kirli bulduğunuzu söyler bir önceki o…… çocuğu olayını kanıt olarak
ileri sürerseniz “Öyle değiller mi ama amca” cevabını
alabilirsiniz. Böyledir benim memleketim, benim gençliğim... Kaliteli
demokratik, hümanist bir eğitimden, aydınlanmadan, laik dünya
görüşünden yoksun bırakılmıştır benim halkım. Aile içi çocuk eğitimimiz
yanlışlarla, yanılgılarla doludur.
Dogmalar, bağnazlıklar
yaşamımıza egemendir. Yazık ki yöneticilerimiz, politikacılarımız hatta
profesörlerimiz de sıklıkla gelişmemişlik örnekleri sergilerler.
Örtünmeyen kadınlarımızı fuhuş davetçisi, müziği günah olarak ilan eden
profesörlerimiz vardır.
Erkeklerimiz ayrıldıkları karılarının her
hareketinden sorumludurlar. Yıllar sonra uygunsuz buldukları bir şey
görürlerse öldürüverirler. Çok sayıda baba, kızına göz açtırmayıp yaşamı
zindan eder, eşini hiç sakınmadan döver. Yüksek binalar, gökdelenler,
AVM’lerin hiçbir şekilde gelişmişlik kanıtı olmadığını anlayamayız ve
ileri demokrasiden bahsederiz.
Bu anlayış kıtlığı iyi okumuşlarımız
arasında da ender değildir. İnsani gelişmişlikte, kadın erkek
eşitliğinde, basın özgürlüğünde kurallara uymada, bilimde, bilimsel
araştırmalarda dünya ülkeleri arasında en gerilerde yer alır
memleketimiz. Bunlar bizim söylenmeyen, gizlenen gerçeklerimizdir. Bu
nedenledir ki çok sayıda gencimiz insanımız toplumumuzun bu ilkelliğinin
gelişmemişliğinin kurbanı oluyorlar. Ölüyor ya da hapislerde
yatıyorlar. Her şeyi hayırlara vesile olsun diye karşılamak
mutadımızdır. Ben de bu yazıyı öyle bitiriyorum...
Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR
Yorum Gönder