ABD’nin Suriye’yi bölme ve Irak’ın kuzeyini Suriye’nin kuzeyiyle
birleştirme projesi Asya cephesinin direnişini aşamadı. ABD’nin liderlik
ettiği cephe üç cephede birden bölündü: Suriye’ye düşmanlık cephesi hem
ABD içinde, hem Ortadoğu’da, hem de Türkiye’de bölündü. İnceleyelim:
1. ABD’DE BÖLÜNME
ABD, Suriye’ye müdahale edilmesini isteyen kesimle, istemeyen kesim arasında bölünmüş durumda.
Irak ve Afganistan’dan sonra Suriye’de cephe açmanın ülkenin intiharı olduğunu düşünen Obama yönetimi, Suriye sahnesindeki Asya’yla savaşını iki yıldır Türkiye üzerinden yürütüyordu. Ancak buradan da bir sonuç çıkmadı.
Çaresiz Obama yönetimi artık Rusya ile uzlaşı arıyor.
2. ORTADOĞU’DA BÖLÜNME
2.1. ABD, Suriye’ye baskıyı, oluşturduğu Türkiye-Suudi
Arabistan-Katar cephesi üzerinden sürdürüyordu. Her üç ülkenin de farklı
görevleri vardı. Birinin parası, diğerinin sınırı ve askeri, öbürünün
Sünni liderliği vs.
Ancak gelinen süreçte bu cephe içerinde bir yarılma oluştu. Bölemeyenler bölünmeye başladı.
İngiliz Guardian’ın başyazısındaki saptamalar önemli:
“Müslüman Kardeşler’in Suriye’de kontrolü ele geçirmesine izin
vermeyeceklerini söyleyen S. Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve
Ürdün ile Mısır ve Tunus’taki Müslüman Kardeşler’in hâkimiyetindeki
rejimleri destekleyen Türkiye ve Katar arasındaki çatlak büyüyor.”
2.2. Suriye meselesi, Irak’ın kuzeyindeki yapının Suriye’nin
kuzeyinden Akdeniz’e açılması meselesi olduğu için, ABD’nin sahaya
sürdüğü diğer önemli aktörler de Kürt örgütleri oldu: PKK, KDP ve
İran’la da iyi ilişkileri olan KYB.
Suriye’deki uzantıları Erbil Anlaşması ile aynı çatı altına toplanan
bu örgütler, son günlerde sıcak çatışmalara girmeye başladı. Örneğin
PKK’nin Suriye kolu olan PYD, Suriye KDP’sinin 75 üyesini tutukladı. Barzani derhal serbest bırakılmalarını istedi ancak PYD bırakmadı. Bunun üzerine Barzani, Irak-Suriye sınırını kapattı.
Bu sorun çözülemezse, PKK’lilerin Türkiye’den Kuzey Irak’a, oradan da Suriye’ye savaşa gidecek olmaları olumsuz etkilenecektir.
Öte yandan KYB’nin 214 PKK’linin kendilerine katıldığını açıklaması,
Kürt örgütleri arasında ciddi bir mücadelenin başladığına işaret ediyor.
3.. TÜRKİYE’DE BÖLÜNME
3.1. Türkiye, Suriye’ye düşmanlık yapan AKP ile bu düşmanlığa karşı çıkan İşçi Partisi, CHP ve MHP arasında bölünmüş durumda.
Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi, her türlü iktidar
olanağına rağmen kamuoyunu Suriye karşıtlığına ikna edemedi. Halkı, İşçi
Partisi’nin merkezinde olduğu “Suriye’yle dostluk cephesi” kazandı.
3.2. ABD’nin Türkiye’deki temsilcileri olan AKP ile Cemaat de,
ABD’deki bölünmeye paralel olarak ayrışıyor. Hem Suriye konusu, hem de
“çözüm süreci” konusu AKP ile Cemaat arasındaki çarpışmanın iki önemli
sahasıdır.
Fethullah Gülen AKP-PKK ortaklığına karşı çıkıyor ve şu
sözleriyle Cemaat’inden sürece mesafe koymasını istiyordu: “Hükümet tam
hazırlıklı değil. PKK tek bir yapı olmaktan çıktı, o nedenle alternatif
planlar gerekir ki, onu görmüyorum. PKK her an farklı bir tavır
gösterebilir.”
Gülen’in bu tutumunun kaynağı, ABD’deki bölünme ve bunun
yansıması olarak AKP’nin “Güneydoğu’nun Barzanileştirimesi ve Kuzey
Irak’ın Fethullahlaştırılması” yerine yola Öcalan ve PKK ile devam etme kararı almasıdır.
AKP’nin PKK’yle ortaklığının başlıca nedenlerinden biri de Suriye’dir; Suriye’nin kuzeyidir.
AKP ile Cemaat arasındaki çarpışmanın sürüp sürmeyeceği, Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında netleşti. Yalçın Doğan’dan öğrendiğimize göre Fethullah Gülen Erdoğan’ın
temsilcilerine şu ağır yanıtı verdi: “28 Şubat’ta askerlere, ‘okulları
alın, size vereyim’ demiştim. Şimdi de size ‘dershaneleri alın’ diyorum.
” (Hürriyet, 21 Mayıs 2013).
Bu yanıt, kılıçların kınına konulmayacağını gösteriyor!
ERDOĞAN KUŞATILDI
Sonuç olarak Suriye’ye düşmanlık cephesi kabaca şu şekilde ikiye
bölünmüş durumda: “ABD (Neo-Con), İsrail-1, AKP, PKK” bir tarafta, “ABD
(Obama), İsrail-2, Cemaat, KDP” diğer tarafta…
Ancak tüm unsurların oynak olduğunu, yer değiştirebileceğini ve kendi
içlerinde de bölünmeye gebe olduğunu vurgulamalıyız. Özellikle AKP ve
PKK bölünmeye en müsait olan iki yapıdır.
Üstelik Washington’dan eli boş ve çaresiz dönen Erdoğan’ın iki büyük sıkıntısı var:
1. İşçi Partisi merkezli muhalefetin ağır baskısı altında.
2. Köşeye sıkıştırmaya çalıştığı Cemaat’in kendisini kuşatan hamleleriyle boğuşuyor. Erdoğan’ın destekçisi Demirören’le
ilgili 25 yıllık bir haberin gündeme getirilmesi, casusluk davasına
bürokratlarının adının karıştırılması, Reyhanlı saldırısı üzerinden MİT
ve Emniyet’in çarpışması gibi olaylar, Erdoğan’ı sıkıştırıyor.
Yorum Gönder