Başbakan Erdoğan Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen "Sadık Albayrak'ın 50. Yazarlık Yılı Saygı Gecesi’nde yaptığı konuşma sırasında;
“Bizim köklerimizi (!) adeta budamak suretiyle bizi aslımızdan koparma gayreti içine girenler oldu ve bunu da başardılar. Şimdi yeniden bir nesil inşa ediyoruz, yeniden bir nesli inşa etmenin kodlarını verdik. Dedi.
Başbakan hangi köklerden bahsediyor anlayamıyorum. Zira hiçbir zaman ben Türküm demeyen, köklerini araştırdığımızda çok değişik bir sülaleden geldiğini, kendisinin söylemi ile Gürcü olduğunu bildiğimiz bir kişi olarak tanıyoruz.
Yukarıdaki sözleri din adına mı söylüyor yoksa bir başka bir milletin adına mı anlamak mümkün değil. Konuşmalarına dikkat edersek bir bulmaca ve sanki şifreli konuşmalar gibi.
Başbakan Erdoğan’ı bir gün gelecek tarih sayfaları aynen şöyle yazacaktır diyorum.
Atatürk’ten nefret eden, onun Osmanlı küllerinden, özgür, çağdaş bir ülke yaratmasını, kurduğu cumhuriyeti asla hazmedemeyen ve iktidara geldiğinden beri gerek eserlerini gerekse felsefesin ideolojisini yok etmeye çalışan, bunda da kısmen başarılı olan bir başbakandı.
Düşünüyorum, dini kastetse Türkiye’de herkes dini vecibelerini istediği kadar yerine getirebiliyor, kimse kimseye baskı yapmıyor. Yani yasak edilmemiş hiçbir şey. Camilerimiz okul sayılarımızdan fazladır, minarelerimizden teknoloji sayesinde ezan sesleri gümbür gümbür her yandan duyulmaktadır. Geriye şu soru kalıyor. Başbakanı aslından koparma gayreti içine kim girdi ve bu aslı nedir acaba?
Açıkça söylese de bizlerde bilsek.
Yeniden nesil inşa etmesine gelince bunu zaten söylemişti. Kindar ve Dindar Gençlik olacakmış. Böyle yetişen bir gençlik ne yapacak acaba bundan amacı nedir, bunu da söylemiyor.
Dedim ya bir bulmaca gibi konuşmalar, ne tarafa çekersen çek.
Başbakan kindar ve dindar gençliğin yetişmesi zaman alacak diyerek şimdi yeni bir karar almış. TBMM Başkanlığı’na parası devlet bütçesinden sağlanmak üzere Ulusal Gençlik Konseyi’nin kurulmasını istemiş.
Teklifte gençlik alanında çalışan, vakıf, dernek, gençlik kulübü, öğrenci konseyi ve belirli kuruluşların devlet kurumu ile işbirliği içerisinde olması, böyle bir oluşumun ihtiyaç olduğu belirtilmiş.
Bu teklif bende şu çağrışımı yaptı. TGB ‘in karşıt görüşü olarak alternatif paralı askerler olacaktır bunun adı.
Başbakan Erdoğan halkın uyanmasından Milli Merkez’in kurulmasından rahatsız olduğunu açıkça belli ederek ne yapacağını şaşırmış, çareler aramaktadır. Ne var ki bulduğu bu çare çok tehlikelidir. Kardeşi kardeşe kırdırmak ortalığı karıştırmak istemektedir.
Unuttuğu bir şey var oda vatan sevgisi ile mücadele yüreklidir, paralı mücadele ise her zaman yenilmeye mahkûmdur. Bunu ABD nin ve çeşitli ülkelerin paralı askerlerinden biliyoruz. Irak örneği var önümüzde.
Başbakan gerçekten çok sıkıntılı günler geçiriyor ve şaşkın. Burada hiç istemediğim halde Fetullah Hoca denen beyefendinin başbakanı kastederek söylediği, cukka oturmuş sözleri geliyor insanın aklına.
“İmkânların bolluğu şirazeden çıkarır” “Dediğim dedik, şirazeden çıkarır. Ahmak bir güruhun hiç olmayacak şeyleri bile alkışlaması onu şirazeden çıkarır. Takdir edilecek şeylerin yanında tenkit edilecek şeyler, belki sorgulanacak şeyler, onları bile alkışlayan insanlar yine bağışlayın, onu küstahlaştırır. Bunlar küstahlaşma yollarıdır, hafizanallah” Doğru söze ne denir?
*****
Başbakanın iktidara gelmesini ve iktidarda kalmasını sağladığını bebek katili Apo’dan sonra Ergenekon davasının hem sanığı, hem gizli tanığı da söylemeye başladı. Hayret!
Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen Ergenekon davasının dünkü duruşmasında ( 9.Mayıs.2013) ablasını öldüren, yeğenini pazarlayan, 500 den fazla suç işlediği sabit olan Zekeriya Öz’ün Osman’ı denilen katil Osman Yıldırım’ bakın ne dedi.
AKP Hükümeti için çalıştım ‘’ AKP iktidarını bana borçlu ‘
Vay canına ya! AKP bu katillerin destekleri ile mi iktidar olmuş?
Yazık, çok yazık! Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanını böyle seviyesiz üstelik katil insanların dillerine dolaması üzüntü duyulacak, acınacak bir durum.
Birisi kırk bin kişinin ölümünden sorumlu katil diğeri ise kendi itirafları ile 1982'de işlenen 12 cinayete katılmış yaşı küçük olduğu için yargılanmamış ve hüküm giymemiş ama daha sonraları işlediği suçlardan hüküm giymiş bir katil. Ergenekon düzmecesinin de itibarlı tanığı!
*****
Analar ağlamasın barış olsun diyorlar ya karşılığında verdiğimiz tavizlere bakalım
1.- Tüm tutuklu KCK’lılar serbest bırakılacak. İmralı’daki cani serbest bırakılacak.(Bırakılmaya başlandı)
2.- Yerel yönetimlere (Güneydoğu’ya) özerklik verilecek.(Zaten adamlar çoktandır bölgeden Kürdistan diye söz etmiyorlar mı? AKP ‘in tavizleri ve ABD’nin istenci ile)
3.- Valilikler ve Belediye Başkanlıkları tek bir kişide toplanacak. Valileri halk seçecek. PKK’nın seçimleri kazanacağı 8-16 ilin üzerine bir de süper vali seçilecek.
4.- Söz konusu şehir, ilçe ve köylerin hepsine Kürtçe isim konulacak.(Zaten çoktan başladılar bile)
5.- Yerel ihtiyaçlar yerel yönetimlerce belirlenip yerine getirilecek.
6.- Anayasadan Türk kelimesi çıkartılacak.
7.- Yeni anayasa ile birlikte “genel af” geçici madde olarak halk tarafından oylanacak. Bu kapsamda İmralı canisinin de serbest bırakılması gerçekleşecek.
Tüm bunlara rağmen bunun adı nasıl barış olurmuş? Barış diyenler bence tek kelime ile vatan hainliği içerisindedirler. Bunlara, sözlerine asla itibar etmiyorum, sadece yazıklar olsun, sonuna kadar mücadele edeceğiz diyorum. Zira vatan kolay kazanılmadı, ikincisi bu uğurda bölgede canlarını vermiş şehitlerimizin kanları henüz kurumadı bile.
TC.Tünay Süer
Yorum Gönder