Milletvekillerinin görevi nedir, kimi temsil eder bu zat-ı muhteremler?

Milletvekilleri göreve başlarken şu yemini ederler: 

“Devletin varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Ant içen milletvekillerine soruyoruz şimdi:

Bugünkü ortamda devletin varlığından söz edebilir miyiz?

Ülke bağımsız mıdır?
Yurdumuzda hukukun mu, hukuksuzluğun mu üstünlüğü hüküm sürmektedir?
Vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyabildiniz mi?

Demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, Anayasaya sadık kalabildiniz mi? Namus ve şeref sözünü yerine getirebildiniz mi?
Bu soruların yanıtının “HAYIR” olduğunu çocuklar bile biliyor artık ve mitinglerde bozuk düzene isyan ederek “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırıyorlar.
Ama siz “Mustafa Kemal’in askerleri” olamadınız.
Oysa bunları koruyacağınıza, büyük Türk milleti önünde namusunuz ve şerefiniz üzerine ant içmiştiniz.
Tutuklu milletvekillerinizi bile kurtaramadınız…
Gözünüzün önünde adım adım, aşama aşama, göstere göstere ilerleyerek, Kemalist Cumhuriyetin altından girip üstünden çıktılar…
Orduyu paramparça ettiler…
Siz sadece seyrettiniz…
Şu 10 yıllık süre içinde ne vatan toprağı kaldı, ne kamu mülkiyeti, ne ormanlar, ne sular, ne akan dereler… Ne kurt ne kuş… Hepsinden önemlisi ne Türk, ne Atatürk, ne Orman Çiftliği ne de onun halkıyla birlikte kanı, canı pahasına kurduğu Cumhuriyet ve laik düzen…
Siz sadece seyrettiniz…

40 bin kişinin katili, terörist bir örgüt silahları ile birlikte, ellerini kollarını sallayarak ve tehditler savurarak ve Türk milletini aşağılayıcı sözler sarf ederek, yurt dışına çıkarken ordumuz fidan dikiyordu.

Komutanları ise suçu ve suçluyu görmezden gelerek, suç işliyordu.
Siz sadece seyrettiniz…
Allah aşkına söyler misiniz?

Türkiye büyük Millet Meclisinin görevi nedir? Milletvekillerinin görevi nedir? Ne iş yapar milletvekilleri? Kimi temsil eder bu zat-ı muhteremler?

Haberiniz var mı?
Ordumuz Doğu’dan, Güneydoğu’dan çekiliyor…
Federe İslam Cumhuriyetini kurmak için ABD, AB, PKK da yola çıkmış… Kapımıza dayanmışlar… Büyük Kürdistan ilan edildi, edilecek…

Haberiniz vardır var olmasına da siz şimdi daha önemli işlerin peşindesiniz…
Milletvekillerinin özlük haklarını düzenleyen “Türkiye Büyük millet Meclisi Üyeliği Kanunu Teklifi”ni çıkarmakla meşgulsünüz…
4 parti 15 dakika anlaştı. Bir rekor bu…
Ve bu kez aranızda ne kavga, ne küfürleşme vardı. Kimse kimsenin üzerine yürümüyor, boğazını sıkmıyordu…
ÇIKAR BİRLİĞİ GÜNDEME GELİNCE AKAN SULAR DURUYOR…
Bu yasayla az olan dokunulmazlığınız daha da çoğalacak. Büyüyecek… Sıra dağlar gibi olacak…
Örneğin, artık size trafik cezası kesilmeyecek… Hesap sorulamayacak… Yolları tepe tepe kullanacaksınız… Yolluklarınız daha da bollaşacak. Emekli olduktan sonra da yedi sülalenize yetecek imkânlara kavuşacaksınız. Protokoldeki yerleriniz kuvvet komutanlarından sonra gelecek…

Yüz estetiğinizi bile beleş yaptıracaksınız… Ama, amaa… Halkın içine çıkacak yüzünüz kalmayacak…

Halkın içine çıkacak yüzünüz kalmadıktan sonra güzellik kralı, güzellik kraliçesi olsanız ne yazar?
Halkın arasında yeriniz olmadıktan sonra protokoldeki yeriniz Cumhurbaşkanından önce gelse ne yazar?
Bir ülkede 25 milyon insan aç, biilaç yaşarken, siz dünyanın en yüksek maaşını alsanız ne yazar?
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile milletvekili maaşları bu denli yüksek değil. Küba’da milletvekilleri hiç maaş almıyor…

Kollarında milyarlık saatler, eşlerinin parmaklarında paha biçilmez sultan yüzükleri, oğullarının, damatlarının uçsuz bucaksız servetleri… Yalılar, köşkler, havuzlu villalar… Üç kuruşluk dünya malı için orman katliamı yapıp, tüm canlıların soluğunu kesen orman bakanları…
Sizler bu milletin vekilisiniz?

Bu millet hakkını, hukukunu, vatanını, cumhuriyetini korumak; maddi, manevi yaşam koşularını düzeltmek için sizi oraya gönderdi. Sizi bunun için kendisine vekil seçti. “Özlük haklarınızı iyileştiresiniz” diye değil…
Ne dersiniz, bütün bu olup bitenlerden memnun musunuz şimdi? Özlük haklarınızdan memnun musunuz?
Gece başınızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyabiliyor musunuz?
Hepsinden önemlisi aynadaki sıfatınıza bakabiliyor musunuz?
Gerçi, sizin için artık yüzün, yüzsüzlüğün de bir önemi kalmadı…

Özlük haklarınız gelişti, genişledi ya… Beleş bir yüz estetiği yaptırır, yüzünüzü değiştirir, yeni icraatlarınıza, yeni hayatınıza yeni yüzünüzle devam edersiniz…
“Yeni Özlük Hakları” Vatana, millete ve vekillerine hayırlı ve uğurlu olsun…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget