CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programına konuk olan Deniz Baykal çok önemli konulara değindi.
Türkiye'nin bir tarihsel döneme girmiş, nereye sürükleyeceği ve sonunda neyin ortaya çıkacağı bir boşlukta olduğunu ve de pek çok noktadan tarihsel kırılma yaşayacağı izlenimi aldığını söyledi.
Orta Doğu'nun içindeki krize doğru sürüklendiğini, bir süredir Suriye yönetimine karşı olan Hizbullah’ın 2 gün önce 'biz artık Esad'a destek veriyoruz' açıklamasından sonra Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın meydan okurcasına tavır takınmasının yanlış olduğuna değindi.
Baykal, bundan sonra Türkiye'nin güvenlik güçleri Hizbullah tehdidine karşı hazır bulunmalıdırlar. Dedi.
Başbakan Erdoğan’ın önceleri Kürt meselesi ayrı, terör meselesi ayrı derken şimdi teröristlerle Kürt sorununu konuşarak meşrulaştırmaya çalıştığını ve Öcalan’ın devletin gözünde bebek katilinden meşru bir siyasi muhataba döndürüldüğünü söyledi.
Tüm sözleri bir devlet adamına yaraşır sözler, uyarılardı..
*****
AKP iktidarı Türkiye’yi karanlık geri dönülemeyecek bir uçurumun başına getirdi.
Yarınlarda ne olur bilemeyiz. Dışarda Suriye meselesi, çerde ise Kürtçülere verilen sözlerle başımız dertte.
İşte bundan ötürü halk sağ, sol, o parti bu parti demeden zaman kaybetmeden Atatürk te birleşmelidir. Tıpkı istiklal Savaşımızdaki gibi birlik ve beraberlik içinde, her şeye hazırlıklı olmalıyız.
CHP kendisine düşen misyonu daha fazla geç kalmadan yerine getirmelidir. Ya Milli Hükümeti kurmalıdır ya da Milli Merkez adıyla kurulmuş olan halk hareketine katılıp destek vermelidir.
Milli Merkez milli gücü temsil ediyorsa, CHP de halkın partisi ise varlığı ile bu güce katılmalıdır ve diğer Atatürkçüyüm diyen partileri de bu olan güce katmaya çalışmalıdır.
Başımızın üzerinde bombaların patlamasını, füzelerin uçmasını beklememeliyiz.
AKP iktidarından kurtulursak Ortadoğu da Türkiye’de kurtulacaktır.
****
Osman Paşaya iftira
Bu arada Oda TV de HE_PAR Genel Başkanı, Osman Pamukoğlu Paşa ile röportaj yapan Ayşe Deniz isimli bayan gazetecinin bir röportajını okudum. Yazının sonunu okuyunca hayretler içinde kaldım.
Gazetecilik demek söylenmeyen sözleri söylenmiş gibi yazmak, durumu çarpıtarak fazla okunmak değildir.
Gazetecilik, kamuya doğruları söyleyen gerektiğinde halkı uyaran şerefli bir meslektir. Ne yazık ki bazı yandaşlar bunun da içine ettiler.
Maalesef günümüzde dürüst gazeteci bulmak samanlıkta iğne aramak kadar zorlaştı. Doğruları yazan değerli yazarlar işlerinden bir şekilde uzaklaştırıldılar. Meydan gazeteciyim diye ortalarda dolaşan yalakalara kaldı.
Ayşe Deniz hanımefendi paşa ile yaptığı röportajın sonunda kelime oyunları ile Osman Paşanın ağzından şöyle yazmış.
“Bizim partinin önünü kesen %10 barajıdır; bu baraj da PKK sayesinde düşecek bu memlekette. %5’e inince önümüz Konya ovası gibi açılır, çünkü oyumuz boşa gitmesin endişesi ortadan kalkar.”
Eh yani yuh olsun! Sanki Osman paşa vekil olmak için can atıyormuş gibi.
16 Ocak 2012 de Efsane Paşa Sn. Pamukoğlu’yla başlıklı yazımda belirttiğim gibi HE_PAR İst İl Yönetimi ve Sn.Pamukoğlu ile bir yemekte buluşmuştum. Paşa ile uzun uzun konuşmuştum. Konuştukça ona olan hayranlığım artmıştı.
Paşa diğer liderler gibi değildi. Sert görünümü altında sevecen, disiplinli saygın kişiliğe sahip bir insandı. Her konuşmasında vatan ve Atatürk sevgisinin onun için her şeyden önemli olduğunu anlıyordu karşısındaki.
Konuşmam sırasında;
Sizi bu kadar seven varken neden bağımsız aday olmadınız? Sizin yeriniz Meclis olmalıdır, mutlaka seçilirdiniz demiştim.
Yanıtı aynen şöyle olmuştu:
“Benim tek amacım gençliği güçlendirerek istediğim düzeye getirmek sağlam bir örgüt kurmak ve partiyi onlara bırakmaktır.” Bu sözler çok anlamlıydı. Kendisi gibi yürekli, Atatürkçü vatansever bir gençlikten söz ediyordu.
Yüksek cesareti nedeniyle 1.Dereceden Altın Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, 2 kez Üstün Cesaret ve Feragat Nişanı ve 5 kez Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı alan tek komutandır.
Elbette bu kadar donanımlı bir insanın Mecliste olması gereklidir ama o mütevazı haliyle önce gençliği düşünüyordu.
PKK ile dağlarda savaşmış ve çok sevilen, efsaneleşmiş bir Paşanın ağzından nasıl olur da PKK sayesinde seçim barajının düşeceğinden, Meclise girmekten söz ettiği utanmadan yazılır?
Bu gazetecilik midir? Böyle gazetecilik yerin dibine batsın diyorum.
Bu uydurma sözleri yazan bayana Kan Uykusu Belgeselini izlemesini öneririm.
Bu günlerde Atatürk diyenleri karalamak moda oldu. İstediklerini yazsınlar, konuşsunlar altını çamura batırmakla pas tutmaz. Gün gelir, atılan çamurlar bataklığa döner ve yalan haber yapanlar, halkı kandırmaya çalışanlar, o bataklığın içinde kaybolup giderler.
Sevgiyle kalın
TC.Tünay Süer
Yorum Gönder