Aydınlar aydınlanıyor! - Rifat Serdaroğlu

Yaşar Kemal;
1923 doğumlu. Cumhuriyetle yaşıt. 90 yaşındaki Türk Romancısı-Senaryo-
Öykü Yazarı.
Memleketi Osmaniye’nin Çökçedem(Hemite) köyünde şunları söyledi;
“Hiçbir köylü ben Kürdüm diye beni dışlamadı. Biz cennette büyüdük.
Hiçbir kötülük görmedim, anadan babadan dededen. Şimdi bağırıyorum yine buradan ve Türkiye bunu dinlesin. Türkiye bilsin, bütün Türkiye desin ki, “Bütün Türkiye Yaşar Kemal’in köyü gibi olsun.” Bende bunu yazayım. Bana bir gün bile “Sen Kürt’sün demediler!”
Türkiye’nin her yeri zaten Yaşar Kemal’in köyü gibiydi. Hala da öyledir.
Küresel şeytanların kölesi Kürtçü-Bölücü çetenin tüm kışkırtmalarına, tüm cinayetlerine rağmen Türk Milleti bu terör olayını, hiçbir zaman Kürt kökenli vatandaşlarına mal etmedi.
Türk Milleti bu Bölücü Teröre 54 bin insanını kurban verdi ama ülkenin hiçbir yerinde herhangi bir Türk-Kürt çatışması yaşanmadı. Bundan sonra da inşallah yaşanmayacak.
Sıkıntılar-acılar-ızdıraplar-ölümler yaşanmadı mı? Elbette ki yaşandı.
Fakat ülkenin her yerinde yaşandı. Diyarbakır Cezaevinde yaşananların benzerlerini, ülkenin başka cezaevlerindeki demokratlar da yaşadı.
Darbeler-Dış Etkenler-Bölgedeki Ağalık Düzeni- Cehalet-Yolsuzluk ve Yoksulluk –Şeriat ve Hilafet özlemcileri birliğimize-bütünlüğümüze sürekli darbe vurdular.
Bölücülerin bu süreç boyunca yararlandıkları en önemli kaynak ise maalesef kendini aydın olarak tanıtan “Kara Cahiller” oldu. Kendileri bilmedikleri, gerçekleri araştırmadıkları gibi içlerinden bazıları para karşılığı vatanımıza ihanet ettiler ve genç nesli zehirlediler.
Türk Milletine hiçbir zaman doğruları göstermediler. Bölücü örgütü suçlayacaklarına, devleti suçlamayı tercih ettiler.
Örnek vermek gerekirse,
30 Aralık 1994 Yazar Sayın Onat Kutlar, saat 18.30’da Kafe Marmara’ya gitti.
15 dakika sonra orası terör örgütü tarafından havaya uçuruldu. Hastanede
11 gün yaşam mücadelesi veren Onat Kutlar maalesef kurtarılamadı.
Aynı olayda Arkeolog Yasemin Cebenoyan hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. İkisini de rahmetle anıyorum.
Ertesi gün, Aydınlarımız toplu olarak yürüdüler ve haklı olarak, işlenen cinayete isyan ettiler ve devleti suçladılar. Olaydan bir ay kadar sonra, bu feci patlamayı ve cinayetleri PKK Narko-Terör Örgütü üstlendi. Fakat o günden bu güne geçen yaklaşık 20 yılda aynı Aydınlarımızdan PKK terör örgütünü kınayan-telin eden bir tek açıklama duyulmadı. Aydınlarımız bir türlü kafalarındaki kalıbı kırıp, devlet ve millete sahip çıkamadılar.
Sayın Yaşar Kemal’in son açıklamasını bu yüzden çok önemsiyorum.
Aydınlar, aydınlanmaya ve gerçekleri görmeye başlarlarsa, Türk Milletinin önündeki pislikler de temizlenecektir.
Bu arada Türkiyeli Eşbaşkan’a sormak isterim;
“Türkiye Cumhuriyeti Devletini sürekli olarak, inkârcı-asimilasyoncu-baskıcı olarak gösterdiniz. Aynı zamanda Yaşar Kemal’i de hep takdir ettiniz.
Şimdi ne olacak?
Sizce, Yaşar Kemal de, Ergenekoncumu oldu?
Not; “Cumhurbaşkanı-Başbakan Eşi” nasıl olmalı, sorusuna Hanımefendiliği, Saygınlığı, Fedakârlığı ile örnek olan Sayın Nazmiye Demirel’i kaybettik.
Kendisine Allahtan rahmet, ailesine ve Sayın Cumhurbaşkanı Demirel’e başsağlığı dilerim.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget