Bir elin nesi var? İki elin sesi var - Gündüz Akgül

Bu günkü yazının başlığı herkesin bildiği bir deyim.
Bu başlığı neden seçtim.
Tüm demokratlar, aydınlar Kemalistler, yurtseverler 10 yılı aşkın süredir iktidarda bulunan AKP’nin;
-Laik Cumhuriyet rejimine karşı oluşunda,
-Eğitim sitemini medreseleştirmeye çalıştığında,
-Teslimiyetçi bir dış politika uygulayışında,
-Medyaya baskı uygulayıp yandaş medya yarattığında,
-Yandaş kadrolaşma ile tüm kurumları ele geçirdiğinde,
Birleştikleri halde, ne yazık ki sandıkta birleşip AKP’yi iktidardan indirmede anlaşamamaktadırlar.
Deyim yerinde ise diğer bir değişle, hastalığın tanısını (teşhisini) doğru koydukları halde, tedavide başarı sağlanamamaktadır.
Neden?
Çünkü darmadağınıktırlar, herkes bir telden çalmaktadır. Gün egoları tatmin, her şeyi ben bilirim, ben olmazsam başarı olmaz günü değildir.
Gün, birleşme, birlikte güç oluşturma, dağınık ve kararsız olan oyları sandıkta birleştirip iktidar olma günüdür.
Gün, bir elin ses çıkarmadığının, iki elin ses çıkardığının bilincine varma günüdür.
Bu birlikteliğin motorunun, laik cumhuriyeti kuran, doksan yıldır bu cumhuriyeti yaşatmaya çalışan Cumhuriyet Halk Partisi olması gerekirken, ne yazık ki bu görevi tam başardığı söylenemez.
AKP’nin, tek kişi egemenliğine doğru giden baskıcı uygulamaları, bu güne kadar “bir şey olmaz” diyen, deyim yerinde ise derin uykuda olan yurtseverleri, bir kısım gençliği (TGB),   sivil toplum kuruluşlarını uyandırmışsa da yine birlikte hareket etmeyi, güç oluşturmayı başaramıyorlar.
 İP, TGB, ADD ve ÇYDD gibi gruplar, halkla birleşmeyi, sorunları çok etkin bir şekilde dile getirmeyi başardıkları halde, bu hareketliliğini seçimlerde siyasal parti olan İP saflarında oya dönüştürmediklerini, oyları bölmekten başka bir işe yaramadığını artık görmeleri gerekmektedir.
Ayni durum diğer sol partiler (DSP; TKP, EMEP, ÖDP) içinde geçerlidir.
O zaman bir yerde oturup nerede yanlış yapıyoruz diye düşünmek gerekmez mi?
Elbette gerekir.
İP yöneticileri, kitle partisi olan ve genel seçimlerde 11 milyon üzerinde oy potansiyeli sahip CHP’yi adeta kendisine rakip görmektedir. Oysa her iki partinin, yanlarına diğer sol partileri de alarak bir çatı altında toplanarak laik cumhuriyete sahip çıkmaları kaçınılmaz hale gelmiştir. Benim sol anlayışım deşiktir demek artık karın doyurmuyor. Birleşme noktası büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK olmalıdır.
CHP’nin görkemli son Aydın mitingini hangi kanalların verdiğini merak edip kanalları zapladığımda, HALKTV ve NTV’den başka kanalların vermediğini ibretle gördüm. Yandaş görsel medyaya söyleyeceğim söz yoktur. Adı üstünde yandaş. Ulusal kanalında canlı yayında vermediğini görünce içim acıdı.
Son günlerde parti, siyasi düşünce nazara alınmadan Atatürk’te birleştik diyen  "Milli Merkez" adı altında toplanan yurtseverlerin öncülüğünde bu birliktelik sağlanabilir. Ne yazık ki onlarda “biz parti üstü çalışıyoruz” diyerek birleşmeden uzak olduğunu deklere ettiler.
Sonuçta yurttaşlar bir partiye oy verip ona iktidar yolu açacakları gerçeğinden hareketle, Milli Merkez yöneticilerinin bu gerçeği göz ardı etmemelerini ve tüm Atatürkçüleri bir siyasi parti çatısı altında toplayarak seçime girmeleri gerekmez mi?
Elbette gerekir.
Birleşilecek bu adres Cumhuriyet Halk Partisidir.
Yıllardır beklenen bu uyanışın boşa gitmemesi için, herkesin egosunu, kartvizitindeki Genel Başkan etiketini, ben gitmem bana gelsinler inadını bir tarafa bırakarak güç birliği yapıp seçimlere girmeleri kaçınılmaz bir görev haline gelmiştir.
Bu kez de başarılmazsa, atı alan Üsküdar’ı geçeceğinin bilinmesi gerekir.
Bana değmeyen yılan bin yaşasın bencilliğini gösterecek lüksümüz yoktur.
Aklın yolu birdir beyler, oda birleşip güç oluşturmaktır. Bunu başarmak zorundayız.

23.05.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget