Ben değiştim. Millî görüş gömleğini çıkarttım dedi. Demokrasi, özgürlük vaatleriyle 2002 yılında halktan aldığı oylarla koalisyonsuz tek başına iktidar oldu.
İktidara gelişi tüm Dünya’da yankı bulmuş, “İslamcıların zaferi” olarak duyurulmuştu.
Bu doğruydu.
Ne var ki AK Parti kadrolarının ağırlıklı olarak Milli Selamet Partisi kökenli olması, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyet'ine bağlı olan halk kesiminde huzursuzluk yaratmıştı.
Zira Recep Tayyip Erdoğan’a kapatılan Refah Partisinin İst. İl Başkanlığı sırasında, gerekse İst. Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde pek çok soruşturma ve dava açılmıştı.
İl başkanlığı döneminde; Türkiye’nin yarınında artık Kemalizm’e ve Kemalizm benzeri rejimlere sistemlere yer yoktur. Türkiye’yi İslam planı içinde düşünüyorum. Diyordu.
En ilginci de Terörle Mücadele Yasasına muhalefet suçlamasıydı. Askeri Şura kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişkileri kesilen kişilere, İBDA-C,PKK, THPK-C, İslami Hareket Örgütü ve Müslüman Gençlik Örgütü gibi illegal örgütlere iş sağladığı ve onlarla yakın ilişkileri bulunduğu hakkında rapor tutulmuştu.
Recep Tayyip Erdoğan’ı bugün anlatmaya gerek kalmamıştır artık.10 senede Türkiye’yi nereden nereye getirdiği Atatürk Türkiye’sini nasıl erozyona uğrattığı açık seçik bellidir.
“Ülkemize ve milletimize parlak bir gelecek inşa etmek, çocuklarımıza müreffeh, saygın bir ülke sunmak için, ülkemizde ağırladığımız devlet adamlarıyla, ikili ve bölgesel işbirliklerini artırmanın gayreti içinde olduk”. Palavraları ile gözlerimizin içine bakarak çektiği nutuklar ve huzursuz, kavgacı haliyle bu ülkede cumhurbaşkanlığı yapmış, kendinden yaşça çok büyük olan Sn. Demirel’e dahi sözlü saldırısı, hakareti çökmekte olan bir insanın ruh haletinden başka bir şey değildir.
Kendilerinden beklenmedik şekilde Avrupa Birliği’ne balıklama dalması işini kolaylaştırmış, Kopenhag Kriterlerine uyum diyerek Atatürk ve Cumhuriyetten öç alırcasına haçlılarla birlik olarak (ABD-AB) Türkiye’yi bugünkü haline getirmiştir.
Bunun neticesinde sıfır noktasında olan terör tırmanmış, binlerce şehit vermişiz, ülkede adalet diye bir şey kalmamış, hukukun içine edilmiş, ordumuz darmaduman edilmiş, yüzlerce yurtsever zindanlara tıkılmış ve Türkiye bölünme noktasına gelmiştir.
Emperyalist, Kapitalist ve sömürücü ülkeler bütün güçlerini, imkânlarını birleştirerek BOP projesi altında Ortadoğu’yu kan gölüne çevirirken ne yazık ki ülkemiz de tıpkı 1918 li yıllara geri dönmüştür.
****
Karayılan denilen sözde PKK üst yöneticisinin basına söylediği 3 kademe açıklaması ile her şey apaçık ortaya çıkmışken,
"Müzakere, taviz verme, pazarlık asla ve asla söz konusu değildir.”
'Biz bugüne kadar kimseyle bu ülkenin bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar düşmedik, alçalmadık, asla da alçalmayız.'
Diyebiliyor. Hayret!
Başbakan Erdoğan iyice bunalıma girdi sanırım zira İşçi Partisine, CHP ye ve yavru muhalefet dediği MHP ye saldırıya geçmesinden belli oluyor.
Dün lakabı 'çoban' olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular.(Çok ayıpladım ve bir başbakan yakıştıramadım doğrusu) Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi." ifadelerini kullanması onun iç dünyasında kopan fırtınaların ve korkunun eseri olduğunu ortaya koymaktadır.
Başbakanın maskesi düşmüştür. Halkın büyük bir bölümü bazı AKP liler dâhil uyanmış emperyalistlerin oyunlarını bozma, vatanı bayrağı koruma adına Atatürk’te birleşmeye başlamışlardır.
Bunun öncülüğünü de İŞÇİ partisi yapmıştır.
İşçi Partisi ve Doğu Perinçek neden hedefte?
BOP Eş Başkanlığı faaliyetlerinin karşısına hep İŞÇİ Partisi çıktı. Bunu kimse inkâr etmemelidir. Bölünme Anayasasına karşı milleti seferber etti ve en önemlisi vatan emek mücadelesini alanlarda yurtseverleri de parti gözetmeksizin Atatürk te birleştirdi.
Başbakan terör örgütüne akıldanelik yapan İşçi Partisi'yle kucak kucağa olunmakla itham ediyor tüm yurt severleri.
“ İşçi Partisi'nin şu anda Silivri'deki lideri, 1990'lı yıllarda Beka Vadisi'ne gitti, terör örgütü liderleriyle sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. MHP, CHP, İşçi Partisi, ortak eylemlerinde bir zahmet o fotoğrafları da kullansalar da kimin ne olduğunu millet daha iyi görse.” Diyor demesi ne de, terörist başının açıklamalarını, Perinçek’e milletvekilliği sunmasına karşın, bu teklifin Perinçek tarafından kabul edilmediğini onun kendisini yurt sever olmaya ikna etmeye çalıştığını bilmeyenlerin de öğrendiklerini anlamak istemiyor Sn. Başbakan.
Yani bu sözler bayatladı artık.
Sonra lütfen CHP yi ağzına sakız etme artık.90 yıldır yıkılmayan CHP her zamanki gibi dimdik ayakta olacaktır Çünkü o Atatürk’ün partisidir.
****
“Milleti kendisine düşmanmış gibi gören, sanal tehditler üreten, sanal korkular üreten bir devlet, adil olamaz, sosyal olamaz, laik olamaz, hukuk devleti hiç olamaz.”
Bu sözleri söyleyen başbakan olunca hayret etmemek elde değil. Ya, bir insan bu kadar çelişkiye düşebilir mi? Bir insan böylesine tutarsız nasıl konuşabilir?
Bazen kendi benliğinden çıkıp bir Ana muhalefet lideri oluyor sanki mübarek. Bazen de kimdir, nedir, necidir anlayamıyoruz.
Bizi yıllarca, korkularla sindirmek istediler Bu topraklar üzerinde, hepimiz, çok farklı acılar yaşadık… 23 Nisan 1920'den sonra, 29 Ekim 1923'ten sonra, belli dönemlerde, devlet ve Hükümetler, kuruluş ruhundan, kardeşlik hukukundan uzaklaşmak suretiyle, dedelerimize, babalarımıza, bizlere çok büyük acılar yaşattılar.(!)
Kim, kimler sizlere acılar yaşattılar? Dedeleriniz kimdi?
****
Of.of! Sayın Erdoğan bu ne yaman çelişkilerdir ya?
Bir yandan; "Nisan ayı, milletimiz için, ülkemiz için, hatta tüm insanlık için çok önemli, çok anlamlı 2 yıldönümü ihtiva ediyor… Bunlardan birincisi, 20 Nisan; yani, Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin doğumunun miladi yıldönümü. İkincisi ise, 23 Nisan… Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış yıldönümü ve bu yıldönümünde idrak ettiğimiz Milli Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı. Allah'a hamdolsun.” diyorsun demesine öte yandan tüm milli bayramları yasaklıyorsun. Atatürk’ün heykellerini resimlerini ve TC yi resmi kurumlardan kaldırıyorsun. Türk Bayrağını eline alana polis copu ve biber gazı reva görüyorsun.
Vallahi merak ediyorum başbakan acaba çift ruh mu taşıyorsunuz?
****
Sayın Başbakan, PKK ye bayrak dedikleri paçavraları, terörist başının posterleri ile Diyarbakır’da Nevruz kutlatıyorsun oh ne ala ama İşçinin, emekçinin 1 Mayıs Bayramını kutlatmamak için her türlü atraksiyonu yapıyorsun.
Doğu ve Güneydoğuda yapmadığını, yapamadığın yasağı İstanbul gibi bir metropolde uygulamaya kalkıyorsun. Bunun adı sokağa çıkma yasağı mı oluyor?
Öyle ya, caddeleri yolları kapatıyorsun, toplu taşıma araçlarını trafikten men ediyorsun. Böylece kendi halkın saymadığın halka gâvur eziyeti yapıyorsun.
Ne var ki Türk Milleti her şeyin üstesinden gelir ve yarın tüm engellemelerine karşın o bayram Taksim’de ve yurdun her yanında kutlanır.
Siz biraz istirahat edin dinlenin. Sanırım biraz buna ihtiyacınız var.
TC. Tünay Süer
Yorum Gönder