Bütün rejimlerde iktidar vardır. Muhalefet sadece demokratik rejimlerin
ayrıcalığıdır.
Hür basın yoksa hür seçim de olmaz
olamaz.
Uluslararası kuruluşların raporları alârm
veriyor.
Türkiye, basın özgürlüğü sıralamasında
sürekli irtifa kaybediyor.
“Hükümeti övdünüz de kızan
mı oldu” diye soran çıkmıyor bereket!..
CHP’nin Parti
Meclisi toplantısında Genel Başkan Kılıçdaroğlu isyan halindeydi.
İktidarın medyayı korkutarak yarattığı iklim, eleştirel
haber ve yorumlara gazete ve TV’leri kapatıyor. Medya eleştiri kotasını CHP
hakkında verdiği zorlama haberlerle dengeliyor.
Dün
AKP ve CHP’nin önemli toplantıları vardı. Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını 2-3 kanalın 5-6 dakika verdiğini, fakat Başbakan’ın
konuşmasını 12 kanalın canlı olarak yayınladığını anlattı.
Kılıçdaroğlu da kürsüde iktidara ateş püskürüyordu.
Yayında zamanı adaletle kullanmak şöyle dursun çoğu medya kuruluşunun
CHP’yi kavga içindeymiş gibi gösteren haberler ürettiğini, artık buna sessiz
kalmayacaklarını anlatıyordu.
“CHP’de kavga var imajı
yaratmaya çalışıyorlar. Yeri geldiğinde gazeteleri de gazetecileri de teşhir
etmekten çekinmeyeceğim. AKP’yi eleştirmekten korkup CHP’yi eleştireceksin,
sonra kendine gazeteci diyeceksin!”
Böylesi ayıplara
katlanmanın iktidar hesabına açıklaması bulunmuyor.
Halkın en duyarlı olduğu Kürt sorunu konusunda riskli bir çaba
sarfediliyor buna rağmen araştırmalar, AKP’nin seçim şansının yüzde 50 bandında
dalgalandığını gösteriyor.
“Ekonomisi iyi giden bir
ülkede iktidar seçim kaybetmez” kuralı bir yana seçmenlerin niteliği de AKP’nin
şansı arttırıyor.
O kitle konut edindirme ve hastane
kolaylıkları gibi hizmetlere ulaşmak karşılığında basın özgürlüğünü mesele
yapmıyor, yapmaz zaten.
Her iktidar gibi AKP de bu
zaafı sömürebilir ve hizmetleriyle övünebilir.
Ama
muhalefeti susturulmuş bir rejim yaratarak elde edeceği kötü şöhret tüm
iyilikleri siler süpürür; unutmamak gerekir..
İnada binmesin...
Vali Mutlu’ya
bakarsak lise öğrencisi Dilan, poliste kaydı olan bir militandır.
Ama militan diye kaydı çıkmadı.
Ardından polis “Elinde molotof vardı” diye yeni bir suçlama hamlesi
yaptı.
O da molotof değil sirke şişesiymiş. Biber
gazına iyi geldiği söyleniyor çünkü.
Devlet özür
dilemez bizde.
Tamam ama masumiyet de bu kadar
acımasız muamele görmesin.
Devlet Dilan’a husumet
gütmesin.
Biliriz çünkü delil bulunmasa bile istedi
mi hemen yaratır.
Silivri’ye bakıp hizaya gelmek
lâzım!
Yorum Gönder