Tortum Çocuk Mahkemesi’ndeki Sanık - Orhan Birgit

Tortum Sulh Ceza Mahkemesi, bugün ' "Çocuk Mahkemesi" kimliği ile 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya adlı bir kızı yargılayacak. Yine Tortum'daki Asliye Ceza Mahkemesi'nde de bu genç kızın sanık olarak bir başka davası daha var! Dünkü Cumhuriyette Leyla ile ilgili bu iki haberi okuyunca, Leyla Yalçınkaya'nın öncelikle HES'ler karşısında kendisinden yaşça büyük nice kişileri sollayarak gösterdiği duyarlılık ilgimi çekti. Ayrıca çocukluktan genç kızlığa geçerken köyündeki jandarmalar nedeni ile başına aldığı davayı da önemli buldum. O yüzden de bugünkü yazıyı, bu kızımıza ayırdım.
Leyla'nın yargılanma olayını Erzurum'un bir ilçesinin sınırlarından çıkartarak, ülkenin ulusal medyasına kadar yansıtan olay, ilk bakışta 2011 yılının başlarında görevli 2 jandarma erine hakaret ettiği ve taş attığı savlarına dayanıyor .
Ama üzerindeki perdeyi azıcık bile aralayacak olursanız, çevrede yapılmak istenilen HES'lerden sonra, Ödül Vadisi'nde Bağlarbaşı, Serdarlı, Pehlivanlı gibi bölgelerdeki sularda üreyen kırmızı benekli doğal alabalıkların, 3 milyon meyve ağacı ile birlikte yok edileceği kuşkusunun köylülerde ağır bastığını görüyorsunuz.
5 Ağustos 2011'de vadiye sokulan İş makinelerinin çalışmasını bu kuşku ile önlemek isteyen köy kadınlarının direnişleri sırasında, o tarihte 15 yaşını bitirmekte olan Leyla da işe
karışıyor. Kırmızı benekli alabalıkların, çeşit çeşit meyveler veren ağaçların bekçiliğini yapanlar arasında sesini yükseltmekle yetinmiyor, "asayişi sağlamak, yüklenicileri korumak için" görevlendirilen jandarmalara karşı koyan büyüklerinin aralarında yer alıyor.
Genç kızın bu kadarı ile de yetinmediğini, görevi jandarma erlerinden Adil Aldemir ile Abdullah Tekne, Tortum Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptıkları yazılı başvuru ile iddia ediyorlar.
Kendilerini dövdüğünü, sövdüğünü söyleyen bu iki Jandarma görevlisinin suç duyurusu doğrultusunda Leyla 9 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmak isteniyor.
Sadece Tortum'da değil; en az 21 yaşında iki aslan gibi delikanlıyı şiddet kullanarak görevlerinden alıkoymayı başardığı iddiasıyla çelimsiz bir köylü kızının sanık durumuna gelmiş olması, kamuoyunda -cılız da olsa- tepkiyle
karşılanıyor.
Cumhuriyet Halk Partili kadın parlamenterlerden oluşan bir heyet, Leyla'nın köyüne giderek olayı soruşturuyor. Leyla kız ve köylüleri de, belki de ömürlerinde hiç oy vermedikleri CHP'den gelen bu destek girişimine karşı ana muhalefet partisinin parlamento grubunu ziyaret ediyorlar.
Öylelikle politik bir boyut da kazanmış olan bir olayın bugün başlayacak olan duruşması, elbette gazete haberlerinin yanı sıra köşe yazarlarının yorumlarına da yansıyacak; duyarlı televizyon habercileri de "canlı yayınlarıyla Leyla'nın savunmasını kamuoyuna taşıyacaktır.
Ama hangi boyutlarıyla? 1947'de, çok partili yaşam henüz ülke gündemine düştüğü günlerde Toroslar'ın sırtlarında ve İçel iline bağlı Arslanköy'de Demokrat Parti adayının kazandığı muhtarlık seçimini kaymakamlık yenilemek istemiş, köylüler bu istek karşısında haklı bir direniş göstermişlerdi.
Tutuklanan direnişçilerin Mersin Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamalarına kamuoyunun ve o dönemdeki İstanbul medyasının gösterdiği ilgi öylesine büyüktü ki... Dönemin ünlü gazetelerinden Tasvir'in başyazarı Cihat Baban gibi önemli yazarlar duruşmayı izlemek için Mersin'e gelmişlerdi.
İzleme açısından "biz Fenerbahçelilerin başkanı olan Aziz Yıldırım'ın dün Silivri'den İstanbul Adalet Sarayı'na İntikal eden Olağanüstü Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki şike yargılamasıyla kıyaslanmasa bile; özellikle çevreciler ve gelişme çağındaki gençlerin psikolojisi ile ilgilenen uzmanlar için de bence göz ardı edilmeyecek olan bir yargılamadır Leyla Yalçınkaya'nın duruşması.
Genç kızın savunmasını üstlenen bir avukatı da var. Ama acaba Devlet Bakanı Fatma Şahin ve Bakanlık bürokrattan bu olay karşısında şimdiye kadar neden hareketsiz kaldılar?
Yoksa çevre duyarlılığı nedeni ile başını büyük belalara sokacak kadar HES karşıtı olan bu kızın dramından hiç mi haberleri olmadı?
Çevreci hanımlarımızın Leyla ile dayanışma zinciri kurmaları çok mu uzak bir düş olur?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget